William Shakespeare – Soneler

William Shakespeare “Bütün dünya bir sahnedir,” diyor. Shakespeare yeryüzünü baştan başa sahne olarak görmüş, kendi sahnesine bütün yeryüzünü sokmaya çalışmıştır. Ama, hem oyun yazarı, hem şair olan Shakespeare’in bütün dünyası sahne değildi. Yaşantılarının birçoğunu trajedilerindeki ve komedilerindeki kişilerin sözleriyle dile getirmekle yetinmedi, şiirleriyle de açıkladı. Büyük yazarın iç dünyası, sonelerindedir. Bu özlü şiirlerde, dramatik ses değil, lirik ses egemendir. Çoğu, derin duyguları, güçlü heyecanları, acıları ve sevinçleri anlatır. İngiliz şairi William Wordsworth, soneler için diyor ki: “Bu anahtarla Shakespeare gönlünün kilidini açmıştır.” On altıncı yüzyılın sonlarında yazılmış olan sonelerde, Shakespeare insan ruhunun birçok boyutlarını yansıtmış, yaratmıştır. Baştan sona okunduklarında incecik sevgilerden yaman cinsel iştahlara kadar değişen bir gönül serüvenini anlattıkları görülüyor. Soneler, denilebilir ki, İngilizcenin en ünlü şiir dizisidir. Hem de dünyada aşk edebiyatının en güzel örnekleri arasındadır, İngilizce, bu şiirlerde, gerek duygu ve düşünce derinliği, gerek söyleyiş zenginliği bakımından, ölümsüz bir yere ulaşmıştır. Sonelerin önemi, özellikle üç yönden büyüktür: 1. Salt şiir olarak, sonelerin çoğu, benzeri az bulunur güzelliktedir. Ünlü Hayyam çevirmeni Edward Fitzgerald şu övgüyü boşuna yazmış olmasa gerek: “Soneleri titizlikle okuduğum güne kadar bana yarı-tanrı gibi göründüğü için Shakespeare’i yarı tanıdığımı söylersem yargımın aşırı olduğunu sanmam.


” 2. Soneler, Shakespeare’in iç dünyasının birçok yönlerine ışık tutmaktadır. Büyük İngiliz ozan ve eleştirmeni Samuel Taylor Coleridge’in oğluna Shakespeare’in kafasını anlamak için sonelere başvurmasını salık vermesi bunun içindir. 3. Soneler, ünlü yazarın dramatik sanatçılığı ile lirik sesi arasında kesin bağlar kurduğu için de ilginçtir. Sonelerin tümünü başka herhangi bir dile aynı biçimle, aynı kafiye düzeniyle çevirmek, düşünülebilecek en zor çeviri işlerinden biridir. Nitekim birçok dilde tüm sonelerin çevirisi yoktur. En gözü pek çevirmenler bile, bu mihnetli işi üstlenmekten ürkmüş gibidirler. İngilizceden Türkçeye sone çevirisi, iki dilin yapısı ve ses düzeni birbirine hiç benzemediği ve vakit vakit ters düştüğü için, büyük zorluklar çıkarmaktadır. Belki de bu yüzden, Shakespeare’in oyunlarının hepsi –bazıları altı yedi kez, on kez dilimize çevrildiği halde– soneler genellikle ihmale uğramıştır. Sone çevirilerine ilişkin ilk önemli çalışma 1887-1888’de Mehmet Nadir’in düzyazı olarak yayımladığı 42 sone çevirisidir. Tüm sonelerin ilk çevirisi 1979 yılında Saadet Bozkurt ve Bülent Bozkurt tarafından yayımlandı. Titizlikle hazırlanmış olan ve orijinallere sadık kalan bu yararlı çalışmada, çeviriler vezinsiz, kafiyesiz, düzyazı iledir, yer yer mısraların açıklamasını yapıyor gibidir; şiirsellikten çok uzaktır. Bozkurtlar sonradan (1994’te) çevirilerini daha şiirli bir dille, çoğu zaman vezinli ve uyaklı olarak yeniden düzenlediler. Bence, şiirsellik yönünden, en başarılı örnekler arasında, Sabri Esat Siyavuşgil’in bir, Can Yücel’in iki sone çevirisi vardır.

Benim sone çevirilerim, ilk olarak, Aralık 1961’de, rahmetli Yaşar Nabi Nayır’ın Varlık dergisinde yayımlanmıştı. Sonra, birkaç tanesi Yeditepe’de, Türk Dili’nde ve Dost’ta çıktı. 1964’te, Shakespeare’in doğumunun 400. yıldönümünde, kırk soneden oluşan William Shakespeare: Soneler başlıklı kitabımı yayımladım. Yeditepe Yayınevi’nin çıkardığı bu kitap hem o yıl, hem de sonraki yıllarda geniş ilgi gördü. Yıllar boyunca, başka sone çevirilerimi birer ikişer çeşitli dergilerde yayımladım: Ankara Sanat, Türk Dili, Edebiyat-Sanat, Varlık, Yeditepe vs. Birçok sone çeşitli antolojilerde yer aldı, şiir programlarında okundu, derslerde kullanıldı. Özellikle Prof. Dr. Oya Başak, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki derslerinde bu çevirileri yıllardır okuttuğu için kendisine minnettarım. Yıldız Kenter, İstanbul Radyosu için sonelerden oluşan bir program hazırladı. 1985 ve 1986’da Müşfik Kenter Kahramanlar ve Soytarılar: Shakespeare’in Dünyası başlığıyla yazdığım tek kişilik oyunda, sonelerden birkaç tanesini üstün başarıyla okudu. Kendisine teşekkür borcum büyüktür. CemYayınevi sahibi M. Ali Uğur’un ilk Tüm Soneler kitabımın yayımlanmasına verdiği önemi her zaman minnetle hatırlayacağım.

Onun yakın ilgisi ve güçlü desteği olmasa, Soneler kitabı gün ışığına çıkamazdı. Ayrıca, kitabın yayımlanması uğrunda canla başla çalışan değerli kardeşim Güngör Dilmen’e de teşekkür ederim. Kitap için hazırladığı tanıtma yazısında Güngör Dilmen şöyle diyordu: “Halman’ın çevirileri hem Shakespeare’e çok sadık, hem de olağanüstü güzel olmanın çifte erdemini taşıyor. Sone gibi zor bir şiir formunu Türkçede aynen yinelemek güçlüğün güçlükle çarpımıdır. Sonuç şaşırtıcı: Halman üstesinden geldiği bu inanılmaz çileyi bize sezdirmiyor bile, öylesine rahat bir söyleyiş. Soneler artık Türkçenin olmuştur.” Şair Nevzat Yalçın’ın yardımı için de minnettarım. İngilizceyi ve Shakespeare’in sonelerini olağanüstü iyi bilen Sayın Yalçın, 30’dan fazla çevirimi satır satır, sözcük sözcük gözden geçirip orijinalleriyle karşılaştırarak eleştirilerde bulundu. Yaptığı önerilerin birçoğundan büyük ölçüde yararlandım; bazılarını aynen uyguladım. Dostum Nevzat Yalçın’ın bilinçli ve titiz eleştirileri, 30 kadar sonenin çevirisinin daha iyi olmasını sağladı. Kendisine candan teşekkür ederim. Kitaba çeşitli yardımlarda bulunan Dr. Jayne Wamer’a da teşekkürlerimi sunarım. Sonelere gösterilen ilgi için birçok kimselere teşekkür borçluyum. Adlarını anmayı unuttuklarım olursa bağışlamalarını rica ederim.

Teşekkürlerimi sunmak istediklerim arasında. Hayati Asılyazıcı, Mehmet Atay, Hüsamettin Bozok, Tanju Cılızoğlu, Güngör Dilmen, Gültekin Emre, Nüzhet İslimyeli, Yaşar Kemal, Yıldız Kenter, Serhat Kestel ve A. Turan Oflazoğlu başta gelir. Sonsuzluğa göçenlerden Melih Cevdet Anday, Şükran Güngör, Azra Erhat, İlhan Berk, Mehmet Kaplan, Yaşar Nabi Nayır, Behçet Necatigil, Nüvit Özdoğru ve Nurettin Sevin’in adlarını anmak isterim. Soneler üzerindeki çalışmalarıma her zaman destek olan eşim Seniha T. Halman’a teşekkür ederim. Kızım Defne Halman, kitabımın hazırlanmasına ilham kaynağı oldu, manevi destek sağladı. Onun ve genç sanatçı arkadaşlarının sonelere gösterdikleri ilgi, bu kitabı tamamlamam için hevesimi artırdı. Soneler’in en iyi şekilde yayımlanması için büyük emek veren Sayın Ahmet Salcan ile Sayın A. Alkan İnal’a teşekkür borcum büyüktür. Metnin baskıya hazırlanmasında canla başla çalışan Demet Güzelsoy Chafra’ya teşekkürler ederim. Çevirilerde şiirlerin asıllarına sadık kalınmış, adaptasyon (uyarlama) yoluna gidilmemiştir. Başlıca düşüncem, sonelerin özünü ve sesini otantik olarak Türkçede yeniden yaratmak, bunu yaparken kulak tırmalamamak, “çeviri kokusu” vermemek olmuştur. Bu çeviriler, “sadakat ile şiirsellik arasında denge” ilkesine göre yapılmıştır. Pek çoğu, sanırım, Türkçe yazılmış gibi okunabilir, ama orijinallerdeki özelliklerin hemen hepsi korunmuştur.

Okurlar, bu sonelerde Türkçenin gür ve güzel seslerinden esintiler bulursa dünyalar benim olur.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir