Cemal Süreya – 99 Yüz

Yoğun arkadaşlıklarda tarih düşmem. ‘İlk’lerin önemi yoktur. Tıpkı Cemal’de olduğu gibi. Aydınlık, güler yüzü, donmuş bir kare gibi hâlâ belleğimde. Gördüğüm, bürokrata en benzemeyen bürokrat. Elindeki çantada bence teftiş raporlarından, ömür törpüsü dosyalardan çok şiirler, yazılar, çeviri müsveddeleri vardı. Kızdığını, köpürdüğünü görmedim, ancak gözlerindeki sonbaharı keşfederdim. Konuşurken hep ufukta bir yere bakardı, şiir galaksisinin hareketlerini gözlediğini düşünürdüm. Hülyalı bir bakış. Şiiri çok severdi. Bir şair için söylenebilecek bu en sıradan söz, Cemal Süreya’da başka bir anlam kazanır bence. Başına konan devlet kuşlarını kovmuş, şiirin korunmasız serçesini baş tacı etmişti. Konuşması çoğu zaman, ölçüsüz uyaksız mısralar gibiydi. Ya düzyazısı? Şiiri kadar iyi. Zekâsı, satırlarda ironik bir tavırla parlayıverirdi.


Onun 99 Yüz’deki tasvirleri, tespitleri, düzyazının kısırdöngüsüne karşılık, imge dünyasına yanaşıyor. 99 Yüz’deki bazı tipleri anlatırken, mensur şiirin kapısını çalmış. 99 Yüz’ün atında ne yazılı? İzdüşümler/Söz Senaryosu. Gerçekten de 99 Yüz, bir izdüşümler toplamıdır. İzlenimlerin tanıklığıdır. Gördükleriyle, okuduklarıyla, duyumlarıyla, gözlemleriyle oluşturduğu bir tür kimlik kartı. Kimileri bu kartı bir iftihar levhası gibi yanında taşıyacak, kimileri de saklamak için yorgun düşecek. İyi şair aynı zamanda iyi de bir arkeologdur. Yüze vuranları da görür, dibe çökenleri de. 99 Yüz’de yer alan insanlar hakkında Cemal Süreya’yı okumadan karar vermeyin, yanılgıya düşersiniz. Mülkiyeli Cemal Süreya, onların siyaset karnesini doldurur, ikmale kalanlar, tard edilenler, hep sınıf birincisi olanlar… Siyaset dünyasından kişiler ilk kez bir şairin fantastik bakışından, ironik süzgecinden geçiyorlar. Geriye ne kalıyor? Kimilerinden bizim de yararlanacağımız birikim, kimilerindense birikinti. Turgut Özal, Süleyman Demirel, Deniz Baykal, Türkân Şoray, Güngör Bayrak, Cihat Burak… İlk kez insanlar antolojisinde bir araya geldiler. Ortak noktaları neydi? Aynı toplumun ürünleri, alanlarının simgeleri olmaları. Onları okurken, prototiplerden yola çıkıp bu toplumun anatomisini çıkarabilir misiniz? Evet.

Biraz bilgi, biraz zekâ, biraz sezgi yeter. 99 Yüz’ü yazarken güneş saati kullanmış Cemal Süreya. Kimileri çiğ ışık altında daha çok sırıtıyorlar defolarıyla, kimileriyse günbatımında daha romantik, daha insancıl görünüyorlar. Karanlıkta kalanlara gelince… Hades’e inenlerin de rehberidir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir