1 Eylül 1939 günü Hitler Almanyası’nın güçlü ve o zamana ka-dar görülmemiş oranda motor gücüyle donatılmış orduları, Polonya Cumhuriyeti sınırlarını aşarak ülkeyi işgale başladılar. İngiliz ve Fransız hükümetleri, Romanya ve Yunanistan’ın yanında Polon-ya’ya da, Almanya saldırısı halinde onun yanında Almanya ile sava.şa girme yolunda anlaşma imzalamışlardı. Bu anlaşmalar gereği, bu iki devlet, Nazi Almanyası’na savaş ilan ettiler. Üç gün içinde İngil.tere ve Fransa’ya bağlı yarıbağımsız hükümetlerde (Kanada, Avus.tralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Çin Hindi vb.) beraber düşünü.lünce Hitlerin Polonya’ya saldırısıyla dünyanın kıtalararası bir sa.vaşa tutuşma süreci tetiklenmişti. Uzakdoğu’da Çin ve Japonya’nın zaten yıllar öncesi başladığı savaşı sürdürdükleri de hesaba katılın.ca, dünya nüfusunun dörtte üçü, 4 Eylül 1939 günü savaş yangının içine girmişlerdi. Aslında başlayacağı çok önceden koklanan sava.şa karşı her ülkenin hazırlığı vardı. Türkiye’nin savaşın patlamasın.dan kısa bir süre önce kaybettiği lideri Atatürk, bu gürüldeyerek ge.len savaşın, “dünyada her şeyi büyük ölçüde değiştireceğini” birkaç kez ifade etmişti. Gerek Atatürk ve gerekse savaş yıllarında hemen tek başına milli iradeyi temsil ve yürütme sorumluluğunu üstlenen İsmet İnönü, bu savaşta güdülmesi gerekli iki amacı saptamışlardı: 1- Toprak ve ulusal bağımsızlığımızdan hiç kayıp vermemek, 2- Ülkeyi savaş ateşinin dışında tutmak.
A.Başer Kafaoğlu – Varlık Vergisi Gerçeği
PDF Kitap İndir |