Ahmet Alpan – Dost Bombalar

“Ben bütün bu yazdıklarımı hayalimde canlandırdım. Hiçbirinin gerçeklerle ilgisi yoktur, olmamalıdır… kişi ve olayların gerçek dünyayla benzerlikleri varsa tamamıyla tesadüflerden ibarettir… “ Mavi gökyüzü yavaş yavaş gri bulutlarla kaplanmaya ve sezonun bittiğinin habercisi ilk yağmur damlaları yolu ıslatmaya başladığında, esnaf eşyalarını çoktan içeri toplamıştı bile. Yine kasvetli bir kış mevsimi bekliyordu Marmaris Çarşısı’nı. Yüzlerde artık o zoraki gülümseme bile kalmamıştı. İşleri iyi giden birkaç kişi dışında herkes kara kara düşünüyordu. Yağmur şiddetini artırdıkça dükkânlar da birer birer kapanmaya başladı. Tam o anda halıcının yağmura rağmen birkaç kilimi dışarı çıkardığını gören “eski kurtlar” dükkânları kapatmaktan vazgeçti. Belli ki Amerikan askerleri geliyordu. Her neden ve her nasılsa askerlerin gelişinden önce halıcıların haberi olurdu hep. Yarım saat sonra Amerikalıların sesleri duyulmaya başlandı. Yürekleri umut kaplamıştı yeniden. Ardından dedikodular: “Beş bin kişilik gemiymiş” diyordu Turgut. Mevlüt ise, “Nerdeeee! İki bin sekiz yüz… Bu gemi ufak, büyüğü haftaya gelecekmiş” diye bilgiç bilgiç söyleniyordu. Ha iki bin ha beş bin. Kış başında kirasını bile ödeyememiş esnaf için yine de bir umuttu.


Amerikalı askerler uzun süre denizde olmanın da verdiği sıkıntıyla dışarı çıktıklarında güzel para harcıyorlardı. Cemil’in bu konuda bir teorisi vardı, “Pentagon onlara özel ödenek veriyor. Gittikleri yerde harcayıp şirin görünsünler diye…” derdi hep. Bir şey bildiğinden değil, sadece öyle hissediyordu besbelli. Ancak çok değil, birkaç ay sonra hislerinde hiç de yanılmadığını birinci kaynaktan öğrenecekti. Amerikalılar çarşıyı doldurmuştu bir anda. İşler birkaç gün iyi gitti. Ancak askerler gemilerine dönünce çarşı sokakları tekrar bomboş kaldı. Cemil, eşiyle birlikte işlettiği hediyelik eşya dükkânında bilmem kaçıncı çayını içerken, kara kara düşünüyordu. Kirayı ödemedikleri için önceki dükkânlarından çıkmış, bu küçük yere taşınmışlardı. İcra davası devam ediyordu ve çok büyük olasılıkla borçlarını ödemek için evlerini satmak zorunda kalacaklardı. Evi satıp kiraya taşınmak çok koymuyordu Cemil’e de kışı geçirecek paraları dahi yoktu. Eğer birkaç gün içinde satış yapamazlarsa ekmek alacak paraları bile kalmayacaktı.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir