Hulki Cevizoğlu – İşgal Ve Direniş 1919 Ve Bugün

“Komutan Bey, biraz sonra Cenab-ı Allah’ın huzuruna çıkacağız. Temiz çıkalım dedik. Ola ki bir pislik bulaşmıştır, diyeçamaşırlarımızı değiştirdik. Abdest aldık. Biz buraya oynamayadeğil, düğüne (savaşa) geldik; bayrama geldik. Bugün bizim bayramımız. Onun için süslendik. Ayrılık hediyelerini taktık. Biraz-dan bayramımız var. Aman sen bize, hücumdan beş dakika önceyine haber ver…” Ali’nin bu sözlerinden sonra büyük bir sessizlik oldu… Herkes kendi dünyasına dönmüş, dua ediyordu. Gözler yumulu, avuçlar açılmış, sadece dudaklar kıpırdıyordu. Saatime baktım. Ali’ye beş dakika kaldığını bildirdim. Birden bire ortalık kaynayı-verdi. Hepsi birbirlerine sarılıyor, öpüşüyor, helâlleşiyorlardı.


“Utandırmayın ha!. İyi dövüşün ha!. Gün bugündür… Anamız bizi bugün için doğurdu… Hakkınızı helâl edin…” Kısa süre sonra dişler kenetli, süngülerini takmış, tüfeklerinin dipçiklerine parmaklarını geçirircesine yapışmış bölük hücuma hazırdı. Herkes ölüme hazırdı. “Hücuuum!…” deyince sanki siperler sarsılıverdi. Hepsi, “Allah… Allah!” diye düşmanın içine bir hançer gibi daldılar. Dövüştük… Dövüştük… Dövüştük… Akşama doğru savaş durdu. Yanıma birisi geldi, “Komutanım, Üçpınarlı Ali sancağı vermiyor…” dedi. Gittim, baktım. O yüzyirmi kişiden, o gün onüç kişi sağ kalmış. Ali de şehitler arasında idi. Ama sancağı öyle bir kavramış ki parmakları kenetlenmişti. Çekeyim, dedim olmadı!. Orada, Anafartalar’da üç top çam ağacı vardır. O gün şehit olanları o ağaçların arasına gömdük.

Gömülen şehitlerin en üzerine de Ali’yi sancağına sararak yatırdım… Orada, Anafartalar’da çam ağaçlarının altında nice memleket evlâdı, bu vatana kurban koç yiğitler yatıyor… Bu Anafartalar’dan, bu ruhtan bir ülke çıktı:Türkiye Cumhuriyeti!. İimdi, bu Cumhuriyet’i ve Mustafa Kemal’i yıkmak isteyenlere göreyeni tehlikeler bir “paranoya”, ruh ve düşünce hastalığı!. Anafartalar’da kahramanlaşan Mustafa Kemal, daha sonra Ulusal Kurtuluş Savaşı ile destanlaştı. Bu destanın içinde hainler de var: Yüzlerine “Polyanna maskesi” takıp; ülke işgal edilirken, “Söylentilere inanmayın” diyenler!. Kendilerini “baş-rolde” görüpte, “yabancıların figüranı” olanlar… İimdi bu gerçeklere yolculuğumuz başlıyor. İİGAL BAİLIYOR… HALK SESSİZCE SEYREDİYOR.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir