Estonya, Letonya ve Litvanya günümüzde “Baî- tık” adıyla bilinen ülkeleri oluştururlar. Bazı tarih çilerin, etnolojik ve dilbilimsel kökenleri nedeniyle Finlandiya’}^ da bu öbeğe dahil etme eğilimine rağ men Finlandiya, bütün 20. yüzyıl boyunca izlediği farkh bir gelişmeyle diğerlerinden ayrılmıştır. Dolayısıyla bu ülke konumuz dışında kalacaktır. En başta etnoloji, dil ve kültür alanlarında önemli farklılıklar gösterseler de Estonya, Letonya ve Litvanya homojen bir bütün oluştururlar. Coğ rafya onlara, birbirlerine karışacak kadar ortak bir tarihsel çerçeve çizmiştir. Büyük Rus ırmaklarının denize döküldükleri yerde bulunan, Kuzey Avrupa ile Doğu Avrupa’nın yayılmacı büyük krallıkları ve imparatorlukları arasına sıkışıp kalmış olan Baltık ülkeleri, bu konumlan nedeniyle güçlü komşuları nın iştahını çektiler. Küçük ve zayıf ülkeler olarak sırasıyla İsveç, Polonya, Almanya ve Rusya^nın boyunduruğunda kaldılar. Tarihin kasırgası ve getirdiği acıların kıskacında kalan bu halkları sanki her zaman boyun eğecekleri bir gelecek bekliyor gibiydi. Oysa, L Dünya Savaşı onlara bağımsızlık şansını sundu. Baltık halkları bunu yakalamasını bildiler, ama Germen-Sovyet çatışmasının önünde duramadılar. SSCB üyesi Sovyet cumhuriyetleri olan Estonya, Letonya ve Litvanya’nın toplumsal-iktisadi, ama aynı zamanda etnik görünümü, o tarihten sonra büyük ölçüde bozuldu. Zor bir Sovyetleşme döneminden sonra, bugün, kendi kimliklerini kabul etti rebilmek için Gorbaçov^un başlattığı yumuşamadan yararlanıyorlar. 1990’ın başında, milliyetçi çoğunluklar, Sovyet tarihinin ilk yan serbest seçimlerinden yararlanarak iktidara geçtiler. İlk kararları, kendi cumhuriyetlerinin bağımsızlığını ilan etmek oldu. Bu karar Moskova’nın tepkisine yol açtı; Litvanya’ya karşı uygulanan enerji ambargosu bu tepkinin en bilinen ifadesiydi. Tarihin birbirine bağladığı üç Baltık cumhuriyeti, bağımsızlıklarını yeniden kazanma sürecinin noktalanması için her zamankinden daha sıkı bir şekilde birbirlerine bağımlıdırlar.
Pascal Lorot – Baltık Ülkeleri
PDF Kitap İndir |