Etiket: Aldous Huxley

Aldous Huxley – Maymun Ve Oz

Gandhi’nin suikasta uğradığı gündü;1 ama Calvary’deki2 turistler tanık olmak durumunda kaldıkları, sonuçta oldukça sıradan sayılabilecek bu olayın muhtemel öneminden çok, piknik sepetlerinin içindekilerle ilgiliydiler. Gökbilimciler ne derse desin, Ptolemaios kesinlikle haklıydı: evrenin merkezi bulunduğumuz yerdedir, başka yerde değil. Gandhi ölmüş olabilir; ama Bob Briggs, ofisindeki masasının arkasında ve Stüdyo Yemekhanesi’ndeki öğle yemeği masasının başında, sadece […]

Aldous Huxley – Cesur Yeni Dunyayi Ziyaret

Aklın ruhu, gerçekdışının tam da bedeni haline gelebilir. Ne kadar yalın ve akılda kalıcı olursa olsun, kısalık, eşyanın tabiatı gereği, karmaşık bir durumun bütün olgularına hakkaniyetli davranamaz. Böylesi bir izleği, bir kimse ancak eleyerek ve basitleştirerek özetleyebilir. Eleme ve basitleştirme, anlamamıza yardımcı olur, ama çoğu durumda, yanlış şeyi anlamamıza; çünkü biz sadece kısaltanın dikkatle formüle […]

Aldous Huxley – Ses Sese Karşı

Geleneksel romanlarda olduğu gibi, belirli bir konuyu işlemeyen, yani bir öyküyü başından sonuna değin anlatmayan Ses Sese Karşı, yaşamın boşluğunu ve anlamsızlığını açığa vurmak istercesine, bir umutsuzluk havası içinde biter: Walter’in, bunca acı çektikten sonra elde ettiğini sandığı Lucy, önüne çıkan ilk erkekle onu aldatır. Yaşlı ve kanser hastası John Bidlake ölümü beklediği halde, bu […]

Aldous Huxley – Ses Sese Karsi – Cilt 1-2

Aldous Huxley, dünya edebiyatında “düşünce edebiyatı” denen türün başlatıcılarındandır. Huxley, koyunların tiroid guddelerinden Kızılderililerin totemlerine, fosforun yeryüzünden eksilmesinden Mozart müziğinin en ince ayrıntılarına kadar birçok konuda bilgi sahibi bir yazardır. Böyle bir yazarın romanlarında, düşüncenin, romanın öteki öğelerinden daha ağır basacağı besbellidir. Huxley’nin yarattığı kişiler, kendi görüşlerinin ya da düşüncelerinin birer sözcüsü gibidir çoğu zaman. […]

Aldous Huxley – Maymun ve Oz

Gandhi’nin suikasta uğradığı gündü;1 ama Calvary’deki2 turistler tanık olmak durumunda kaldıkları, sonuçta oldukça sıradan sayılabilecek bu olayın muhtemel öneminden çok, piknik sepetlerinin içindekilerle ilgiliydiler. Gökbilimciler ne derse desin, Ptolemaios kesinlikle haklıydı: evrenin merkezi bulunduğumuz yerdedir, başka yerde değil. Gandhi ölmüş olabilir; ama Bob Briggs, ofisindeki masasının arkasında ve Stüdyo Yemekhanesi’ndeki öğle yemeği masasının başında, sadece […]

Aldous Huxley – Kalıcı Felsefe

Philosophia perennis (ezelî hikmet) ; BU TABİR, Leibniz tarafından ortaya çıkarıldı; fakat içeriği —nesneler, canlılar ve zihinler dünyası için vazgeçilmez bir ilâhî gerçekliği tanıyan metafizik, ruhta ilâhî gerçekliğe benzer ve hatta onunla özdeş birşey bulan psikoloji, insanın nihaî hedefini bütün varlık aleminin içkin ve aşkın kaynağının bilgisi olarak gören ahlâk— zamanı bilinmeyecek kadar eski ve […]

Aldous Huxley – Cesur Yeni Dünya

Kronik vicdan azabı, tüm ahlâkçıların hemfikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız, pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir dahaki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir. Sanatın da kendi ahlâk anlayışı vardır ve bu […]

Aldous Huxley – Algı Kapıları – Cennet ve Cehennem

1886’da Alman farmakolog Ludwig Lewin adının sonradan verileceği kaktüsün ilk sistematik incelemesini yayınladı. Anhalonium lewinii bilim için yeniydi, ilkel dinler ve Güneybatı Amerika ve Meksika yerlileri için bu kaktüs hatırlayamadıkları zamanlardan beri arkadaşlarıydı. Aslında bir arkadaştan çok daha fazlasıydı. Yeni Dünya’ya ilk giden İspanyol gezginlerden birinin sözcükleriyle ‘Peyote dedikleri bir kök yiyorlar ve buna sanki […]

Aldous Huxley – Ada

Aldous Huxley (1894-1963), son romanı Ada’nın (lsland) yayımlandığı 1962 yılına değin bir karşı-ütopyalar yazarı olarak bilinir daha çok. 1932 yılında yayımladığı Yeni Dünya (Brave New World), dünyaya bilimin egemen olmasıyla insan mutluluğunun kesinlikle sağlanabileceği varsayımından yola çıkar. Bu varsayımı Huxley, yirminci yüzyıl İngiliz yazınında ütopya romancılarının öncüsü olan, özgürlükçü H.G. Wells’ten (1866-1946) aktarır gibidir. Gerçekte […]