Etiket: Dean R. Koontz

Dean R. Koontz – Yanlis Hafiza

Hayatının sonsuza kadar değiştiği ocak ayının o salı gününde Martine Rhodes baş ağrısı ile uyandı; greyfurt suyu ile iki tane aspirin içtikten sonra midesi ekşimeye başladı. Kendi şampuanı yerine yanlışlıkla Dustin’in şampuanını kullandı ve böylece kötü saçlarıyla zorlu bir gün geçirmeyi garantilemiş oldu. Tırnağını kırdı; tostunu yaktı ve mutfak tezgâhının altındaki dolaptan sürü halinde akın […]

Dean R. Koontz – Yabancilar

Dominick Corvaisis gece yatağına yattığında kolalı beyaz çarşafıyla hafif yün battaniyesini üzerine çekerek uykuya dalmış, ama bambaşka bir yerde uyanmıştı… holdeki dolabın içinde, karanlıkta, ceketlerle paltoların ardında. Ana rahmindeki çocuk gibi kıvrılmış bulmuştu kendini uyandığında. Yumrukları sıkılıydı. Boynunun ve kollarının kasları hatırlayamadığı kötü bir rüyanın gerilimiyle ağrıyordu. Gece rahat yatağından ne zaman kalktığını hatırlamıyordu ama […]

Dean R. Koontz – Kanatlar

«Kandan eldivenler.» Kadın iki elini kaldırdı, baktı. Ellerine… ellerinin içinden tâ ötelere baktı. Sesi hafif ama gerilim doluydu. «Ellerinde kan var.» Oysa kendi elleri tertemiz ve beyazdı. Kocası devriye arabasının arka koltuğundan ona doğru eğildi. «Mary?» Kadın cevap vermedi. «Mary, beni duyuyor musun?» «Evet.» «Kimin kanını görüyorsun?» «£min değilim.» «Ölecek olanın mı?» «Hayır. Aslında… kendi […]

Dean R. Koontz – Gecenin Sesi

Colin boş bakışlarını bir süre arkadaşına dikti, sonra ağır ağır başını iki yana salladı. «Roy, bazen amma da garipleşiyor-sun,» dedi. Roy sırıtmaya başlamıştı. Colin rahatsız bir tavırla, «Peki, senin hoşuna mı gidiyor böcekleri öldürmek?» diye sordu. «Bazen.» «Neden?» «Oak heyecanlı çünkü.» Roy hoşuna giden, ona eğlenceli gelen her şeye heyecanlı der, çıkardı işin içinden. «Heyecanlı […]

Dean R. Koontz – Çatırtı

Son Francisco’da Courtney’le buluşabilmek için aşmaları gereken üç bin millik yolun başında, Philadelphia’ daki dayalı döşeli dairelerinden yalnızca dört blok uzaklaştıkları sırada, Colin her zamanki oyunlarından birine başladı. Oyunlara bayılıyordu Colin… Ama oyun tahtasıyla ve sağa sola hareket ettirilen taşlarla oynananları değil, kafasının içinde oynayabildiği oyunları seviyordu o… kelime oyunları, düşünce oyunları, geliştirilmiş hayaller. Geveze, […]

Dean R. Koontz – Seytanin Dansi

Ellen Straker karavanın küçük mutfağında oturmuş, beşikten gelen garip seslere kulak vermemeye çalışarak gecenin sesini dinliyordu. Karavanın bulunduğu alandaki büyük çam ve meşe ağaçları rüzgârda sallanıyor, yaprakları korku filmlerindekine benzer sesler çıkarıyordu. Bulutlarla kaplanan bu ağustos gecesinde Pennsylvania’da fırtına çıkmış ve birkaç damla yağmur da yağmaya başlamıştı. Panayırın sesi duyuluyordu. Rüzgârın ve panayırın sesine karşın […]

Dean Koontz – Hicbir Seyden Korkma

Mum ışığıyla aydınlanan çalışma odamdaki telefon çaldı ve ben korkunç bir değişimin yaşanacağını hissettim. Medyumluk yoktur bende. Gökyüzündeki işaretleri ve olacak olayların belirtilerini görmem. El çizgilerim bana geleceğimle ilgili bir ilham vermez. Islak çay yapraklarının oluşturduğu şekillerden kader çizgilerini ayırt etmekte, bir çingenenin yeteneğine de sahip değilim. Babam günlerdir ölüm döşeğinde can çekişiyor. Fakat alnındaki […]

Dean Ray Koontz – Göz Ucuyla

KENDİSİNİ hızla yayılan kanserden kurtarmak için, cerrahların ameliyatla gözlerini çıkarmak zorunda kaldıkları Bartholomew Lampion, üç yaşında kör olmasına ve gözlerinden yoksun kalmasına karşın, on üç yaşına geldiğinde, görme yeteneğini yeniden kazandı. Ama on yıllık karanlıktan kurtularak aniden ışığa kavuşması kutsal bir şifacının elleri sayesinde olmamıştı. Tıpkı doğumu gibi sessiz sedasız gerçekleşen bir olaydı bu. İyileşmesine […]

Dean R. Koontz – Yaratığın Gözyaşları

Budalaların Şu Eski, Pis Meyhanesi… Bildiğin gibi düş bir nehre benzer Akarken durmadan değişir. Ve düşü gören sadece bir teknedir Nehri, gittiği yere doğru izler. Geride ne olduğunu öğrenmeye çalışmak Ve ileride sizi neyin beklediğini hiçbir zaman bilmemek Her günü, sadece iki kıyı arasında kalmaya çalışmak için Sürdürülen devamlı bir savaşa dönüştürür. «Nehir» («The River») […]