Etiket: George R. R. Martin

George R. R. Martin – Prenses ve Kraliçe Veya Siyahlar & Yeşiller

Ejderhaların Dansı, 129AL’den 131AL’e kadar süren, Westeros’un Demir Tahtı için Targaryen Hanesi’nin iki dalı arasında yaşanan iç mücadeleye verilen tozpembe isimdir. Böyle karanlık, kanlı ve karışık bir dönemi “dans” olarak isimlendirmek aşırı şekilde uygunsuzdur. Şüphe yok ki bu ad, şarkıcıların işidir. “Ejderhaların Ölümü” daha uygun bir isim olurdu, ancak gelenekler ve zaman daha şiirsel olan […]

George R. R. Martin – Düzenbaz Prens Veya Kral’ın Kardeşi

Eski Şehir, Hisar’dan Aliüstat Gyldayn tarafından yazıya geçirilen bu kaynak, Prens Daemon Targaryen’in gençlik yıllarının, maceralarının, suçlarının ve evliliklerinin hususlarını anlatır. Bir kralın torunu, başka bir kralın ise kardeşi olan Daemon, kraliçenin kocası olma şerefine de erişmiş bir adamdı. İlerleyen yıllarda oğullarından ikisi ve torunlarından üçü Demir Taht’a oturdular fakat Daemon Targaryen’in taktığı tek taç, […]

George R. R. Martin – Dunk ile Egg’in Hikayeleri #2 Yeminli Kılıç

Yolların kesiştiği yerdeki demir bir kafesin içinde, ölü iki adam yaz güneşinin altında çürüyordu. Egg, onlara bakmak için durdu.”Kim olduklarını düşünüyorsunuz sör?” Katırı Udžstad, moladan gayet memnun bir şekilde sırtındaki iki devasa şarap küpüne aldırış etmeden sınır boylarınca yetişen kurumuş boz şeytanotlarını yemeye başladı. “Hırsızlar” dedi Dunk. Atı Yıldırım’ın üzerinde olduğundan ölü adamlara daha yakındı. […]

George R. R. Martin – Dunk ile Egg’in Hikayeleri #1 Gezici Şövalye

Bahar yağmurları toprağı yumuşattığı için Dunk, mezarı kazarken çok zorlanmadı. Yer olarak ihtiyarın her gün, gün batımını zevkle izlediği yeri, alçak tepenin batıya bakan yamacını seçmişti. “Bir gün daha bitti.” Derdi iç çekerek. “Ve kim bilir yarın bize neler gösterecek değil mi ha Dunk?” O yarınlardan biri onlara iliklerine kadar ıslandıkları bir yağmur getirmişti. Sonraki […]

George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #5 – Ejderhaların Dansı – Game of Thrones

Gece, insan kokusuyla ağırlaşmıştı. Varg, bir ağacın altında durdu, etrafı kokladı, gri kahverengi kürkü gölgelerle beneklendi. Çamlı rüzgârın iç çekişi, ona insan rayihasını getirdi. Tilkiden ve tavşandan, foktan ve geyikten, hatta kurttan bahseden daha belirsiz kokular da vardı. Bunlar da insan kokularıydı, varg biliyordu; dumanın, kanın ve çürümüşlüğün keskin aromasının altında hemen hemen boğulmuş olan […]

George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #4 – Kargaların Ziyafeti – Game of Thrones

“Ejderhalar,” dedi Mollander. Yerden aldığı kurumuş elmayı bir elinden diğerine attı. “Elmayı fırlat,” dedi Sfenks Alleras. Sadağından çıkardığı oku yay kirişine taktı. “Bir ejderha görmek isterdim.” En gençleri Roone’du; erkeklik çağına daha iki yıl olan tıknaz bir çocuk. “Bunu çok isterdim.” Ben de Rosey’nin kollarında uyumak isterdim, diye düşündü Pate. Oturduğu sırada huzursuzca kıpırdandı. Kız […]

George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #3 – Kılıçların Fırtınası – Game of Thrones

Buz ve Ateşin Şarkısı, bazen birbirlerinden yüzlerce hatta binlerce mil uzakta olan karakterlerin gözünden anlatılır. Bazı bölümler bir günü, bazı bölümler sadece bir saati kapsarken, diğerleri on beş günlük, bir aylık ya da yarım yıllık bir zamana yayılabilir. Bu çeşit bir yapı söz konusu iken, anlatıcı kesin surette dizisel olamaz; bazen, önemli olaylar eş zamanlı […]

George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #2 – Kralların Çarpışması – Game of Thrones

Kuyruklu yıldız, Ejderha Kayası’nın dik uçurumları üstündeki pembe mor gökyüzünde kanayan kırmızı bir kesik gibi şafağa serilmişti. Üstat, odasının rüzgârlı balkonundaydı. Kuzgunlar uzun yolculuklarının sonunda buraya gelirdi. Üstadın iki yanında yükselen, cehennem tazısı ve ejderha şeklindeki dört metrelik gargoyleler, kuzgun pislikleriyle kaplıydı. Bunlar kadim kalenin duvarlarına tünemiş, kara kara düşünen binlerce yaratık heykelinden sadece ikisiydi. […]

George R. R. Martin – Buz ve Ateşin Şarkısı #1 – Taht Oyunları – Game of Thrones

Ormana karanlık çökmeye başlarken, “Artık geri dönmeliyiz,” diye ısrar etti Gared. “Yabanıllar öldü.” “Ölüler seni korkutuyor mu?” diye sordu Sör Waymar Royce. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı. Gared atılan yemi yutmadı. Yaşlı bir adamdı, ellisini geçmişti ve nice küçük lordun gelip geçtiğine şahitlik etmişti. “Ölü ölüdür,” dedi. “Bizim ölülerle işimiz olmaz.” “Gerçekten öldüler mi?” […]