Etiket: Maksim Gorki

Maksim Gorki – Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi

Küçük burjuva, uzun yıllar sürecinde oluşmuş düşünce ve alışkanlıkların dar çemberi içinde sıkışıp kalmış, bu çemberlerin dışına çıkamayıp, kurulu makine gibi düşünen bir varlıktır. Ailenin, okulun, kilisenin, “hümanist” edebiyatın etkisi, “yasaların ruhu”, burjuva “gelenekleri” denilen bütün şeylerin etkisi küçük burjuvaların kafalarında bir saatin çarklarına benzer. Küçük burjuva düşüncelerinin küçük çarklarını, küçük burjuvanın rahatına düşkünlüğünü harekete […]

Maksim Gorki – Ekmeğimi Kazanırken

Sanırım, Gorki’nin eserinin unutulduğu bir zaman gelecektir; ancak bin yıl sonra bile insan Gorki’nin unutulacağı şüphelidir. (Anton Çehov) Aleksey Maksimoviç Peşkov Rusya’da sosyal adaletsizliğin edebiyatta ve toplumsal alandaki tartışmaların önemli bir konusu olmaya doğru yol aldığı bir dönemde, yoksul koşullar altında büyüdü. Büyükbabası Volga üzerinde çalışan gemileri karadan çeken işçilerden biriydi; erken yaşta ölen babası […]

Maksim Gorki – Çocukluğum

Yarı karanlık, daracık odada, babam pencerenin önünde, yerde yatıyordu. Üzerinde olağanüstü uzun, beyaz bir örtü vardı. Çıplak ayaklarının parmakları tuhaf bir biçimde ortadaydı, göğsünün üzerinde sakin kavuşturulmuş ellerinin parmakları da büküktü; her zaman neşeli bakan gözlerinin üzerine birer siyah madenî para sıkıca yerleştirilmişti. Sevimli yüzü karanlıktı, tuhaf görünen dişleri korkutuyordu beni. Annem, üzerinde kırmızı bir […]

Maksim Gorki – Bozkırda

Tanıdıklarımdan biri bana şu hikâyeyi anlattı bir gün: Moskova’da öğrenciyken, “malûm kadınlar”dan biriyle, anlarsın ya, komşuluk etmek zorunda kalmıştım. Tereza adında bir Polonyalıydı, tri-yarı, kömür küfesinden çıkmış gibi kara bir kadındı. Birbirine bitişik kaşları, baltayla yontulmuşcasına kaba-saba bir suratı vardı. Karanlık gözlerinin hayvanca parıltısından, kalın ve gür sesinden, külhani tavırlarından, satıcı kadınlara benzer iri gövdesinden […]

Maksim Gorki – Benim Üniversitelerim

Sanırım, Gorki’nin eserinin unutulduğu bir zaman gelecektir; ancak bin yıl sonra bile insan Gorki’nin unutulacağı şüphelidir. (Anton Çehov) Aleksey Maksimoviç Peşkov Rusya’da sosyal adaletsizliğin edebiyatta ve toplumsal alanda tartışmaların önemli bir konusu olmaya doğru yol aldığı bir dönemde, yoksul koşullar altında büyüdü. Büyükbabası Volga üzerinde çalışan gemileri karadan çeken işçilerden biriydi; erken yaşta ölen babası […]

Maksim Gorki – Ana

Lukacs [1] Çağdaş Gerçekliğin Anlamı’nda, bütün sanatların özünün, (hedef ve amacının) insan olduğunu söyler. İnsanı kavramak nasıl mümkündür peki? Onun köküne inerek mi? İnsanın kökü gene insanın kendisi olduğuna göre, insanın etrafında dolaşıp duran bir sanattan (edebiyattan) mı söz ediyoruz hep? Kant, [2] Salt Aklın Eleştirisi’nde, akıl ile aklı kavramak, eleştirmek gibi bir tür tuhaflık […]

Maksim Gorki – Edebiyat Yaşamım

NASIL OKUDUM, NASIL ÖÖRENDİM? Seçerek ve anlayarak okumayı ilk öğrendiğimde on · dört yaşlarındaydım. Artık, bir kitabın yalnız konusu değil, anlatılan olayların -az ya da çok- ilginç gelişmeleri de benim için çekici olmaya başlamıştı. Betimlemelerin güzelliğinden tat almaya, öykünün kadın ve erkek kahramanları üzerine düşünmeye, yazarın amaçları konusunda belli belirsiz yargılara varmaya ve kitaplarda sözü […]

Maksim Gorki – Yirmialtı Adam ve Bir Kız

Bir kere sonbaharda çok can sıkıcı, tatsız bir iş geldi başıma: Yabancı olduğum bir kentte meteliksiz, yersiz yurtsuz buluverdim kendimi. ilk birkaç gün üstümde başımda satabileceğim ne varsa satıp kentin Ustye adı verilen uzak bir bölgesine gittim. Gemi iskelelerinin bulunduğu, yazın an kovanı gibi işleyen bu bölgede in cin top oynuyordu şimdi. Ekimin son günleriydi […]

Maksim Gorki – Klim Samgin’in Yasami (4. Cilt)

Berlin onu hiç de konuksever bir biçimde karşılamamıştı: Petersburg’dan alışkın olduğu grimsi, hafif bir yağmur çiseliyor, garın hamalları grev yapıyordu. Klim iki ağır valizi kendi başına taşımak, yeraltı geçitlerinden öfkeli insanların arasında yürümek, onlarla birlikte merdivenleri tırmanmak zorunda kalmıştı. Çoğunlukla uzun boylu ve şişman olan insanlar, söyleniyor, homurdanıyor, umursamadan birbirlerine yükleriyle çarparak ve göründüğü kadarıyla […]

Maksim Gorki – Klim Samgin’in Yasami (3. Cilt)

Anfimyevna, evin odalarında yorgun bedeniyle ağır ağır dolaşıyordu. “Gömdüler mi? İşte…” diye anlaşılmaz bir biçimde homurdandı ve yatak odasına girdi; Klim oradan yaşlı kadının renksiz sesini işitiyordu: “Yegor’la ne yapacağımı bilemiyorum. İçiyor da içiyor. Çar’ın ailesine acıyor, dizginleri iyice bıraktı.” Samgin çay istedi ve çalışma odasının kapısını kapatarak ortalığı dinledi. Dışarıda insanların ayaklarını vuruşları ve […]

Maksim Gorki – Klim Samgin’in Yasami (2. Cilt)

Klim Samgin Spivak’a sergiyi ve fuarı anlatırken, yaşadıkları şaşkınlığın yalnızca belleklerinde kaldığını, duygunun ise kaybolup gittiğini hissetti. Konuşmasının ilginç olmadığını anlıyordu. Onu sıkan şey, bazı gazetelerin ılımlı olmayan yorumlarıyla diğerlerinin kötümser kuşkuculuğu arasında kendi çizgisini bulma arzusuydu. Bunun dışında, İnokov’un yazılarının kaba ve alaycı tonuna yakalanmaktan korkuyordu. Fedosova hakkında bile, anlatmayı umut ettiği büyük sözleri […]

Maksim Gorki – Klim Samgin’in Yasami (1. Cilt)

Maksim Gorkiy, Klim Samgin’in Yaşamı romanını en önemli yapıtı olarak kabul eder. Ayak Takımı Arasında oyunu dışında, Gorkiy’nin, üzerinde en çok tartışılan yapıtıdır. Gladkov, romanın güç algılandığını, kahramanın yaşamının gereksiz uzatıldığını, romanın oldukça soğuk bir hava taşıdığını, dolayısıyla başarısız olduğunu öne sürerken, Vasiliy Fedorov, “özellikle güncel ve global oldu ğunu ve yeterince değerlendirilmediğini” belirtmiş, Rekemçuk […]

Maksim Gorki – Insanlar Arasinda

Insanlar arasındayım, kentin anacaddesinde, “Moda Ayakkabı” dükkânında “çırak” olarak çalışıyorum. Patronum ufak tefek, şişman biri; esmer, bereli bir yüzü, yeşil dişleri, kirli ıslak gözleri var. Gözleri görmüyor gibi geliyor bana, bunu anlamak için karşısında yüzümü buruşturuyorum. “Suratını buruşturup durma karşımda,” diyor sakin, ama sert bir tavırla. Bu bulanık bakan gözlerin beni görmeleri ve gördüğüne inanmaları […]

Maksim Gorki – Ayaktakımı Arasında

Mağarayı andıran bir bodrum katı. Sıvaları dökülmüş, tonozları islenmiş bir tavan. Işık yukarıdan aşağıya doğru., seyirciler tarafındaki kare bir pencereden vurmaktadır. Sağ köşede ince tahta perdelerle sahneden ayrılan Pepel’in odası ve bu odanın kapısının yanında da Bubnov’un sediri bulunmaktadır. Sol köşede büyük bir Rus sobası; onun solunda da Kvaşniya, Baron ve Nastya’nın yaşadığı mutfağa açılan, […]

Maksim Gorki – Artamonovlar

Toprak köleliğinin kalkmasından iki yıl kadar sonraydı, İsa’nın Tecelli Günü’nde sabah ayininin ardından, Nikola na Tıçke Kilisesi müdavirnleri, aralarında bir “yabancı” olduğunu fark ettiler. “Yabancı”, insanları saygısızca itip kakarak kalabalığın arasında yürüyor ve Dryomov kentinin en saygın ikonalarının önüne pahalı mumlar dikiyordu. Yabancı, iyice kırtaşmış kocaman kıvırcık sakallı, Çingene saçı gibi kıvır kıvır, siyahımsı, gür […]