Etiket: Mevlana Celaleddin-i Rumi

Mevlana Celaleddin-i Rumi – Rubailer

Şimdiye kadar Mevlânâ’nın el yazısını -basılmış, basılmamış- hiçbir yerde görmemiş ve görene de tesadüf etmemiştim. Rubaileri bastıracağımı kendisine söylediğim müderris Şerefeddin Bey, umumi kütüphane müdürü muhterem üstat İsmail Saip Efendi’nin bu hususta malumatı olduğunu bana söylediği zaman, manevi kemaline büyük bir saygı beslediğim müşarünileyhe gittim. Her zamanki tevazuu ile, kendisinde bulunan bir kitabın içinde, Mevlânâ’nın […]

Mevlana Celaleddin-i Rumi – Mesnevi’den Seçme Hikayeler

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, 30 Eylül 1207’de, günümüzde Afganistan sınırları içinde yer alan Horasan bölgesindeki Belh kentinde doğdu. Asıl adı Muhammed Celâleddin’dir. “Efendimiz” anlamına gelen “Mevlânâ” sözcüğü, İslam dünyasında saygı belirtmek için önemli kişilerin adlarının önünde kullanılan bir sandır. Bu san kendisine, daha pek gençken, Konya’da ders vermeye başladığı sırada verilmiştir. “Rûmî” ise, “Anadolulu” demektir; Mevlânâ’nın, […]

Mevlana Celaleddin-i Rumi – Fîhi Mâ-Fîh

“Bilginlerin kötüsü, beyleri ziyaret eden bilgindir; beylerin hayırlısı da bilginleri ziyaret eden bey. Ne güzel beydir yoksulun kapısındaki bey; ne kötü yoksuldur beyin kapısındaki yoksul.” Halk, bu sözün dış anlamını almıştır. Onlarca bilgin kişinin, bilginlerin kötülerinden olmaması için beylerin tapısına gitmemesi gerektir. Halbuki sözün anlamı, onların sandıkları gibi değildir. Asıl anlamı şudur: Bilginlerin kötüsü, beylerden […]

Mevlana Celaleddin-i Rumi – Bütün Eserlerinden Seçmeler

İlim–İnsan–Peygamber–Mürşid–Mucize–Aşk–Hikmet Zevk sahibi olmayan sihri mucizeyle mukayese ederek her ikisinin de esası hiledir sanır. Yüce Allah açıkça meydanda olmadığından, bu peygamberler Hakk’ın vekilleridir. Peygamberler, halk nazarında gözbebeği gibi küçük görünürlerdi ama felekten kurtuluş yolunu görmüşlerdi. Hakk’ın arıya öğrettiğini, aslan ve ejderha bilmez. Bilgi, Süleyman mülkünün hâtemidir, bütün âlem cesettir, ilim can’dır. Fakat okur da dediğini […]

Mevlana Celaleddin-i Rumi – Dîvân-ı Kebîr

Abdülbâki Gölpınarlı’nın Türkçeye kazandırdığı Dîvân-ı Kebîr’in ilk baskısı 1957-1974 yılları arasında, ilk beş cildi aynı, 6. ve 7. ciltleri farklı farklı olmak üzere üç ayrı yayınevi tarafından yayınlanmıştı. Bu yeni baskı yayına hazırlanırken, birinci baskı esas alınmış ve şu noktalar dışında değişiklik yapılmamıştır: Öncelikle, altıncı cildin başında yer alan ve Mevlânâ Celaleddin’in hayatı, düşüncesi ve […]