Etiket: Stendhal

Stendhal – Kırmızı ve Siyah

Verrieres, Franche-Comte’nin en zengin kasabalarından biridir denilebilir. Sivri damları kırmızı kiremitle kaplanmış beyaz evleri, en hafif dönemeçleri bile sık kestane kümeleriyle belirmiş bir tepeciğin üstünde kat kat yükselmektedir. Vakti zamanında İspanyolların kurduğu, bu gün harap olan surlarının birkaç yüz kadem aşağısında Doubs çayı akar. Verrieres’in kuzey tarafını, Jura’n kollarından biri olan yüksek bir dağ örter. […]

Stendhal – İtalya Hikayeleri (‘Öyküleri’)

Bu öykü, 1 Mart 1837’de, Revue des Deux Mondes’da yayımlanmıştır. Stendhal’in, XVI. yüzyıl İtalyasıüzerine yazdığı öykülerden ilki budur. Yazarın, o sanat, aşk ve güç çağına karşı, özel bir ilgi duyduğu bilinmektedir. O çağla bütünleşmek için hiçbir şeyi ihmal etmez; tarihselolaylara meraklı, kendi deyişiyle bilgiçlik taslayan bir adam olarak boş zamanlarını, Paul Louis Courier gibi, yarımadanın […]

Stendhal – Parma Manastırı

Stendhal, 1935 yılında kuzeni Romain Colomb’a yazdığı mektupta şöyle diyordu: “Benim gerçek işim, tavan arasında roman yazmak. Birtakım saçmalıklar yazmayı, 800 frank değerindeki işlemeli bir pelerin giymeye yeğliyorum.” O sırada, İtalya’da Fransız Konsolosu’ydu; görevinden ve İtalya’daki yaşayışından bıkmıştı; Rue de Richelieu’deki küçük dairesinde, paranın kıt, ama sanatsal, düşünsel etkinliklerin bol olduğu, ünlü romanı Kızıl ile […]

Stendhal – Lamiel 2

Erdemle karşılaşır karşılaşmaz, Lamiel’e gelen ilk duygu, bunun ikiyüzlülük olduğuna inanmaktı. Sansfin ona: – Dünya, yalnızca saflar ve hileciler olarak ikiye bölünmüştür; yoksa, ahmakların sandığı gibi zenginler ve yoksullar, namuslular ve ahlaksızlar olarak değil, diyordu; Napoleon’un düşüşünden bu yana, XIX. yüzyılı açıklayan gizin anahtarı budur işte; çünkü, kişisel yiğitlik, özyapı sağlamlığı, ikiyüzlülüğün el atamayacağı şeylerdir. […]

Stendhal – Lamiel 1

Stendhal, üç yılı aşan bir iznini Fransa’da geçirdikten, bu süre içinde Bir Turistin Anıları, Castro Rahibesi ve Par¬ ma Manastırım yayınladıktan sonra, 1839 Ağustosunda Civita-Vecchia’ya (*) dönmüştü. Konsolosluk görevini yeniden elde edip İtalya’da edindiği alışkanlıklarına kavuş¬ tuktan sonra, Roma ile yaşamını kazandığı Adriyatik kı¬ yısındaki küçük liman arasında eskisi gibi mekik dokuma¬ ya başlar başlamaz, […]