Ted C. Fishman – Çin İnc.

Fakirliğin ve komünist rejimin girdaplarına bu kadar kapılan Çin nasıl küresel kapitalizmin dinamik merkezi haline gelmiştir? Çin, ABD ve Avrupa’da üretilen her şeyi yarı fiyatına üretirse ne olur? Bu gelişme hayatımızı nasıl etkiliyor? China Inc., bu algılaması zor soruları zengin ve detaylı bir şekilde anlatıyor. Herkesin gelecek hakkındaki fikirlerini değiştirmesi gerekiyor…


BÜYÜYEN ÇİN – KÜÇÜLEN DÜNYA Dünyanın en hızlı değişen ekonomisine sahip olmanın getirdiği güçle birlikte Çin, tüketici, çalışan ve vatandaş olarak hepimizin hayatını etkilemekte. Ürün etiketlerinde en sık rastlanan “Made in China” (Çin Malı) ibaresi neredeyse para kadar küreselleşmiş durumda. Günümüzde Çin, herhangi başka bir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar yüksek miktarlarda konfeksiyon ürünü, ayakkabı ve çocuk oyuncağı üretiyor. Aynı zamanda teknolojik ürünlerden geri kalmaksızın diğer ülkelerden çok daha fazla sayıda TV, DVD oynatıcı, cep telefonu gibi ürünleri piyasaya sunuyor. Son zamanlarda ise giderek uzmanlaştığı biyoteknoloji ve bilgisayar imalatı konularında ilerliyor. Bu gelişme şimdiye kadar görülen en kapsamlı ekonomik kalkınma olarak değerlendiriliyor. Çin ekonomik gelişmenin her basamağını hızla ve sağlam adımlarla tırmanıyor. Başka hiçbir ülke küresel ekonomik hiyerarşiyi bu şiddette sarsamıyor; çünkü Çin, ekonomi oyununu en iyi şekilde oynuyor. Çin’e daha yakından bakalım; yüzölçümü bu denli büyük olan bir ülkede, (bir yandan Boeing 757’lerin parçalarını bir yandan yerel üretim füzeler imal eden) ulusun çoğunluğu,sayıları 100-160’ı bulan 1 milyonu aşkın nüfuslu şehirler de yaşamakta. Amerika’da bu nüfusa sahip şehir sayısı 9 iken, tüm Avrupa’da 36’yı ancak buluyor. Çin uluslararası petrol sahaları satın almanın yanında, Rusya ve Suudi Arabistan şirketleriyle ayrıcalıklı petrol ve gaz tedarik anlaşmalarına imza atıyor. Günümüzde Çin, kendisini gittikçe artan bir şekilde sanayileşmenin en üst kademesine doğru konumlandırmakta. Dünyanın en gözde yatırım yeri olan Çin’e, başta bilgisayar ve diğer endüstrilerden aşırı miktarda sermaye akışı gerçekleşiyor.


Mao yönetiminde komünist bir rejimle, tarıma dayalı ekonomiden ileri sanayi devleti düzeyine zorlu ve dramatik geçişini çoktan tamamlayan Çin, şimdi diğer sanayileşmiş ülkelerin teknolojilerini geride bırakıyor. Çin’in mucizevi ekonomik gücü her an karşımıza çıkabilir. Gazetelerin ekonomi ve iş dünyası sayfalarını okumayanlar için bile, merdiveni tırmanan Çin’in ayak sesleri her yandan duyulmaktadır ve aslında gündelik hayatımızın bir parçası olmuştur. Bir yandan, fabrikatör bir arkadaşınız kuşaklardır ailesine ait işyerinin Çin rekabeti yüzünden ne kadar zor durumda kaldığından şikayet eder; diğer yandan herhangi bir göçmen tarafından işletilen bir dükkanda pilden, cep telefonu aksesuarlarına kadar her şeyin Çin malı olduğunu fark edebilirsiniz. Ya da Amerika’da bir üniversitede öğretim görevlisi arkadaşınızdan, Amerikan biyoloji fakültelerindeki tüm bilginin Musevi profesörler tarafından, hevesli, genç Çinli kadınlara aktarıldığını duyarsınız. Diğer taraftan araştırma görevlisi Çinli bir tanıdığınız Çin’in şu anda fırsatlar diyarı olduğunu söyleyerek ülkesine dönme kararı aldığından heyecanla bahseder. Bir yandan büyük şirketlerin Çin’le rekabet edebilmek için işçilerini işten çıkarttığını duyarsınız veya Şangay’da İngilizce öğretmeni olan bir arkadaşınız ultramodern bir klinikte sadece 600 dolara mal olan lazer göz ameliyatından ne kadar memnun kaldığını anlatırken aynı işlemin Amerika veya Avrupa’da on katına mal olacağını hesaplarsınız. Hostes arkadaşınız dünya markalarının Çin’den aldığı taklitlerini gösterirken sanat galerisi sahibi arkadaşınız ise paranızı Çinli sanatçıların eserlerine yatırmanızı öğütlemektedir. Başka bir örnek; dijital fotoğraf kamerası almaya karar verdiniz ve üstün teknolojisine güvendiğiniz Japon markası Nikon’un sayısız modellerinden birinde karar kılmaya çalışırken parçalara dikkatli baktığınızda ufacık puntolarla yazılmış ‘Made in China ‘ – Çin Malı ibaresini görürsünüz. Dünyanın çeşitli yerlerinde imalatçılar Çin rekabetine yenik düşüp bildikleri işi bırakmak zorunda kalmışlardır çünkü aynı malı Çinlilerden daha ucuza nasıl mal edecekleri hakkında hiçbir fikirleri yoktur. Dünyanın herhangi bir kozmopolit şehrinde ve özellikle Amerika’da, gün geçtikçe daha çok Çinliye rastlamanız işten değildir. Ancak Çin’den Amerika’ya ulaşan sadece çalışkan ve azimli Çinliler değildir, Çin’deki fabrikaların bacalarından sızan arsenik ve diğer sanayi atıklarıyla karışık bir toz bulutu Pasifik okyanusunu aşarak Kaliforniya üzerine çökmektedir. Küresel çevre kirliliği açısından bakıldığında yoğun sanayileşme, kalabalık nüfus ve otomobil kullanımındaki artışla birlikte Çin’in rolü yadsınamaz hale gelmiştir. Dünyadaki dengeleri sarsan Çin’in dünü ve bugünü iyi kavranırsa yarınıyla ilgili yorum yapmak mümkün olabilir. Geçmişte kalabalık nüfusunu istihdam etmekte oldukça zorlanan Çin, şu anda tüm insanlığın beşte birini oluşturan nüfusuyla dünyanın en büyük pazarını oluşturmakta.

Başka bir deyişle, dev şirketlerin en cazip müşterisi konumundadır. İşte tam da bu nedenle Çin, farklı bir şekilde ele alınmalı ve yeni dünya düzeninin belirleyicisi olacak en kritik toplum olarak algılanmalıdır. Devasa İşgücü Çin’in son 25 yıldır geçirdiği hızlı ekonomik değişimin temelinde yüksek nüfusu bulunmaktadır. Bu rakam resmi verilere göre1.3 milyar, tahmini olaraksa 1.5 milyardır. Bu iki sayım arasındaki fark bile Almanya, Fransa ve İngiltere’nin toplam nüfusunu geride bırakmaktadır. Genel kanının aksine Çin en ucuz işgücüne sahip değildir. Saati 25cent olanlar bile,daha fakir Uzakdoğu veya Afrika ülkelerine oranla daha yüksektir. Ancak Çin uluslararası imalatçılara göreceli olarak dengeli ve güvenilir bir ortam yanında kabiliyetli ve disiplinli işgücü sunmaktadır. Bu nedenle Çin dünya çapında tercih edilen bir atölyeye dönüşmüştür. Gelişen piyasa kapitalizmi ve devletin tarıma yönelik teşviklerini kesmesi nedeniyle 90-300 milyon arasında insan kırsal alandan şehirlere göç etmiştir.2010 yılına geldiğimizde Çin nüfusunun yarısının kentsel alanlarda yaşayacağı öngörülmektedir. Bu veriler, üretim gücü yüksek, maliyeti düşük imalatmakinası Çin’in milyarı aşan tüketici nüfusunun kabaran iştahıyla birlikte dünyanın en büyük doğal kaynağına dönüşeceğini göstermektedir. Çinlilerin ve dünyanın geri kalanının bu kaynağı nasıl kullanacağı küresel ekonomiyi ve diğer ekonomileri şekillendirecektir.

Bu gelişmenin etkisi en az Amerikan sanayileşmesi ve genişlemesinin geçtiğimiz yüzyıl boyunca süren etkisi kadar olacaktır. Erozyona Uğrayan Amerikan İşgücü Çin’de son dönemde gerçekleşen ekonomik gelişimin etkisi, sadece Amerika Birleşik Devletlerinde 2000 yılından beri, üretim sektöründeki 2,9 milyon çalışanın işsiz kalmasına neden olmuştur. Bu nedenle, ne vergiler ne bütçe açıkları ne de teröre karşı sürdürülen savaşın maliyeti Çin’in yarattığı etkinin önüne geçememiştir. Amerika’nın politik ve ekonomik gündemini zemin alan kamuoyunun Çin hakkındaki tepkileri hızla değişmektedir. Örneğin 2003 yılında, Bush yönetiminin önde gelen ekonomi yetkilileri, Harley Davidson fabrikasını ziyaret ettiklerinde işçi ve yöneticilerin isyanıyla karşılaşmışlardır. Çünkü Amerikan ikonlarından biri haline gelmiş Harley Davidson motosikletlerini üreten tesisin ne kadar dayanabileceği Amerikan hükümetinin Çin rekabetine karşı alacağı tavra bağlıdır. Diğer imalathanelerdeki tepkiler de aynıdır. Dünyanın en yüksek nüfusa sahip ülkesinin büyüyen gücüne karşı mücadele veren küçük ve orta ölçekli işletmeler ve çalışanlarının kaygıları ve öfkeleri sürekli artmaktadır. En fazla sesi çıkan Cumhuriyetçilerin yanında solcusu, sağcısı, tüm çalışanlar Amerikan hükümetinin, Çin’in ayak seslerine kulak vermesini ve önlem almasını istemektedir. Amerika’daki imalat işçilerinin işlerini kaybetmelerine yol açan Çin’in, rekabet nedeniyle de gerekli olduğunu unutmamak gerek. Şu anda Çin dünyanın fabrikası olmakla beraber dünyanın en büyük pazarı konumundadır. Gelişen dünyanın imkanlarını elinden almak bir yana, Çin’in doymak bilmeyen ekonomisi fakir ülkelere kazanç sağlamaktadır. Çin, elindeki üretim ve işgücü kapasitesiyle tüm dünyada fiyatları düşürmektedir. Bu dinamiği açıklamanın kolay bir yolu yoktur ancak eşi görülmemiş bir değişim söz konusudur.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir