Kategori: Roman

José Saramago – Körlük

Sarı ışık yandı. Öndeki iki araba, kırmızı ışık yanmadan ileri atıldı. Yeşilli adamın silueti yaya geçidinde belirdi. Beklemekte olan yayalar, kara asfalta çekilmiş beyaz şeritlerin üzerinden yürümeye başladı, zebraya bundan daha az benzeyen bir şey olamaz, oysa bu geçitlere “zebralı geçit” diyorlar. Ayaklarını kavrama pedalının üzerinde tutan sabırsız sürücüler arabalarını yüksek devirde çalıştırıyor, kırbacın havada […]

José Saramago – Kabil

Bu kitapta, yazarın kendine özgü Yazım şekline sadık kalınmıştır. Habil, imanla, Tanrı’ya Kabil’den daha iyi kurban takdim etti, ve onun hediyeleri hakkında Tanrı şehadet ederek, bununla salih olduğuna şehadet olundu; ve ölmüş olduğu halde, bu vasıta ile hâlâ söylüyor. İbranilere Mektup, 11: 4. SAÇMALIKLAR KİTABI Tanrı adıyla da bilinen efendi, göze görülür her şeyleriyle kusursuz […]

José Saramago – Görmek

Ne berbat hava, diye yakındı on dört numaralı oy verme bürosunun, kalbi dışarı uğrayacakmış gibi atan sandık kurulu başkanı, üzerinden zırıl zırıl sular akan şemsiyesini sertçe kapatıp arabasını bıraktığı yerden adımını içeri attığı kapıya kadar kırk metre soluk almadan koşmasına karşılık pek işe yaramamış olan gabardin yağmurluğunu sırtından çıkarırken. Umarım en son gelen ben değilim, […]

Jose Saramago – Filin Yolculuğu

José Saramago Filin Yolculuğu’na hastalığı nedeniyle sık sık ara vermek zorunda kaldı ve romanının bir bölümünühastane yatağında yazdı. Eşinin ifadesine göre, en büyük korkusu bu kitabı tamamlayamamaktı. Yapıtını bitirebilmesiyle hem edebiyat dünyası zenginleşti hem de Saramago’nun belki de son yapıtını okumaktan mahrum kalmadık. Yazarın üslubu ve çeviriyle ilgili birkaç noktaya dikkat çekmenin okura yararlı olabileceğini […]

Jose Saramago – Demokrasi Öldü mü?

Devlet PLATON (…) Sen insanı iğrendiriyorsun, Sokrates!” dedi. “Sözümü ne kadar yanlış anlamak mümkünse, o kadar yanlış anlıyorsun.” “Hiç de öyle değil, dostum,” dedim. “Fakat ne demek istediğini daha açık söyle!” “Sokrates, sen kentlerde tiranlık, demokrasi, aristokrasi gibi değişik hükümet şekilleri olduğunu gerçekten bilmiyor musun?” “Bilmez olur muyum?” “Her kentte iktidar, hüküm süren unsurun elindedir; […]

Jose Ortega Y Gasset – Sistem Olarak Tarih

Geçen yüzyılda ülkemizi yaratmış, çağdaş kültürüne yön vermiş olan Atatürk devrimlerinde, kurumlarıyla, eleştirel ve felsefi düşüncesiyle örnek aldığımız Batı’nın insan ve tarih odaklı sorgulayıcı kültürüne İspanya’dan katılan düşünür José Ortega y Gasset’in [1] bir yapıtını daha Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde [2] sunuyoruz: Sistem Olarak Tarih. Ortega y Gasset, XIX. yüzyıl sonlarıyla XX. yüzyılın ilk […]

Jose Mauro de Vasconcelos – Şeker Portakalı

El ele, acele etmeden sokakta yürüyorduk. Totoca bana hayatı öğretiyordu. Ben de, ağabeyim elimden tuttuğu ve bana birtakım şeyler öğrettiği için durumumdan hoşnuttum. Nesneleri bana evin dışında öğretiyordu. Çünkü ben evde keşiflerimi tek başıma yaparak kendi kendimi eğitirken; yalnız olduğum için, yanılıyordum. Yanılınca da eninde sonunda hep dayak yiyordum. Önceleri kimse beni dövmezdi. Ama sonra […]

Jorge Semprun – Büyük Yolculuk

İşte, ikinci kez, Büyük Yolculuk Türk okurunun eli altında . Ama, bu arada neler oldu? Hangi sular aktı, köprülerden? 1980’de yayımlanan, ayrıntılı karşı-anılarında (Güzel Bir Pazar), yazar, «Büyük Yolculuk basılıyordu,» diyor, «Soljenitsin’in İvan Denisoviç’in Yaşamında Bir Gün adlı öyküsünü okuduğum zaman… Kendi kendime, bu kitabı —Büyük Yolculuk— yeniden yazmalıyım, dedim.» Gerçekten, bir kez daha, bir […]

John Verdon – Dave Gurney #2 – Gözlerini Sımsıkı Kapat

Kusursuz Çözüm Aynanın karşısına geçip gülümseyerek aynı şekilde karşısında gülümseyen yansımasına büyük bir memnuniyetle baktı. Kendisinden, yaşamından, zekasından daha fazla hoşnut olamazdı. Hayır, bundan da ötesiydi aslında, zekadan çok daha ötesiydi. Zihinsel durumunu daha ziyade her şeyi anlayabilecek kapasitede olduğunu söyleyerek tanımlamak daha doğru olurdu. Bu, yani her şeyi anlama gücü sıradan insan bilgisini katbekat […]

John Verdon – Dave Gurney #4 – Peter Pan Ölmeli

Övgüler; Bu kitap hayatım boyunca okuduğum en iyi gerilim romanları arasında ilk sırada… Dilbaz ve kalp parçalayıcı; okuyucuyu son sayfaya kadar şüpheli bir bekleyiş içinde bırakıyor. Zekice işlenmiş kurgusu nefesinizi kesecek… Asla kaçırılmayacak türden!” John Lescroat Gerçekten de elinizden bırakamayacaksınız. Daha önce hiçbir eser beni bu kadar içine çekmemişti… John Verdon kusursuz karakterlerle bezeli kusursuz […]

John Verdon – Dave Gurney #3 – Şeytanı Uyandırma

Kadın durdurulmalıydı. İmalar işe yaramamıştı. Tatlı dille yapılan ikazlar dikkate alınmamıştı. Daha sert girişimlerde bulunulmalı, çarpıcı, yanlış anlaşılması imkansız bir şey yapılmalı, böylece durum net biçimde açıklanmalıydı. Açıklamanın tam istenildiği biçimde anlaşılması hayati derecede önemliydi. Kuşkuya, sorulara yer bırakılmamalıydı. Polisin, medyanın ve bu acemi işgüzarın mesajı mutlaka anlamaları, önemini kavramaları sağlanmalıydı. Önündeki sarı deftere düşünceli […]

John Verdon – Dave Gurney #1 – Aklından Bir Sayı Tut

ÖVGÜLER “Çok, çok uzun zamandır okuduğum en iyi romanlardan biri olan Aklından Bir Sayı Tut aklınızı başınızdan alacak… John Verdon öyle ışıl ışıl ve incelikli yazıyor ki kıskanmadan edemedim.” Tess Gerritsen “Bu kitap bayatım boyunca okuduğum en iyi romanlar arasında ilk sırada… Dilbaz ve kalp parçalayıcı; okuyucu son sayfaya kadar şüpheli bir bekleyiş içinde bırakıyor. […]

John Toland – Pearl Harbor Baskını ve Sonrası

«DALGALAR YÜKSELİYOR» Aralık 1941 günü Washington resmî çevreleri, Dışişleri Bakanı Cordell Hull’ın 26 Kasım günü yolladığı çok sert notaya Tokyo’dan gelecek cevabı bekliyorlardı. Bu, ya soğuk savaşın sürüp gitmesinisağlayacak, ya da sert çarpışmaların başlamasına yol açacaktı. Massachusetts Avenue’deki Japon Büyükelçiliği’nde de hava gergindi. Buraya da Japonya Dışişleri Bakanı Şigebori Togo’dan şu üç bölümlük mesaj gelmişti: […]

John Steinbeck – Yukarı Mahalle

Bu kitabı yazarken Paisona’ların böylesine meraklı, kurnaz, fakir ve huysuz olduklarını bilmiyordum. Onları, yaşadıkları hayatın güç şartlarıyla haşır neşir olmuş, dayanıklı, cana yakın insanlar olarak tanırdım. Yazgıya böylesine boyun eğme, bir erdem olsa gerektir. Anlatacağım hikâyelerde bu insanların bu kerte kurnaz ve akıllı olduklarını bilseydim, kesinlikle yazmaya kalkmazdım. Küçükken bir okul arkadaşım vardı. Esmer, temiz […]

John Steinbeck – Sardalye Sokağı

California’da Monterey’in Sardalye Sokağı bir şiir, bir koku, gıcırtılı bir ses, bir ışık demeti, bir renk, bir itiyat, bir özlem, bir rüyadır. Sardalye Sokağı bir araya toplanmış, darmadağın olmuştur. Teneke, demir, pas, kıymıklı tahta parçası, delik deşik kaldırım, ot bürümüş arsa, hurda yığını, oluklu saçtan yapılmış sardalye kutuları, korna sesleri, aşçı dükkânları, kerhaneler, küçücük yerlere […]

John Steinbeck – Köpeğim Charley İle Amerika Yollarında

Yeniyetmelikte, sürekli başka yerlerde olmayı istediğim zamanlarda, yaşını başını almış insanlar, içimdeki bu kıpırtıyı yılların tedavi edeceğini söylerlerdi. Yıllar geçip de olgunlaştığımda bu sefer reçeteyi orta yaşa kestiler. Orta yaşa geldiğimde ise yaşlanınca bu ateşin düşeceği söylendi ama artık elli sekizi bulduğuma göre bu işi olsa olsa bunaklık halledecek galiba. Hiçbir şey işe yaramadı. Boğuk […]