Bugün tam üç yüz kırk sekiz yıl, altı ay, on dokuz gün oluyor; Parisliler, üç çevre duvarının kuşattığı Ile de la Cité, üniversite ve Şehir’den oluşan kentlerinde, zangoçların olanca güçleriyle çaldığı bütün çanların gümbürtüsüyle uyandı. Oysa o 6 Ocak 1482 günü, hiç de tarihin anısını sakladığı bir gün değildir. Paris’in çanlarını ve burjuvalarını sabahın köründe […]
Victor Hugo – Notre Dame’ın Kamburu
Yazarın Önsözü, Siz ey gençlik aşklarım, hayatımın baharı! Ey bütün anılan alt eden anılarım! Siz ey güneşli günler, ey fırtına yılları! Yaş bakımından daha o çağa yakın olmak, Yürek bakımından ise o çağa bunca uzak! Victor Hugo Bundan birkaç yıl önce, Notre Dame’ı gezerken, daha doğrusu, oraya buraya burnunu sokarken, bu kitabın yazarı, kulelerden birinin […]
Cemil Meriç – Işık Doğudan gelir
Avrupa’da ilk gerçek ansiklopedi ise Francis Bacon (1561-1626) dan sonra yayımlanabilmiştir. Neden? Çünkü ilimleri ilmî denebilecek bir sınıflamaya kavuşturan ilk filozof O’dur. Bacon’un tasnifi Almanya’da da, İngiltere’de de yankılar uyandırmış ama gerçek ifadesini Diderot ile D’Alembert’ia. şaheserinde, yani ünlü «Ansiklopedi»de bulmuş: XVIII. asır ansiklopedisi yahut sadece ansiklopedi. ZAMANIMIZ ANSİKLOPEDİDEN NE ANLIYOR? Batı kaynaklarına göre ansiklopedi […]
Victor Hugo – Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
1829 Basımına Önsöz, Bu kitabın ortaya çıkış nedenini anlayabilmemiz için önümüzde iki seçenek var: Ya gerçekten sefil bir adamın son düşüncelerini yazmış olduğu sararmış, düzensiz bir kâğıt tomarı söz konusudur ya da bu adam; bir insana, sanatın yararına doğayı inceleyen bir hayalpereste, bir filozofa, bir şaire rastlamıştır, kim bilir? Belki de kendisine egemen olan ya […]
Vicente Blasco Ibañez – Mahşerin Dört Atlısı
Yıl 1914, mevsimlerden yaz. Avrupa’nın üstüne kara bulutlar çökmüş, fırtına koptu kopacak. İki büyük kampa ayrılmış ülkeler, endüstriyel rekabet, sömürgecilik çıkarları ve tarihsel hınçlardan kaynaklanan hesaplaşmaların peşindeler; o güne değin görülmedik etkinlikte ağır silahlarla donanmışlar, orduları hazır ol durumunda, askerlerinin elleri tetikte, gerginlik içinde bekleşiyorlar. Birçok kez diplomatik girişimlerle önlenmiş bulunan kaçınılmaz savaşın soluğu duyulmada. […]
Veronica Roth – Uyumsuz #3 – Yandaş
BİLGELİK MERKEZİ’NDEKİ HÜCREMİZDE HIZLI ADI MLARLA volta atarken, kulaklarımda onun sözleri yankılanıyor: Benim adım Edith Prior. Ve bu adı unutmaktan mutlu olmak için birçok nedenim var. “Yani onu daha önce hiç görmemiş miydin? Resmini bile mi?” diyor Christina. Uzattığı yaralı bacağı bir yastığın üzerinde duruyor. Umutsuz bir girişimle Edith Prior’un videosunu şehrimize göstermek isterken vuruldu. […]
Veronica Roth – Uyumsuz #2 – Kuralsız
ONUN İSMİNİ SAYIKLAYARAK UYANIYORUM. Will. Gözlerimi açmadan önce, onun kaldırıma yığılışını tekrar seyrediyorum. Ölüyor. Ben öldürüyorum. Tobias önümde diz çöküyor, elini sol omzuma koyuyor. Tren vagonları demir raylar üzerinde takırdarken Marcus, Peter ve Caleb eşikte duruyor. Derin bir nefes çekip çektiğim nefesi içimde tutuyorum ve göğsümde biriken basıncın en azından bir kısmını bu nefesin rahatlatacağını […]
Veronica Roth – Uyumsuz #1 – Uyumsuz
EVİMİZDE SADECE BİR ayna var. Üst kattaki koridorda, kayan bir panelin arkasında duruyor. Topluluğumuz, her üçüncü ayın ikinci gününde, yani annemin saçlarımı kestiği zaman aynanın karşısına geçmemize izin veriyor. Taburede oturuyorum, annem elinde makasla arkamda saçlarımı kısaltıyor. Annem kestikçe saçlarım sarı lüleler halinde yere düşüyor. İşi bittiğinde saçlarımı yüzümden çekiyor ve ensemde toplayarak bir topuz […]
Vergi Kanunları – Kurumlar Vergisi Kanunu (5520)
BİRİNCİ KISIM – Mükellefiyet BİRİNCİ BÖLÜM – Konu ve Mükellefler Madde 1 – Verginin konusu (1) Aşağıda sayılan kurumların kazançları, kurumlar vergisine tâbidir: a) Sermaye şirketleri. b) Kooperatifler. c) İktisadî kamu kuruluşları. ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler. d) İş ortaklıkları. (2) Kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşur. Madde 2 – […]
Vera Tulyakova Hikmet – Bahtiyar Ol Nazım
Ölümünden kısa bir süre önce “Bu kitabı yazan cesur genç kadına saygı duyuyorum,” demişti annem. Gözleri 30 küsur yıl öncesine dalmıştı bunları söylerken. 31 yaşında Nâzım’ı toprağa vermesinin ardından Vera, acı ve yalnızlıkla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Yanında insanlar varken zaaflarını göstermek istemezdi. Ancak gündüzleri, mezarlığa gidip Nâzım’la konuşabiliyordu. Nâzım’dan sonraki ilk yıl, her gün […]
Vefa Zat – Biz Rakı İçeriz – Rakının Geçmişi ve Bugünü
Rakı Kültürümüze Açılan Kapı… Biz rakı içeriz, öteki bütün içkilere rağmen. Belki de hepsine inat, “asıl” içkimiz rakıdır. Ama rakının tadını çıkarmak kolay değil. Her şeyden önce sofrada “âdâbını” ister rakı. Mezesine, sohbetine, karafına, bardağına özen ister. Biri eksik olduğunda tadı kaçabilir, sofraya küsebilir. Bütün arzusu kendinden keyif alınmasıdır. Ondan keyif aldıkça buyurgan dünyasına daha […]
Cemil Koçak – 27 Mayıs Bakanlar Kurulu Tutanakları
Yakın dönem siyasi tarihimize ilişkin yayımlanabilen pek az sayıdaki belge tomarına bir yenisi ekleniyor: 27 Mayıs Bakanlar Kurulu Tutanakları… 27 Mayıs 1960’ın 50. yıldönümünde sanırım bu belgeler, geçmişimize ilişkin tartışmalarımızda önemli rol oynayacaktır. Tutanakların önemi ve değeri hakkında herhangi bir yorumda bulunmak bile gereksiz.[1] 27 Mayıs Bakanlar Kurulu Tutanakları, bir dönemin zihniyetini açığa çıkarmak bakımından […]
Vedat Türkali – Tek Kişilik Ölüm
Salt düşlemeye dayanmayan bu romanda, gerçek kişilerle ilgili olaylar, konuşmalar aslına tastamam bağlı kalınarak, belge niteliğinde verilmeye çalışılmıştır. Bol belgesel kullanılmış bir film deyin isterseniz. Vedat TÜRKALİ Cezaevinin Duvarları Kar serpiştirmeye başladı. Martın son oyunu bunlar. Bozuk asfaltta, göllenmiş çamurlu suları iki yana savurarak geçen boz bulanık asker kamyonları, uçuşan karların soğukluğunu taşıyor çevreye. Cezaevi […]
Vedat Türkali – Mavi Karanlık
Nasıl sevmem bu kenti? Bu maviden yeşile güneşe boyanmış doğa, insanı küçümsemeden nerde böyle kuşatır dört yanı? Bir şu Kale olmasaydı. Ortaçağ zindan bekçisi gibi durur… Maniseleion’un katilleri Hıristiyan barbarlar dikti, bizim aptallar da onardı; bir avuç para döktüler bu taştan gâvur pisliğine!.. Ne var gene sabah sabah?.. Uykuyu alamadık. Akşam biraz da fazla mı […]
Vedat Türkali – Komünist
İlk-ortaokul boyunca, okulda belletilenler doğrultusunda ateşli bir Kemalisttim. Babam namazında, orucunda, yobaz denecek ölçüde Müslüman, Kemalist reformlara tiksinerek karşı çıkan, şeriat yanlısı biriydi. Tüm ailem, çevrem de öyle. Üç ablam da okuldan alınmış, okutulmamıştı. Nedeni yoksulluk kadar, okulda başlarını açıp çizgiden çıkacakları korkusuydu. Herkes Kuran okuyordu evde. Özellikle cumhuriyet bayramlarında, ya da bir başka şenlik […]
Vedat Türkali – Bir Gün Tek Başına
İkinci katın merdivenlerine gelince durdu. Bir yorgunluk vardı üstünde. Bir iş de yapmadım bugün, havalardan belki de. Basamakları ağır ağır çıkmaya başladı. Sağ eli alışkanlıkla cebine girdi, anahtarı çıkardı. Üçüncü kata gelmişti. Durdu, kapıya, zile, üstte çakılı numaraya baktı. Ne sersem herifim ben, ilk geliyorum sanki. Anahtarı uzattı, yavaşça kilide soktu, döndürdü. Durdu. Kapı zilinin […]