Sakal – Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – 36

Sakalın Arapça karşılığı lihyedir. Tarih boyunca çeşitli toplumlarda sakal bırakma, sakalı tamamen kesme veya farklı şekillerde kısmen tıraş etme uygulamalarına dinî, millî ve örfî anlam ve değerler yüklenmiştir. Tevrat’ta sakal tıraşı yasaklanmış olmakla birlikte (Levililer, 19/27) Yahudilik’te yaygın kabule göre yasak sayılan eylem sakalı usturayla traş etme olup kısaltma veya başka bir yolla tamamen kesmeye izin verilmiştir. Batı hıristiyanlarında ve Budistler’de tıraşlı yüz makbulken Doğu hıristiyanlarında, Hindu ve Sihler’de sakalın olduğu gibi bırakılması gerekli görülür. Kur’ân-ı Kerîm’de sakal kelimesi bir yerde geçer (Tâhâ 20/94), fakat sakal bırakma veya kesmenin hükmünden söz edilmez. Hadislerde ise bu konuda bazı emir ve tavsiye ifadeleri yer almıştır. Hz. Peygamber sakal bırakmayı yaratılışa uygun davranışlar arasında saymış (Buhârî, “Libâs”, 62; Müslim, “Ŧahâret”, 56), bazan müşriklere veya Mecûsîler’e muhalefet etme gerekçesine bağlayarak, Bazan da gerekçe belirtmeden sakalın bırakılıp bıyıkların kısaltılmasını (Buhârî, “Libâs”, 63; Müslim, “Ŧahâret”, 52-55), saç ve sakalın boyanarak yahudi ve hıristiyanlardan farklı olunmasını (Buhârî, “Libâs”, 67; Müslim, “Libâs”, 80) istemiş ve saçı sakalı siyaha boyamayı yasaklamıştır (Müslim, “Libâs”, 78-79; Ebû Dâvûd, “Tereccül”, 20). Resûl-i Ekrem’in sakalının sık olduğu (Müslim, “Feżâǿil”, 109), sakalını eninden ve boyundan kısalttığı (Tirmizî, “Edeb”, 17) ve Peygamber’in fiillerine uymada titizliğiyle bilinen sahâbeden Abdullah b. Ömer’in sakalını avucuyla tutup bundan fazla olan kısmı tıraş ettiği (Buhârî, “Libâs”, 64) bildirilmektedir. Ayrıca Resûlullah’ın saçı sakalı dağınık olanları uyararak kendilerinden bu durumu düzeltmelerini istediği kaydedilmektedir (el-Muvaŧŧaǿ, “ŞaǾr”, 7).

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir