Bu çalışma, önce bir dizi tartışmanın dağınık notları olarak başladı. Bir süre sonra tartışma, ona katılanlarca “ders” diye adlandırılınca, notların da düzenli tutulması ve okunup yeniden tartışılabilmesi için yazıya dökülmesi gerekti. O haliyle buna “kitap” denildi. Yakıştırılan bu adı hak etsin diye notlar üzerinde yeniden çalıştım. Bize ulaşan birikime bakarak, iki bin beş yüz yıldır insanoğlunun mantık ve yöntem üzerine konuşup yazdığını biliyoruz. Kütüphaneler dolusu yüz binlerce kitap demektir bu. Oysa benim yararlandığım kaynak sayısı, kitap ve makale olarak, yüzün biraz üzerindedir. Böyle bir çalışmanın, kendisini, profesyonel eleştiri de içinde olmak üzere, okuyucuya açabilmesi için, bu sayının on katıyla ölçülebilecek kaynağ ı taramı ş olması beklenirdi. Özellikle diyalektiğin, son yüz yıl içinde ne kadar çok tartışmaya konu edildiği, üzerinde ne kadar çok yazıldığı, konuşulduğu düşünülürse, yalnızca temel kaynaklara, o da çok kısıtlı olarak ulaşabilmiş olmam, kabul ettiğim önemli bir eksikliktir. Hele akademik ölçüler bakımından değerlendirirsek, literatürden bu uzaklık, çalışmanın “bilimsel” sayılabilmesini hayli güçleştirir. Bu bir yana, aynı nedenden ötürü, kitapta öne sürdüğüm bazı özgün görüşlerin gerçekten özgün olup olmadığ ı benim için bilinemez kalmıştır. Örneğin, çalışmanın “evrensel bağıntılılık” kavramını eksen olarak seçmiş olması bakımından bir “ilk” olacağını, yalnızca “sanabiliyorum.” Bunun gibi, bir kategoriler sistemi inşa etmenin ilkelerini incelediğim bölüm, çalışma olanaklarım ve taranan kaynak sayısı ile tez ileri sürmenin gerekleri arasındaki kabul edilebilir oransızlığın aşılmaya en fazla cüret edildiği bölüm olarak görünüyor bana. Özellikle, kategorilerin koordinasyon ve bağımlılık sistemlerine ilişkin kısımların, pek çok eleştiriye ihtiyacı olduğunu peşinen belirtmeliyim. Fakat konunun tartışılabilmesi için, önce birilerinin bundan doğru-yanlış, eksik-tamam söz etmesi gerekiyordu. Ben, bunu yapmak istedim. Diyalektiği, üç temel yasa ve birkaç kategorinin ezberlenmesiyle öğrenebileceğimiz kanısının yerleşmiş olduğu bir yoksulluk ortamında, en azından konunun zenginlik ve karmaşıklığına bir işaret konulmalıydı.
Aydın Çubukçu – Mantık ve Diyalektik
PDF Kitap İndir |