Kendini Bil, Bitap Yolcu. Boşluktayım. Kim olduğumu ve buraya neden geldiğimi unuttum. Kendini Bilmek, insanlığın en temel manevi öğretilerinden biridir. Bildiğimiz şekliyle insanlar (yani bir neo-korteksle ya da insan beyniyle) var olduğundan beri, akıl hocaları bunu öğretmiştir. Pisagor Okulu’nun kapısının üstünde bu yazıyordu. Delfi Kahinlerinin bulunduğu tapınağın girişinin üstünde bu vardı. Sokrates öğrencilerine bunu öğretti; Krişna, Buda, Lao Tsu, İsa, Rama, hepsinin öğrettiği buydu. Uyanış yolunda, bu öğreti esastı. Kendini Bilmek (tanımak) içinse ana araç sadece kendini gözlemlemekti. Buda buna seyretmek der. Krişna, meditasyon der. İsa, şahit olmak der. Gurdjieff buna kendini gözlemlemek der. Sözcüklerin olmadığı bir dua etme biçimidir. Meditasyon halidir. Kendimi tanımadığımda ve kendimi tanıyana kadar, görmediğim ve üzerinde hiçbir kontrolümün olmadığı alışkanlıklar yönlendirir beni; bir makineyinıdir, bir otomat, daireler çizip duran, Ben 11 12 sürekli kendimi tekrar eden bir robot. Farkında değil de bilinçsiz, müzmin, mekaniğimdir.*1 Gözlerim açık diye, bilincimin yerinde, uyanık, farkında olduğumu sanırım. Ama alışkanlık, irade ve niyeti* olmayan bilinçsiz, otomatik pilottur; içeride uykudayımdır. Dahası bilinçsiz, alışkanlıktan ibaret bir varlık olduğum için kendime, ilişkilerime ve çevreme zarar veririm. İnsan memelidir; bütün memeliler alışkanlıktan ibarettir. Bizler güdülen hayvanlarız. Bu bedendeki çok güçlü bir itkidir, göz ardı etmek imkansızdır; ben kimim = dikkat* (bilinçlilik*) ince çizgisini kaybetmemenin ve özdeşleşme ihtiyacının çok güçlü ve sürüye dahil olabilmek için elzem olduğu beden halinde kendimi tanımlamama yol açar. Güdülen hayvanlar kendilerini düşünmez, sürü onlar adına düşünüp hareket eder. Sürü hangi yöne giderse biz de oraya gideriz. Bir uçurumdan aşağı atlamaya yönlendiriliyor olsak bile ölümümüzün peşinden gitmeyi, sürüye karşı çıkıp kendi adımıza düşünmeye tercih ederiz. Kendi adıma düşünmek, kendimi tanımak, sürüden atılma tehlikesi taşır; bu da bir memeli için idam hükmü demektir. Sürü güvenlidir. Sürüden ayrı tek başına otlayan, yırtıcılar için kolay bir avdır. İçgüdülerimizin derinliklerinde biliriz bunu ve sürüden ayrı düşmekten korkarız. Bu yüzden, bir memelinin kendi adına düşünmesini, kendini gözlemlemesini, kendini tanımasını sağlamak çok zordur. Memeli davranışında doğal bir şey değildir bu. Bilinçli çaba ve istek gerektirir. Cesaret ve dikkatini verme iradesi* gerektirir. Bildiğim kadarıyla, insanlar kendini gözlemleme becerisine sahip tek memelidir. Kendimi tanıdığımda alışkanlıklarımın değişeceğini iddia etmiyorum. Alışkanlıkların bir devinim ve duygusal itki ömürleri vardır. Tekrar ederler. İçimde değişebilen şey, bu alışkanlık deryasıyla olan ilişkimdir. Buna “bağlam kayması” diyoruz. Şu an ol1) Yıldızla işaretlenen ve ilk kullanımda italik yazılan kelimeler, kitabın sonundaki Sözlük’te açıklanmıştır. 1. Bölüm: Kendini Gözlemlemek – Kendini Bil duğu gibi, alışkanlıklarımla özdeşleşirim (= “ben buyum”). Kendimi alışkanlıklarım olarak, onların ben olmasıyla tanımlarım. Bu yüzden “ben” ile alışkanlıklar tektir, aynıdır. Tanımlanmışımdır: Onlarla özdeşleşmişimdir. Sabırla, dürüstçe, istikrarla, samimiyetle yapılan kendini gözlemlemeyle, bu aynileştirme* değişebilir. Söz konusu alışkanlığı nesnel* olarak görmeye başlayabilirim; yani özdeşleşmeden, mikroskobunun altındaki bir böceğe bakan bir bilim insanı gibi. Bu, alışkanlıkla mücadele etmektir, ona karşı olmak değil; gözlemleme bana neyle, nasıl mücadele etmem gerektiğini gösterecektir. P. D. Ouspensky, alışkanlığa karşı mücadele etme durumundan, olumsuz duygu* ifadesine karşı mücadele etme olarak söz eder; bu beklenmeyen ya da istenmeyen sonuçlara yol açmaz (In Search of the Miraculous. New York: Harcourt, 1946. 1 2). Memeli bedenini incelemeye ve onun alışkanlıklarını öğrenmeye başlayabilirim. Çünkü o alışkanlıklardan ibaret bir varlıktır, tekrar eder ve onun zihinsel, duygusal ve fiziksel kalıplarını fark etmeye başlayabilirim. Kendimi tanıyabilirim. Beden bir memeli enstrümandır, alışkanlıklardan ibaret bir varlıktır. Bu yüzden, öngörülebilir. Geyik, küçük göle gitmek için her gün tıpatıp aynı yolu izler. Aslan bunu gözlemler ve bir ağacın arkasına sinip onun yoldan gelmesini bekler. Aynı şekilde, iç gözlemci de memeli enstrümanının, bedenin alışkanlığa bağlı davranışını tahmin etmeye ve ona hazırlıklı olmaya başlayabilir. Kalıpları öğrenir. Kendisini tanır. Daha bilinçli olmak ve alışkanlıkların eline düşmemek için tek umudum budur; alışkanlığı yeterince sık -mesela 10.000 kere ya da daha fazla- görürsem, o zaman daha önce pek çok kez olduğu gibi nerede, ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağını kesin olarak tahmin etmeye ve ortaya çıkmadan önce ona karşı hazırlıklı olmaya başlayabilirim. Başka bir rota seçebilirim. Kesinlikle o alışkanlığı daha nesnel bir şekilde görmeye başlayabilirim. Bu şekilde, daima kendi alışkanlıklarımın kurbanı olmaya bir son verebilirim. İçimde bir tür istikrar, bir denge; üslupta, davranışta, duygu ve düşüncelerde Ben 13 14 bir yatışma bulmaya başlayabilirim. Doğal akıl sağlığına ve “temel iyiliğe”* ulaşabilirim. Kendini gözlemlemek, bunun mümkün olduğunu görebilenlerin kullandığı bir araçtır. Bazıları ona “ilk araç” der, bazılarıysa “insani araç.” Bu, insanın bedenini çalıştırabilmek, tamir edebilmek ve varlığını sürdürebilmek için; onun fonksiyonlarını ehlileştirip eğitmek için kullandığı araçtır. Onsuz ben, bilinçsiz, alışılmış, mekanik güçlerin -hem içsel hem de dışsal- elinde bir makine, bir otomat bir robotum. Ruhun* bilinçsiz rüyasından uyanması sürecinde, kendini gözlemleme esastır. Böylelikle bir aptal bile enstrümanı* (bkz. insan biyolojik enstrümanı), o enstrümanla gelen aracı kullanmayı öğrenerek, etkin ve verimli bir şekilde yönetmeyi başarabilir. Bu aracı etkin bir şekilde kullanmak için, alıştırma yapmak gerekir. Bu alıştırma, kendini gözlemlemektir. Ben bir teknisyenim; enstrümanın içerdiği aracı kullanmak hakkında bazı şeyler öğrendim. Usta değilim ama iyi bir teknisyenim çünkü enstrümana karşı bir dikkat geliştirdim. Hepimiz biliyoruz ki dürüst, etkin, pratik ve farkında olan iyi bir teknisyen çok faydalı olabilir. Bu da bir teknisyenin kaleme aldığı bir kullanıcı el kitabıdır. Başlangıçta şu önemli uyarıyı not düşmek iyi olacaktır ve bunu yapmak sorumluluk icabıdır: Burada anlatılanlar bir inanç biçimi değil; kendini-inceleme, kendini-bilme, bir Kendini Tanıma şeklidir. Dolayısıyla buradaki hiçbir şeye sorgusuz sualsiz inanmamak gerekir; buradaki her şey, mutlaka kendi kişisel deneyiminizle doğrulanmalıdır. Ben usta değilim, sadece iyi bir teknisyenim. Selamet, başkalarının söylediği herhangi bir lafı artık öylece kabul etmemekte yatıyor. Çok uzun zaman boyunca koyun gibi, lideri izleyen sürü hayvanları gibi -lider sürüyü bir uçurumdan atlamaya ya da bir savaşa götürdüğü zaman bilekörü körüne birilerinin peşinden gittik. Her şey kişisel deneyimle doğrulanmalıdır, aksi takdirde başka tür bir kölelik, beni bilinçsiz ve mekanik köleliğime bağlayan 1. Bölüm: Kendini Gözlemlemek – Kendini Bil başka bir zincir olur sadece. Her şeyi kendiniz için doğrulayın, doğrulayın, doğrulayın. Bir ömür sürdürdüğünüz alışkanlıklardan, körü körüne peşinden gitmelerden, kendinizi düşünmemekten kurtulun. Özgürlüğe giden bundan daha iyi ya da daha güvenli bir yol yok. Tekrar edeyim: Burada uyguladığımız, bir inanç şekli değil. Tamamen farklı bir şey. Ama bu yolda inanca hiç yer yok anlamı da çıkmasın; kesinlikle var. Aslında uzun bir zaman diliminin sonunda insanın bu “kendisine dair pratiğe dayalı çalışma”sından öğreneceği şey şudur: eğer inançlı biri olarak başladıysa, yargısız kendini gözlemlemeden kazandığı anlayışla inancı güçlenecektir; eğer inançsız biri olarak -benim gibi- başladıysa inanç kazandığını görecektir. Bundaki muhteşem ironiyi görüyor musunuz? Bu inanç-temelli bir yol değil çünkü inanç, erdemin bir ödülüdür; Yaratıcıdan* ihtiyacı olanlara gelir. Kendi çabalarımızla inanç kazanamayız. Ama kendi çabalarımızla inancı konuk edecek toprağı hazırlayabiliriz. Çalışma’nın * pek çok ödülünden biri budur. Şimdi hiçbir şeye inanmamalıyız; her şeyi ama her şeyi asıl kıymetiyle, doğruluğu ya da yanlışlığıyla kendimiz için doğrulamamız isteniyor bizden. Yargılamaksızın, sabırla kendimizi gözlemleyerek ve kendi kişisel deneyimlerimizden yola çıkaracak yapacağız bunu.

Red Hawk – Ben
PDF Kitap İndir |