Bohumil Hrabal – Sıkı Kontrol Edilen Trenler

Bohumil Hrabal 1914’te Brünn’de doğdu. Bugün yazar olarak Prag’da yaşamakta. Hukuk öğrenimini tamamladıktan sonra bir süre noter memuru olarak çalışmış, sonraları çok meslek değiştirmiştir. Sigorta prodüktörlüğü, demiryollarında memurluk, çelik fabrikasında bir görev ve tiyatroda memurluk bunlar arasındadır. Kısa ve uzun öykü türünde çok eser vermiş olan ünlü Çek yazarı Hrabal, en çok Yetişkinler İçin Dans Dersleri ve Sıkı Kontrol Edilen Trenler adlı kitaplarıyla tanınmaktadır. Sıkı Kontrol Edilen Trenler, İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman işgali altında yaşayan bir Çek kasabasında, özellikle bu kasabanın bir tren istasyonunda geçer. Grotesk, ama aynı zamanda melankolik ve trajikomik bir uzun öykü olan bu kitap, film olarak da uyarlanmış ve ödül de kazanmıştır, Hrabal’ın kara gülmece türünde sahip olduğu ustalığın kanıtı bir kitap. “Evinizde oturup kalsaydınız ya götünüzün üstünde…” İkinci Dünya Savaşı’nın acımasız ve bir o kadar da umarsız ortamında söylenmiş bir cümle bu. Alman askerlerine sarf edilmiş bu cümlenin sahibi istasyon görevlisi Çek Miloş. Miloş, Sıkı Kontrol Edilen Trenler’in kendi halindeki anti-kahramanı. Sessiz duruşuna kanmamak lazım, yer aldığı kitabın vazgeçilmez karakteri o. Miloş’un yaratıcısı ise akıllara durgunluk verici bir mizah duyarlılığına sahip Çek yazar Bohumil Hrabal. Bohumil Hrabal, yirminci yüzyılın önemli ve bir o kadar da üstüne düşülmemiş yazarlarından biri. Milan Kundera ise üzerine titrenmemiş Hrabal’ın kendine has kaleminin ve ironi yeteneğinin farkına varmış yegâne kişilerden biri. Hal böyle olunca Bohumil Hrabal, Kundera’nın en sevdiği yazar olmuş hep. Kundera, bunu açık açık yazılarında belirtmekten hiç çekinmemiş. Kundera’ya göre Hrabal’ı diğer yazarlardan ayıran en önemli özellik, kitaplarındaki bitmez tükenmez neşedir. Kundera, Hrabal’ın Prag’ın büyüleyici yanını somutlaştırdığının altını çizerken mizahı ve duygusallığı bir araya getirdiğini söyler. Buna rağmen Bohumil Hrabal hiçbir zaman Kundera kadar bilinen bir yazar olmamıştır. Edebiyatın vefasız yüzüyle Hrabal daha çok karşılaşmıştı belki de. Hrabal’ın, doğduğu ülkeyi ve dilini terk etmemiş olmasının da bunda payı var. Bu ona dönem yazarları kadar tanınmışlık getirmez ama Hrabal bu durumu kendi lehine çevirmeyi başarır. Çek mizah anlayışının en iyi örneklerini yerelliğini muhafaza ederek verir Hrabal. Çekçenin yöresel farklılıklarını bir araya getirir, birahane sohbetlerinden nefis öyküler çıkarır, metaforları ile okuyucuları düş dünyasına sokuverir. Tüm bunlara rağmen kara mizahın cilvesi ‘yasaklı olma durumu’nu, o da yaşar.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir