Sehiirler in, semtlerin ve sokakların da hikâyeleri vardır. Bir olaylar zincirini, belirli bir dönemi, hattâ bütün bir çağı anlatırlar. İstanbul’un bir çok köşeleri ve semtleri böyledir. Beti bunlardan Direklerarası’nı seçtim. Geçen yüzyıl sonlarında parıltısı azalan, yirminci yüz yıl başlarında kararan, 1930’larda büsbütün sö nen Direklerarası, Beyazıt – Vezneciler – Şehzadebaşı – Saraçhane tramvay yolu ortadan kalkalı, bir semt olarak da silindi. Birinci dünya savaşı sonları kapkaranlık İstanbul’unda ilk olarak tanıdığım Direk lerarasv hiç değilse yılda bir ay ramazanda aydınlık, neşeli ve gözahcıydı. Dükkânların önünde sütunlar yoktu ama, Direklerarası ünü, canlılığı ve renkliliği az buçuk da olsa vardı. Direklerarası’yla on yıl kadar gündüzleri, geceleri, kışları ve baharları, yazlan ve güzleriyle içli dışlı yaşadım. Tiyatro ve sinema antreleri paradileri, perde arkası ve kulislcriyle. Eskiler’- in Feyziye Kıraathanesi yerinde yükselen tek katlı «Felek Sineması»nın giriş yerinde müşteri kızıştıran ziller, Şark.ve Millet tiyatrolarının kapı ağızlarında, «Temaşapervcrann çağıran boru ve davul sesleri hâlâ kulaklarımda. Daracık caddeyi bir bayram yerine çeviren allı morlu kartelalar, Ferah tiyatro’da Darülbedâyi-i Os- mâni sanatkârları», Ertıığrııl Muhsin ve arkadaşları, «Cemal Sahir operet heyeti» afişleri bugün gibi gözümün önünde.
Burhan Arpad – Direklerarası
PDF Kitap İndir |