Etgar Keret – Buzdolabının Üstündeki Kız

YALNIZ Ona bir zamanlar yalnız kalmayı seven bir kızla birlikte olduğunu söyledi. Bu da çok acıklıydı, çünkü onlar bir çifttiler ve çift, tanım olarak “birlikte” demektir. Fakat kız genellikle yalnız kalmayı yeğliyordu. Bu yüzden bir keresinde kıza, “Neden? Benim yüzümden mi?” diye sormuştu. Kız, “Hayır, seninle ilgisi yok, benim yüzümden, çocukluğumla ilgili,” demişti. Anlamamıştı aslında şu çocukluk meselesini, bu yüzden kendi çocukluğuyla bir benzerlik kurmaya çalışmış, fakat bir yere varamamıştı. Düşündükçe, çocukluğunu bir başkasının dişindeki çürüğe benzetiyordu – sağlıksız, ama çok da önemli değil, onun için en azından. Yalnız kalmayı seven kız çocukluğu yüzünden ondan sürekli gizleniyordu. Bu, tepesini attırıyordu. Sonunda ona, “Ya bana durumu izah edersin ya da çift olmaktan vazgeçeriz,” demişti. Kız tamam demiş ve çift olmaktan vazgeçmişlerdi. OGET ANLAYIŞ GÖSTERİR “Bu çok acıklı,” dedi Oget. “Acıklı ve aynı zamanda dokunaklı.” “Teşekkür ederim,” dedi Nahum, meyve suyundan bir yudum alarak. Oget, Nahum’un gözlerinin yaşardığını gördü.


Onu üzmek istemiyordu, ama sonunda dayanamadı. “Çocukluğunda yaşadığı ve seni terk etmesine neden olan şeyin ne olduğunu hiçbir zaman öğrenemedin, öyle mi?” diye sordu. “Beni terk etmedi,” diye düzeltti Nahum. “Ayrıldık.” “Ayrıldınız, her neyse,” dedi Oget. “‘Her neyse’ değil,” diye ısrar etti Nahum, “bu benim hayatım. Bunlar önemli ayrıntılar, benim için en azından.” “Çocukluğunda yaşadığı ve her şeyi başlatan olayın ne olduğunu hiçbir zaman öğrenemedin, öyle mi?” diye sordu Oget tekrar. “Bir olay değil,” diye düzeltti Nahum bir kez daha. “Kimse hiçbir şey başlatmadı – senden başka.” Kısa bir aradan sonra, “Buzdolabıyla ilgiliydi,” diye ekledi. NAHUM’UN DEĞİL Nahum’un kız arkadaşı küçükken enerji dolu olduğu için annesiyle babasının ona gösterecek fazla sabırları yokmuş, zaten yaşlı ve yorgunmuşlar. Nahum’un kız arkadaşı onlarla oynamaya, konuşmaya çalışır fakat bu onları daha da sinirlendirirmiş. Güçleri yokmuş. Ona çenesini kapatmasını söyleyecek güçten bile yoksunmuşlar.

O yüzden onu buzdolabının üstüne oturtup işe giderlermiş. Ya da nereye gitmeleri gerekiyorsa oraya. Buzdolabı çok yüksekmiş, Nahum’un kız arkadaşı aşağı inemezmiş. Bu yüzden çocukluğunun büyük kısmını buzdolabının üzerinde geçirmiş. Mutlu bir çocuklukmuş. Başkaları abilerinin dayağını yerken Nahum’un kız arkadaşı buzdolabının üzerinde oturup kendi kendine şarkılar söyler, etrafındaki toz tabakasına resimler çizermiş. Buzdolabının manzarası harikulade, kızın poposu sıcak ve rahatmış. Şimdi büyümüştü kız. Yalnız geçirdiği o zamanları özlüyormuş, hem de çok. Nahum bunun onu ne kadar hüzünlendirdiğini anlıyormuş, hatta bir keresinde onu buzdolabının üzerinde düzmeyi bile denemiş, olmamış ama. “Bu korkunç güzel bir hikâye,” diye fısıldadı Oget, Nahum’un elini okşayarak. “Evet,” dedi Nahum, kolunu geri çekerek, “korkunç güzel bir hikâye, ama bana ait değil.”

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir