Melinda Cross – Gun Isigi

Park evenue’den her sabah ayni sesler yukselirdi . Binlerce degisik ses dev sehrin gurultusune katilirdi. Cassandra winters, sabah melteminde ucusan sari saclariyla camli taracanin girisinde durmus, cok sevdigi bu sesleri dinliyordu. Central Park’ta oynayan cocuklarin bagirismalarini trafigin ugultusundan ayirt edince kendi kendine gulumsedi. Onunden gecen genc bir adamin caldigi uzun ve israrli isligi duyunca iri mavi gozlerindeki gulumseme daha da buyudu. Babasina gore, iltifat etmek icin cok kaba bir yontemdi bu. Ama cassie bunu hic rahatsiz edici bulmamisti. Cunku begenildigine dair her turlu kanita ihtiyaci vardi. Babasi onu nekadar ovmus lursa olsun, kendini cirkin ve sekilsiz hissetmesinin onune gecememisti bir turlu. Ne olsa o bir babaydi ve elbette kizinin guzel odugunu dusunecekti. “MissCassie, ozur dilerim! Buraya geldiginizi gormedim. “Onemli degil, Robert. Burada rahatim ,”dedi genc kiz, sesin geldigi yone gulumseyerek. New York sehrinin sesleri gibi, bu yasli kapici da tum hayatinin bir parcasiydi. “Biliyorum,Miss Cassie. Ama babaniz yalniz kalmanizi hic istemez… Ah bagislayin, Miss. Hep unutuyorum.” Cassie, “biliyorum Robert,” diye fisildadi.”Ben de oyle.” “Ne iyi admdi,” dedi Robert, dusunuyorum da,belki boylesi daha iyi . Hah iste arabaniz geldi, Miss Cassie. Bunu yapmak istediginizden eminmisiniz? “Evet Robert.” Genc kiz adimlarini sayarak kaldirimin kenarina kadar yurudu. “Babaniz buna karsiydi, biliyorsunuz.”Robert arkasindan sesleniyordu. “Babam beni cok dusunurdu. Robert.Ama o yok artik. Kendime bakmasini ogrenmek zorundayim. Sanirim dunyada bir dadiyla yasayan yirmi bes yasindaki tek insan benim.” “Yoo, Miss, boyle soylemeyin…” “Ama bu gercek, Robert!” dedi genc kiz emin bir sesle. “Babamhep bana bakti, ben de ona baktim ve hizmetkarlar da hic eksik olmadi cevremizden. Boylece, yirmi yildir birbirimizi aldatip durduk. Ama artik buna bir son vermenin vakti geldi!” yasli adamin kirildigini hissedip elini ona uzatti. lutfen kaygilanma Robert. Yoksa benide uzersin. Haftada bir mektup yazarim sana, soz.” Genc kiz ellerini yasli adamin yanaklarinda gezdirdi ve ufak bir opucuk kondurdu. “Tesekkur ederim Robert, cenazedeki yardimlarin icin, her sey icin. Bir kac ay sonra gorusuruz.” Cassie, limuzinin arka koltuguna oturdu ve soorun yavasca kapiyi kapattini duydu. Yuzunu pencereye dondurup gulumseyerek Robert’ a el salladi. ‘Kor olmanin bir zorlugu da bu iste,’ diye dusundu. ‘Ardina bakanin var mi, hic bilemiyorsun!’ Hudson’dan Windrow’a yolculuk iki saat surdu. Bunun sehir icindeki yollarda gecen ilk yarisinda Cassie hic sikilmadi. Arabanin disindan gelen milyonlarca ses, bir o kadar da oykuyu tasiyordu genc kizin kulaklarina.Ama sehirden ciktikca azalan sesler uykusunu getirdi. Arabanan durmasiyla uyandi. ‘Evet, Cassie,’ dedi kendi kendine, ‘uzun sure limuzine binemeyeceksin; hatta belki de hic.’ sofor kapiyi acti, inmesine yardim etti ve bavullarini kaldirima birakti. “Ana binanin hemen onundesiniz, Missn” dedi.”Merdivenleri cikinca kapi karsinizda.” Ve sonra hemen, sanki korluk bulasici bir seymisde uzak durmak gerekirmis gibi arabasina binip uzaklasti. Bazi insanlar boyleydi iste. Kendini cirkin hissetmesine neden olan bu tur insanlari babasi yillarca uzak tutmustu ondan. Mark boyle degildi, ornegin .o olsa genc kizi yalniz basina birakmazdi; binaya sokar, yardimci birini bulur ve odasina yerlesinceye kadar da oradan ayrilmazdi.Ama Mark yillarca ailesinin sosorlugunu yapmisti.Bir hizmetkardan cok akraba gibiydi sanki. Babasinin olumunden bir hafta sonra herkesle birlikte onuda isten cikartmisti; Mrs. Carmody’den baska herkes, elbet. Simdi… Merdiveni cikinca kapi karsida. Ama merdiven nerede? Kac basamak var? Bina nerede ? Arkasindami? Yanindami? Cassie, yardim edicek bir insan sesi duyabilmek icin cevresine kulak kabartti. Duyabildigi sadece cok uzaklarda kapanan bir kapinin gurultusu ve cigliklarla havalanan bir tarla kusunun kanat sesleri oldu. Ufak adimlarla yana dogru kaydi ve elinin altinda en buyuk bavulunu hissedince dikkatle kenarina oturdu. “Korkunc bir sey, ” diye yuksek sesle soylendi. “Burasi bir korler okulu ama beni merdivenden cikartacak kimse yok ortalikta.” “Neden kendin cikmiyorsun.” Sol yanindan gelen bu sesle genc kiz ayaga firladi. “Kim o? Kim var orada,” “Ben varim,” diye israr etti ses, “Neden kendi basiniza cikmadiginizi sordum.” Cassie govdesini iyice diklestirip emir verircesine cevapladi. “Ve bende sizin kim oldugunuzu sordum.” Ses, bir an durakladikdiktan sonra gulerek, ” Ben Wyatt F ield ‘im.” ” Iyi,” dedi genc kiz, rahatlayarak. Tanriya sukur. Buranin terk edilmis bir yer oldugunu dusunmeye baslamistim.Cevrede baska kimse olmadigina gore belki siz bana yardim etmek nezaketini gosterirsiniz.” “Memnuniyetle. Benim isim bu. Ne yapabilirim sizin icin.? Cassie, erkegin sesini begendigini dusundu. ‘ bir bariton olmali; deinden ve yumusak.’ “Guzel.” Genc kiz resmi bir ses tonuyla konusuyordu. “Baslangic olarak merdiveni cikip binaya girmeme yardim edebilirsiniz.Sonrada bavullarimla ilgilenirsiniz. “Bavullariniz orada kalsin,” dedi genc adam kesin bir tavirla. “Birisi daha sonra iceri tasir onlari. Merdiven konusuna gelince, oldukca saglikli genc bir bayana benziyorsunuz.Her iki bacaginizi da kullanabildiginize gore merdivenden kendiniz cikabilirsiniz.” Cassie anlayisla gulumsedi. 3Korkarim anlamadiniz, Mr.Field.Ben korum.” Genc adamin buyurgan sesi tekrar duyuldu. “Belki ama sakat oldugunuz soylenemez. “Yani benim kor oldugumu biliyor muydunuz?” Genc kiz saskindi. “Elbette.” “Ve bunca zaman bana yardim etmeden orada dikildiniz, oyle mi?” “Dikilmiyorum, oturuyorum. Burada gorevliler disinda herkes kor.Burada yasayan bir avuc goren insan da korleri tasimakla zaman kaybedecek olsa, baska is yapmamiza firsat kalmaz.” Genc kiz, ofkeden neredeyse bagirarak cevap verdi, “Bana soylev vermekten vazgecin! Biliyorum korler burada bagimsiz yasamayi ogreniyorlar! Ben de bu yuzden buradayim. Ama daha yeni geldim ve hic olmazsa kapiya varincaya kadar biraz ayricalikli davranilacagimi dusunmustum” Pekala, size bir ayricalik taniyorum. Merdiven tam onunuzde.” ” Kac basamak var?” “Bilmem hic saymadim.” genc kiz ofkeyle dudaklarini buzup basini geriye atti. Neredeyse rengsiz, uzun saclardan yansiyan gunes piriltisini gordugunde Wyatt Field, bir islik calmamak icin kendini guc tuttu ‘Ne guzel saclari var,’diye dusundu.’Kendi farkinda mi acaba?’ Cassie, kollarini dumduz one uzatarak temkinli yurumeye basladi. “Oyle korler gibi davranmayi birakin,” diye emretti genc adam. “kollarinizi indirin!” “Ben bir korum zaten!” Genc kizin sesi ofkeyle titriyordu. “Ama bunu belli etmenize gerek yok.Simdi, kollarinizi indirin.Onunuzde hic bir engel yok.bana guvenebilirsiniz.” “Size guvenmek mi? kor olabilirim, Mr.Field, ama cilgin degilim!” Genc adamin kahkahasina iyice sinirlenen Cassie, guvenli bir adim atarak basamagi hissedinceye kadar ayagini uzatti.Yavasca merdiveni cikarken, icinden adimlarini sayiyordu. Dokuzuncu basamaga geldiginde sol yaninda genc adamin varligini hissetti.Hareketsiz durarak sesleri dinledi.Sundurmaya varmisti. Kendinden memnun, gulumseyerek yurumeyi surdurdu. Tekrar one uzattigi elleriyle kapiya dokununcaya dek ilerledi.Kapi kolunu buldu, cevirip acti ve yuzun de buyuk bir sevinc ifadesiyke iceriye girdi. “Tanri askina! Miss Winters gelmis! Ah, cok ozur dilerim.”Canli sesli bir kadin ona dogru kostu.”Ah, Miss Winters, ne diyecegimi bilemiyorum.Sizi karsilamam gerekirdi ama vaktin nasil gectigini anlamamisim. Durun size bir bakayim.” Kucuk ama guclu eller genc kizin omuzlarini tuttu. “Aman tanrim, ne kadar guzelsiniz! Ah telastan kendimi tanitmayi unuttum. Ismim Maggie, O’Shea. Tahmin edeceginiz gibi kizil sacli bir irlan-dali’yim.” “Ogretmen misinz, yoksa doktor mu?” Cassie bu dostca karsilamadan cok memnun kalmisti. “Ben mi? Yok, hayir. Ben bir tur evsahibiyim. Ama ayni yaslarda oldugumuza gore bana bir arkadas gozuyle bakabilirsiniz.Gorevim misafirleri karsilamak ve onlarin burada rahatlarini saglamak. Ayrica cok iyi bir dinleyiciyim ve uzerine kapanip aglanicak bir omzum var.Ah, iste Dr. Field de buradaymis!. Cassie’nin gulumsemesi yuzunde dondu. “Dr.Field mi?” “Aa demek karsilastiniz. Sanirim iceri girmenize Dr. Field yardim etti.” “Yardim mi?” Cassie cok sasirmisti.”Merdiveni cikarken bana celme takmadigi icin sukran borcluyum ona sadece.” Maggie, Cassie’nin omzu uzerinden Field’e gulumsedi, ama sesi azarlayiciydi. “Ah, Dr. Field hep boyle yapiyorsunuz.Hemen her sey oluversinin istiyorsunuz.” “Nasil biridir?”diye birden sordu Cassie. Field, Maggie’ye dogru egilip kaslarini kaldirdi. “Sizce nasil biri?” Maggie, yuvarlak ve pembe yuzunde bir gulumseme ile sordu.En sevdigi kisim buydu. Her yeni gelen, merdiveni cikarken Wyatt’ten gordukleri soguk aldirissizligin etkisiyle genc adamin boynuzlu ve sivilceli oldugunu dusunurdu. Cassie bir an durakladi sonra topuklari uzerinde donup, kollarini uzatarak genc adamin genis gogsunu buldu. Ellerini yukariya kaydirarak hizla bu boynu ve yuzu inceledi. Hafifce gerginlesen yanaklarda bir muddet durdu.ve ellerini indirdi. “Bir seksen bes boyunda,” dedi kesin bir tavirla. “Siyah sacli ve bir erkege gore oldukca buyuk, gur kiirpikli, mavi gozleri var. Koseli, cukur bir cene, duz ve bicimli bir burun. Cikik elmacik kemikleriyle sanirim oldukca yakisikli biri.Eskiden Amerikan futbolu oynamis; geri dortlude.” Bir anlik sessizlikten sonra genc adamin sesi duyuldu. “Peki kac yasindayim, Miss Winters?” Genc kiz kaslarini catip dusundu.”Otuz. Hayir. Otuz bir.” Maggie’nin kahkahasi bos salonda cinladi. “Iste gordun, Wyatt.Buna ne diyeceksin bakalim?” “Yakin tahmin edebildimmi, Maggie?” diye sordu Cassie. “Ama lutfen alay etme benimle. Daha her seyi yeni ogrenirken babam yapardi oyle. Alay etmek en zalim sey bence.” Maggie’nin yuzundeki nese anlayisa birakti. “Bunu biliyoruz,Miss Winters. Biz burada asla korlukle alay etmeyiz. Tahminlerinizin neredeyse tumu dogru. Sadece belki dusundugunuzden de yakisiklidir, degil mi Wyatt?” Sesi tekrar neselenmisti. “Gercek bir yurek yakicidir o. Peki gozlerinin mavi oldugunu nasil bildiniz? Siyah sacli oldugunu anladiktan sonra gozlerin de koyu reng olacagi dusunulur.” “Koyu reng gozlu olamayacak kadar soguk bir sesi var cunku,” diye cevap verdi Cassie. “Sesini ilk duydugum andan anlamistim bunu.” Konu Başlığı: Ynt: Gun Isigi- Melinda Cross Gönderen: aylarca üzerinde Haziran 21, 2007, 12:48:02 ÖÖ Bolum iki Maggie, genc kizi odasina cikardi ve mobilyalarin yerlerini tanimasina yardimci oldu. Cassie iki kisilik yumusak yataga kendini birakirken, “Cok tuhaf, Maggie,” dedi. “Bu bina merdiven dolu. Bir korler okulunun tek katli olacagini dusunurdum dogrusu..” Maggie gulumsedi. “Gercek yasamda merdiven doludur, Miss Winters. Hem de pek cok. Windrow’da yaptigimiz en onemli sey, disaridaki her turlu tehlikeye uyum gostermenizi saglamak. Burada yolunuzun ustundeki engelleri ortadan kaldirmak, size daha sonrasi icin pek yararli olmaz, degil mi?” “Hayir sanirim olmaz.” “Tamam oyleyse. Simdi, elbiselerinizi aradiginizda bulabilmeniz icin, dolaba kendiniz yerlestirmelisiniz.” Cassie utancla basini egdi. “Bir sey mi oldu?” “Ben elbiselerimi hic bilmem…ne renklerini ne mo- dellerini.Mrs. Carmody her zaman giyeceklerimi hazirlar ve giyinmeme yardimci olurdu.” Maggie hayretle islik caldi. “Aman Tanrim, bu kizcagiz kendi basina hicbir sey yapmasini ogrenmemis!” Cassie hizla gozlerini kirparak, “Cok dogru, Maggie. Hic bir sey bilmiyorum. Zaten bu yuzden buradayim,” dedi. Maggie, yatagin yanindaki sehpadan bir dosya ve kalem aldi.”Hic onemi yok, Cassie. Merak etme cok yakinda ogrenirsin.Simdi,ogretmenlere yardimci olmasi icin bazi seyleri not etmeliyim.Kaydini yaptirirken Mrs.Carmody fazkla bilgi vermemis.ne zaman kor oldun, Cassie?” ” yedi yasimdayken.” ” Nasil?” ” Araba kazasi gecirdigimi soyluyorlar. Ben carpismayi hic hatirlamiyorum. Oncesi ve sonrasi gayet aydinlik kafamda ama, kaza bir yana, arabaya bindigimi bile hatirlamiyorum.” Genc kiz bir an alt dudagini disleri arasinda sikip devam etti.Annem o kazada oldu.” Maggie uzuldugunu soyleyip yazmaya devam etti. ” Saglik kayitlarin buraya yollandi mi?” ” Evet ama cok fazla bir sey yok. On yildir hic doktora gitmedim. Tamamen saglikliyim.” Maggie basini kaldirip kaslarini catti. Gri gozleri birden ciddilesmisti. ” Kontrollerin arasini bu kadar uzatmak hic dogru degildir, Cassie. Peki doktor ne demisti sana? Gozlerin hakkinda yani.” Cassie’nin birden gozleri doldu. “Kor olmam icin hic bir fizyolojik neden yokmus…histerik korluk dediler. Gozlerim tamamen saglikliymis ama beynim gormayi reddediyormus.” Her gun duydugu birseymiscesine basini salladi Maggie. “Baska?” Cassie derin bir nefes alarak devam etti. “Bir psikiyatriste gitmemi onerdiler.” “Gittin mi?” “Elbette!” dedi genc kiz ofkeyle. “Kor olmaktan hoslandigimi mi saniyorsun? Ah Maggie, ozur dilerim. Bagirmak istememistim.Ama son on yildir surekli kendime gorebilecegimi tekrarlamama ragmen dunya hala kapkara.” “Onemli degil Cassie,” Maggie’nin sesi anlayis doluydu. “Sonra ne oldu, anlatir misin bana? Hic acele etme,vaktimiz bol.” Cassie icini cekti ve ellerin kucaginda birlestirdi. “Bir yil kadar haftada bir kez bir psikiyatriste gittim. cok… aci vericiydi. Babam hic istemiyordu gitmemi. Uzulmemi istemiyordu. Ama ben yine de tedaviyi surdurdum. Sonunda doktor korlugume neden olansarsintiyla tekrar yuzlesmeye duygusal yonden hazir olmadigimi soyledi. ‘Biraz daha olgunlasip kendine guvenir hale gelmeli,’ deyip bu okulu tavsiye etti.” “On yil once degil mi; Bu zamana kadar nicin bekledin peki? ” Maggie kulaklarina inanamamisti. Cassie, “Babam biraz… asiri koruyucuydu,” diye acikladi. “Nasil olsa tekrar gormeye baslayacakken bir okula gidip korluge nasil uyum gosterilecegini ogrenmemi anlamsiz buluyordu. Bunun yaninda …” “” Evet?” “…bunun yaninda, babam bir turlu korlugumu kabule yanasmiyordu. Kendini suclu hissediyordu, kaza hakkinda yani. Annem oldu, ben kor kaldim…uzun zaman yuksek sesle ‘kor’ diyemedi. Gercegi inkar etmekle ortadan kaldirabilirmis gibi sanki. Beni Winrow’a gondermekle korlugumu kabullenmis olacakti.” Maggie genc kizin sozunu kesti. “Sanirim kaza sirasinda arabayi baban kullaniyordu.” “Evet. Her olandan kendini sorumlu tutuyordu. Sucluluk icini yiyip bitiriyordu. Hudson’da bir evimiz vardi. Annem orayi cok severdi.” Cassie durdu ve hos bir sey hatirlamiscasina gulumsedi. Sonra gulumsemesi silindi ve yatagin icinde dogruldu. “Neyse babam o evi kapatti ve daha ben hastaneden bile cikmadan bu gune dek oturdugumuz cati katini satin aldi. Sanirim annem olmadan o evde yasayamayacagimi dusunmustu . Cati kati da benim icin cok uygundu, tehlikeli olabilecek ne merdiven vardi ne nehir.” Sesi gittikce zayiflamisti ama hemen toparladi kendini. “Kor insanlarin karsilastigi zorluklari bilmememi saglamak babamda bir saplanti haline gelmisti.Gozlerimin yerine gececek hizmetkarlar tuttu benim icin. Her seyimi baskalari yapardi, beni giydirirler, yedirirler, parka goturler,telefonlarimi cevirirler, bana kitap okurlardi.” “Korler alfabesini bilmiyor musun?” Maggie hayretler icinde sozunu kesmisti. Cassie gulerek basini salladi. ” En buyuk tartismamiz sonucunda babamin verdigi tek taviz bu oldu.Bana bir ogretmen tuttu ve sonunda kabartma yazilari okumasini ogrendim.” “Ogretmen mi tuttu?” ” Tabii evden hic cikmazdim; yanimda birisiyle caddenin karsisindaki parka gitmek disinda.” Maggie kalemini birakti ve ofkesini sesine yansitmamaya calisarak konustu. “Demek ki hangi nedenle olursa olsun, son on sekiz yildir hapishanede yasiyordun. Her seyden uzakta, guvencede.” “Oyle soyleme, Maggie. Babam bana zarar vermek istemezdi.” “Hep oyle olur zaten.” Maggie derin derin icini cekip ayaga kalkti. Sonunda buraya gelmene nasil razi oldu.” “Razi olmadi. iki hafta once oldu babam.” “Uzuldum,” dedi Maggie. “Bilmiyordum…” Kisa bir kararsizliktan sonra ictenlikle sordu. “Yillardan beri buraya gelmayi istiyordun, degil mi? “Evet hem de cok.” “Ama babani kirmak istemedin.” “Onun gibi bir sey,” diye mirildandi Cassie.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir