Annelies Laschitza – Rosa Luxemburg Her Şeye Rağmen, Tutkuyla Yaşamak

Rosa Luxemburg, 20. yüzyılın en ilginç karakterlerinden biridir. Kısa boyu, koyu renk saçları ve fazla göze çarpmayan dış görünüşüne karşın, konuşan gözleriyle, doğal cazibesiyle, sürükleyici coşkusuyla ve ilham verici kaleminin yanında kitleleri etkileyen hitap gücüyle göz kamaştırıyordu. Fikirlerle dolup taşıyordu, olağanüstü eğitimliydi, çok yönlü ve tutkuluydu. Bu sayede, özgürlükçü bir kadın olarak yılgınlık anlarında ve kişisel mağlubiyetlerde yıkılmadan ayakta kalabildi. Bir aile kurma arzusu gerçekleşmedi. Rosa Luxemburg’un hayatı yorucuydu ve çatışmalarla doluydu. Daha iyi bir dünya için savaştı. İdeali, halk tarafından biçimlendirilen, mutlak özgürlük ve demokrasi temeline dayanan ve kalıcı bir barışı güvence altına alan bir sosyalizmdi. Özgüven sahibi bir Marksist olarak, kapsamlı tarih bilgisi ve derin toplumsal analizleri etkileyiciydi. Uluslararası sosyalist hareket içerisinde kuruluşuna katıldığı veya etkilediği partilerde dogmatizme ve biçimciliğe tavizsizce karşı çıktı. Taraftarlarının gücüne güvenerek, sosyal adaletsizliklerin ve politik gericiliğin, ulusal düşmanlıkların ve savaşın kaynağı olan kapitalizme karşı yılmadan mücadele etti. Keskin polemikleri, itiraz ve öfke uyandırdı. Ancak olağandışı gerçeklik duygusu ve yaratıcı eleştirisi, Rosa Luxemburg’a sonraları doğrulanan öngörülerinde yardımcı oldu. Buna karşın, bazı temel konularda hataları ve hararetle savunduğu yanılgıları oldu.


Rosa Luxemburg mutluluk ve başarı arayışında pek çok dost ve sempatizan kazandığı gibi, bazen de kaybetti; sempati, hüsran ve kendi çevresi de dâhil olmak üzere hor görmeyle karşılaştı. Özel ve politik yaşamında hem kendisinden, hem de başkalarından beklentisini hep yüksek tuttu. Başkalarıyla birlikte vakit geçirmeyi sevmesine rağmen, çoğu zaman yalnızlığa sığındı. Nazik ve kaba, anlayışlı ve öfkeli, neşeli ve durgun, alçakgönüllü ve kendini beğenmiş, uyumlu ve kavgacı, soğukkanlı ve heyecanlı olabiliyordu. Edebiyat, resim ve müzik onun için, uzak ülkelere yapılan seyahatler gibi vazgeçilmezdi. Yabancı kültürlerde derinleştiği kadar yerli bitki ve hayvanlar dünyasında da derinleşti. Acımasız bir açıklıkla yazdığı birçok şairane mektubunda günlük baskılardan kaçış yolu aradı; arkadaşları ve karşıtlarıyla diyaloğunu sürdürdü. Bunlarda şu ilkeyi temel aldı: “İç dünyası gerçekten zengin ve özgür olan bir kişi her zaman doğal davranabilir ve kendisine ihanet etmeksizin tutkularının onu yönlendirmesine izin verebilir.” 1 Birçok yaşam öykücü Rosa Luxemburg’un kişiliği ve mirasının büyüsüne kapıldı. 2Bazıları Elzbieta Ettinger gibi “bir kadın, bir Yahudi ve bir sakat olarak üç damgayla lekelenmiş, genelde pek tanınmayan bir insanın” 3portresini çizmek istedi. Peter Nettl, Gilbert Badia veya Georg W. Strobel gibileri içinse Rosa Luxemburg bir bütün olarak her şeyiyle merak ve heyecan uyandırıcıydı; ama buna rağmen araştırmalarına tarihsel ağırlık noktaları koydular. Örneğin 1968 yılında Doğu ve Batı Avrupa’nın muhalif hareketlerinde gözlemlediği “Lenin, Mao, Castro, Sartre, Marcuse ve Rosa Luxemburg’un fikirlerinin çorbamsı bir karışım”ına şaşıran Peter Nettl “kurumsallaşmamış devrimin eşsiz Peygamberi”ni 4 araştırdı. Lelio Basso, Ossip K. Flechtheim, Iring Fetscher, Georges Haupt, Oskar Negt, Ernest Mandel ve Christel Neusüß gibi başkaları ise Rosa Luxemburg’un teorilerine ve bazı varsayımlarına yoğunlaşıp, bunları Marx ve diğer düşünürlerle ilişkilendirdi.

Luise Kautsky ve Henriette Roland Holst-van der Schalk, Rosa Luxemburg ile yaşadıkları kişisel anılar temelinde, ona dair birbirine benzer portreler çizdiler. Paul Frölich, Feliks Tych, Helmut Hirsch, Alexander Kochański, Narihiko Ito ve Frederik Hetmann onu geniş bir okuyucu kitlesine tanıttı, Max Gallo “bir ütopya uğruna şehit düşmüş” 5bu kadının anısı önünde eğildi. Onu ideolojik bir çerçeveden komünist veya sosyal demokrat parti geleneğiyle özdeşleştirenler ise, genelde kendi tercihlerine dayalı seçmeci bir okuma yaptı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir