Bu adam ne yaptığını bilir” cümlesi, bu adam, davJLf Tanışlarının nedenlerini anlıyor ve sonuçlarını kestirebiliyor demektir. Davranışlarımızı incelersek, ancak istisnai bazı durumlarda, yaptığımız şeyin bilincinde olduğumuzu görürüz. Çoğu davranışlarımızın nedenini veya sonucunu ya da her ikisini de kavrayamıyoruz. Tersini kanıtlamak için ne kadar örnek bulmaya çalışırsak çalışalım, bilinçli davrandığımızı gösteren örnekler genel içinde azınlıkta kalır. Olayları seçtiğimiz hayat çevresi ve bu tür örneklerin yaşamımızda önemli ya da Önemsiz bir yer tutup tutmamaları farketmez. Bunu araba sürmek gibi gündelik ve sık rastlanan bir olayda rahatlıkla görebiliriz. Çoğu şoförler elleri ve ayaklarıyla motorun neresini harekete geçirdiğini bilmez. Çok az şoför motoru tanır. Ötekiler ise yalnızca uzun bir hareket zincirinin en son anını bilir: araba süratli veya yavaş gider ya da durur. Makinedeki çeşitli yatak, piston, silindir ya da piston kollarının işlevini bilen şoför çok azdır. 1 0 / Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur Bu örnek, bilginin yararı az mı çok mu tartışmasına yol açar. Arabayı durdurmayı ya da çalıştırmayı bilmek yetmez mi? Motordaki yanma olayının ayrıntılarını öğrenmemiz gereksiz değil mi? Ayağını gaz pedalına basarak, hangi mekanik ve kimyasal süreçlere yol açtığını kesinlikle bilen birinin, bunu bilmeyen diğer şoförlere göre daha kazançlı olacağı doğru olsa bile, mühendislerin teorik bilgilerini bütün şoförlerin öğrenmesinin, halka yararlı olacağı kuşkuludur. Örneğin bir araba Sahra çölünde bozuluyor ve su kaynatıyor… Niye? Çünkü arabadakiler motor kayışının naylon bir çorapla değiştirilebileceğini bilmiyorlardı… Buna rağmen teknik bilgilerin herkese gerekli olduğunu savunanlar azdır. On yıl içinde basit bazı teknik bilgileri bilmedikleri için çölde kaç kişi öldü ki..! Araba örneği şunu gösteriyor: Bazı durumlarda insan, davranışlarının nedenlerini kavrayamayabilir ve bundan zarar görmez. En azından şunu söyleyebiliriz: Motorla ilgili kimyasal-fiziksel bilgiler şoförlerin yaşamını değiştirmeyecektir; onlar, bu bilgilerle ne şoförlükten vazgeçecekler, ne arabayı daha yavaş, ya da daha hızlı veya daha güvenle süreceklerdir. Davranışlarımızı beğenip beğenmememiz, söylediğimiz gibi, isteğimize göre ya da isteğimiz dışında davranmamızla ilgilidir. Arabaya ilişkin teknik bilgiler edinmemiz, sonuçta arabanın çalışıp çalışmaması konusunda bir şey değiştirmeyecektir. Araba sürerken ne yaptığımızı bitmemiz önemsizdir, doğru hareketler yapmamız yeterlidir. Bu durumda hareketlerimizi tam anlamıyla biz yönetmeyiz; bir pistonun belli bir miktar benzin-hava karışımını 1/6 oranında sıkıştırması bizim değil, mühendisin iradesidir. Buna rağmen davranışımızdan Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur / 1 1 memnunuzdur. Bu yüzden bizi başkasının yönettiğini farketsek bile düşüncemizi değiştirmeyiz. Bu, bazı bilgilerin diğerlerinden önemsiz olmalarından ileri gelmez. Bizi ilgilendiren, arabanın çalışıp çalışmadığıdır. Bu ise üreticileri denetlememiz gerektiği anlamına gelir. Tabii üreticilerin çalışmayan araba satmaları olanaksızdır. Ama otomobil üreticilerini denetleyemeyeceğimiz olaylar da vardır. Örneğin, gereç ve makina parçalarının aşınması gibi. Bu durumda daha doğru bilgiler edindikçe, davranışlarımızdan (otomobil satın alma, otomobil kullanma) kuşkulanmaya başlarız. Artık daha başka bir araba kullanmak isteriz, ama belli bir otomobil konzernine* kafa tutmamız sonuçsuz kalır. Çünkü diğer konzernlerin üretimi üzerine gerekli bilgileri edinmemiz olanaksızdır. Yoksa konzernlerin, Amerikan şirketlerinin yaptığı gibi laboratuar araştırmalarıyla sistemli olarak gereç ve makine parçalarının dayanıklılığım azaltmasını kim kabul eder? Neden, koşul ve sonuçlarını saptayamadığımız davranışlarımız arttıkça, başkalarının davranışlarına neden, koşul ve sonuç oluruz. Aslında başkalarınca yönetilen davranışlarımızı biz yönetiyoruz diye avunduğumuz oranda, bizi başkaları yönetecektir. ‘ Konzern: Şirketler arası birleşmenin türlerinden biridir. Konzerin başı ana şirketi denetler. Ana şirket bağlı şirketlere hükmeder, bunlar da kendilerine bağımlı olanları,.. Böylece nispeten küçük bir sermaye ile çok geniş üretim alanları denetim altına alınır. / 2 / Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur 4 n ize yabancı olan bir sürü amacı gerçekleştirmemiz D olağandır. Öğrettiklerine, öğretenlerin yabancı olması gündelik bir olaydır. Bir insanın bir şeyler yapıyor olması, o işle ilgili bir bilinç sahibi olması gerektiğini göstermemektedir. Yani bir kişinin bir şeyi yapması ne yaptığını bilmesi demek değildir. Bilmediği amacı gerçekleştirmek, genellikle makinelerin özelliğidir. Bir araba hedefine “bilmeden” ulaşır: O yönetilir. Makineler gibi davranmamızın olağan birşey olmadığı çok açık. Konuşmak en çok karşılaşılan insan davranışlardan biridir. İnsanların konuşurken söylediği şeylerin çoğu ise yanlıştır: Örneğin bir sürü işçi “Para iş görür” der, halbuki iş gören para değil kendileridir. İşçiler ve memurlar çoğunlukla başkalarından duyduklarını söylerler. Dünyayı tersine döndüren bu düşünceleri nerden edinirler? Okullardaki ve üniversitelerdeki düzenin iktisatçıları da yıllardır aynı şeyleri savunuyorlar; Toprak, sermaye ve emek, “üretim unsurlaradır (üreten) diyorlar.

E. A. Rauter – Düzene Uygun Kafalar Nasıl Oluşturulur
PDF Kitap İndir |