Valeriy Sinelnikov – Niyetin Gücü

Birkaç yıl önce, hekimliğe giden yola adım attığımda, insan psikolojisinin, bilinçli ve bilinçsiz zihnin sınırsız enginliklerine çok eğlenceli bir yolculuğa başladım. Kendime defalarca sordum: “İnsanlar, hastalık ve problemlerini niçin ve nasıl yaratıyorlar? Yaşamlarını değiştirmek için insanlara nasıl yardımcı olabilirim? İnsan hayatını nasıl sağlıklı, güçlü ve mutlu kılabiliriz? Bu yoldaki her adımımda karşıma çeşitli engeller çıktığı gibi sayısız hazineler de açıldı. Dünyanın gelişimini sağlayan kurallara yavaş yavaş ulaşıyordum. Sonunda, insanların nasıl büyük bir güce ve enerjiye sahip olduklarının farkında olmadıklarını ama bu enerjilerinin büyük bir kısmını kendi yaşamlarında acı ve ıstırap yaratmak için tükettiklerini anladım. Uzun yıllar sağlık ve hastalığı inceledim. İnsanlarla çalıştığım uzun süreçte, var olan tüm tedavi yöntemlerini kendi içinde birleştiren yeni bir tıp modeli yarattım. “Kendi Hastalığını Sev” adlı birinci kitabımda sağlık ve hastalık hakkında etraflıca yazdım. Daha sonra, bu modelin sadece sağlığa kavuşmada değil, aynı zamanda yaşamın insan ilişkileri, iş ve para gibi başka alanlarında da uyum yaratmak için kullanımının mümkün olabileceğini gördüm. Benim iddialarım temelsiz değildir. Bu modelin ne kadar etkili olduğu zamanın sınavından geçmiştir. Her biriniz ona sahip olabilir ve yaşamınızda, karşınıza çıkan birçok problemi kendiniz çözebilirsiniz. Sizden talep olunan sadece tek bir şeydir: değişimlere hazır olmanız. Eğer yaşamınızda bir şeyleri değiştirmek istiyorsaXl 111 nız, bu kitabı okuduktan sonra değişimlerin gerçekleşebileceğine inanacaksınız. Bu kitabımda NİYETİN SIR YAPISINI sizin için açacağım. Ama bu kelimeler sizi korkutmamalı. Sizleri büyücü veya sihirbaz yapmayı düşünmüyorum. Çünkü siz zaten farkında olmadan birer büyücü ve sihirbazsınız. Bu kitap düşünce ve niyetin gücü hakkında … Yani bir bakıma, bütün “büyü” /erin esasını oluşturan yasalar hakkında… Bir zamanlar gizemli sayılan bilgilere siz, bugün sahip olarak, kendi dünya modelinizi gerçekten de çok ilginç yapabilecek ve hayatınızda çok etkili şekilde adımlar atabileceksiniz. Kitaptan Yararlanma Yolları Bu kitabın her bölümü bilincin derin, daha sağlam ve uyumlu seviyelerini uyandırabilmek ve insanı harekete geçirebilmek için özel bir tarzda tasarlanmış ve yazılmıştır. Kitabın sizlere yararı kuşkusuzdur; siz onu görebilecek ve hissedebileceksiniz. Benim bu iddiam size ciddi gelmeyebilir. Fakat bunları kitabımın okurları söylüyorlar. Kitabı okuduktan sonra birçoğunun fiziksel ve psikolojik halleri iyileşmiş, eski ağrıları yok olmuş ve hayatlarında olumlu değişimler olmuştur. Kitabımı, hayata dair en yüce düşlerinizin, niyetlerinizin yaratılması ve hayata geçirilmesi için bir kılavuz gibi kullanın. Kendinize bir yaprak kağıt, bir kalem alın ve tabii ki kendinizi sabırla donatın. Bilgi tam edinmek için bir kılavuzu ne kadar okuyorsanız, bu kitabı da bir o kadar okuyun. Aynı zamanda her şeyi pratik olarak deneyin. Kitapta pratik alıştırmalar çoktur. Size tavsiyem bir sonraki bölüme geçmeden bu alıştırmaları yapın. Acele etmeyin! İhtiyacınız olan her şeyi kesinlikle elde edeceksiniz. Bu, araba kullanmaya benzer. Önce kuralları, işaretleri ve düzeni öğrenirsiniz. Yani teorik olanı öğrenirsiniz. Daha sonra arabanın direksiyonuna geçip edindiğiniz bilgileri pratik yaparak güçlendirirsiniz. Yanınızda bir öğretenin bulunması her zaman iyidir, bu durumda siz daha az hata yaparsınız. Yani, ne kadar çok pratik yaparsanız, araba kullanmayı o kadar çok hızlı ve iyi öğrenebilirsiniz. Hatta siz bir süre sonra profesyonel olabilir ve başkalarına da öğretebilirsiniz. Siz de kendinize has yönteminizle ortaya çıkabilirsiniz. İsterim ki, kitabım hayat yolunuzda uzun bir süre kendine özgü bir kılavuz, isterseniz evrenin sınırsız enginliğinde sizin için bir yol rehberi olsun. Bilki de benim kitabım ileride sevinç getirebilecek o eşsiz yolu bulmakta size yardım edecektir. Allah nasip etsini Sizi temin ederim ki, eğer siz kitaptaki tüm yazılanları pratikte uygularsanız, hayatınız iyiye doğru değişecektir. BÜYÜK SİMYACI C hristian uzun, nemli ve karanlık yeraltı dehl izinde yürüyordu. Arkadan ve önden keşiş kıyafetinde iki �kişi ona eşl ik ediyordu. Meşalenin parlayan ışığı, duvarlarda karmaşık gölgeler yaratıyordu. Adı mların sesi kulaklara küt küt vuruyordu. O, taş zemine ne kadar sessizce basmaya gayret etse, adım sesleri o kadar çok gürültü çıkarıyordu. Her şey çok tuhaftı, fakat Christian korkmuyordu. Şimdi onun esas duygusu meraktı . O, neredeydi? Bu insanlar onu nereye götü rüyordu? Bu sabah, pazarda onun yanına geldi ler ve – Büyük Üstat “MAGİSTER” seni bekl iyor! dediler. Christian tam soracaktı ki, daha yaşlı görünen keşiş jestle ona susmasının daha iyi olacağını işaret ederek; – Bizi takip edi n, dedi. Onlar, Christian’ın kafasını açıkça karıştırmaya çalışarak sokaklarda uzun uzun dolaştırdılar. Bel ki de biri lerinin onları takip etmediğinden emin olmak istiyorlardı. Sonunda eski bir binaya yaklaştı lar ve Christian’ın gözlerini bağladılar. O, karşı koymadı, kaçmaya da ça lışmadı. İçinde bir sükunet hüküm sürüyordu. Christian, kendi sezgisine güveniyordu. Gözleri sımsıkı kapatıldığından sargının altından bakmaya çalışmayı da bıraktı . Sadece meşe ağacından yapılmış ağır kapıların açılmasını andıran sesiyle çok ağır bir şeyin hareket ettiğini duyabi liyordu. Büyük ihtimalle gizli bir geçit kapısı açılmıştı . Keşişlerden biri Christian’ın önünde durdu, diğeri arkasına geçti . İlerlemesi gerektiğini anlaması için arkadan öne doğru dürttü. Birkaç adım attıktan sonra Christian yeraltının soğuk nem kokusunu yüzünde hissetti . Arkadan o tuhaf ses bir daha duyuldu. Christian, girişi kapattıklarını düşündü. Sargıyı gözlerinden çıkarttı lar, fakat karanlıkta etrafı görmek imkansızdı. Birinci keşiş kıvılcımla ateş ya karak meşalelerden ikisini yaktı . Birini kendisi aldı diğerini ötekine verdi. Yeraltı dehl izlerinden geçit başladı. Uzun süre yürüdüler. Christian’ın düşünmek için zamanı vardı. Beni buraya getiren ne? diye kendine sordu. Bunların engizisyonun adamları olmadığından emindi. O zaman, bu adamlar onun neyi ile ilgileniyordu? Christian’ın kendine düşman kazanmaya bile zamanı olmamıştı . Bildiği hiçbir sır da yoktu . O, çok iyi bir üniversitede okuyor ve iyi bir doktor olmayı arzuluyordu. Sadece bir şey, kasabın dükkanındaki dünkü olay, bütün bunlara neden olabilirdi. Bu olayın da hayatında dönüm noktası olabileceği Christian’ın aklına bile gelmezdi. O gün her şey yolunda gidiyordu. Üniversitedeki derslerden son ra, her zaman olduğu gibi kasabın dükkanına :Niyetin Çücü doğru gitti . Ama et almak için değil. Okul bursu buna m üsaade etmiyordu. Latince çevirilerinden kazandığı küçük gel irle de sadece kitap alabil iyordu. Gönül işleri onu buraya çekiyordu. Kasabın Patrichia adında güzel bir kızı vardı. Bütün hafta boyunca Christian her gün dersten sonra kasaba uğruyordu. O gün yine Christian içeri girdi. Dükkanın sahi bi : – Buraya daha, çok mu geleceksiniz? Kızım için uygun bir eş olmadığınızı ben size daha dün apaçık bir şekilde söyledim. Onu başkasına vereceğim. Ben onun için çoktan varl ıklı bir damat buldum. Onun cüzdanı seninki nden daha kabarık. – Ama ben büyük bir doktor olacağım, zengin olacağım. dedi, Christian. Kasap, karşı gelmeye tahammülü olmayan bir tarzda : – Bakın, olduğunuz zaman gelirsiniz. dedi. Christian sokağa çıktı . Kasap, onu gözyaşlarını tutamayacağı kadar kırmıştı . Allah, ona neden zenginlik vermemişti? Zengin olsaydı kasap onunla farkl ı konuşacaktı . Acaba Patrichia’nın kalbine geden yol şişkin bir cüzdandan mı geçiyordu? Bir çıkış yolu olmalıydı, üstelik kızın da ona karşı ilgisiz olmadığını açıkça görüyordu.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir