Paris’te aklımı ilk çelen ve her döndüğümde şiltesinde uyumama izin veren Lauren Elkin’e özel teşekkür. O da büyük bir yazar ve ben de bu kitapta ilk olarak onun adını vermekten memnunum. Harika bir amigo olan ve ilk taslaklarda verdiği fikirlere yürekten inandığım (son derece yetenekli, usta tasanmcı ve olağanüstü arkadaşım) Amy Tangerine’e de teşekkürler. Hem kişisel hem de mesleki açıdan fazlasıyla hayran olduğum (ve Los Angeles’a geldiğimde ikinci yatak odasma evim dememe izin veren) güvenilir arkadaşım Gillian Zucker’a binlerce teşekkürler. Sana Katsuya’da bir (ya da binlerce) içki borcum var! Her zamanki gibi, anneme, Dave’e, Karen’a, babama ve olağanüstü ailemin geri kalanına teşekkürler. Bence dünyanın gerçekten en samimi, en mükemmel insanlarından oluşan ailenin bir ferdiyim. Bu romanı şekle sokmama yardım ettikleri için mükemmel editörlerim Karen Kosztolnyik ve Rebecca Isenberg’e, aklıma gelen bütün fikirleri anlatıp dururken beni dinlediği için mükemmel ajansım Jenny Bent’e (ve asistanı Victoria Hom’a) muazzam bir minnet borcum var. Arkadaşım demekten mutluluk duyduğum film ajansım Andy Cohen’e; Hachette’teki herkese, özellikle Elly Weisenberg (Tebrikler!!!), Emily Griifin, Caryn Karmatz Rudy, Brigid Pearson, Laura lorstod. Celia Johnson ve Man Okuda’ya; İngiltere’deki editörüm Cat Cobain’e de teşekkürler. Her zamanki gibi, ilk editörüm Amy Einhom’a teşekkürler. Dünyanın en iyi yazarlarmdan bazılarıyla tanışmaktan da mutluyum. Özellikle zamanı ve tavsiyeleri konusunda fazlasıyla cömert davrandığı için Sarah Mlynowski’ye, New York’ta uyuyabileceğim bir yatak verip beni müthiş Carlie’yle yürüyüşlere çıkardığı için Alison Pace’e; bana sağladıkları tüm dostluk ve destek için Sarah, Alison, Lynda Curnyn ve Melissa Sena te’ye teşekkür ederim. Muhteşem yazarlar (ve muhteşem kadmlar) Jane Porter, Laura Caldwell, Brenda Janowitz, Johanna Edwards, Megan Crane ve Liza Palmer’a da teşekkürler.ükemmel, inanılmaz arkadaşlarıma, özellikle Kristen Milan, Kara Brown, Kendra WilHams, Wendy Jo Moyer, Megan Combs, Amber Draus, Lisa YVilkes, Ashley Tedder, Don Clemence, Michelle Tauber, Willow Shambeck, Melixa Carbonell, Josh Yang, Courtney Jaye, Marc Mugnos, Ryan Dean, Wendy Chioji, Brendan Bergen, Ben Bledsoe, Jamie Tabor, Andrea Jackson, Lana Cabrera, Joe Cabrera, Pat Cash, Adam Evans, Courtney Harmel, Janine Harmel, Steve Helling, Emma Helling ve Cap’n’a da teşekkür ederim. Mediabistro. com öğrencilerime de teşekkürler. Ve benimle bu yolculuğa katıldığınız için size teşekkür ederim okuyucularım! E-postalarmızı seviyorum, o yüzden yollamaya devam! Mille fois mercii Düğünümüz eylülde olacaktı. Son gelinlik provama çoktan gitmiştim. Nedimelerime karar verip çiçeklerimi seçmiş, bir yemek şirketi ayarlamıştım. Davetiyeler basılmıştı ve hepsi gönderilmeye hazırdı. Brett’le, düğünde çalacak bir grup da seçmiştik. Bir gün sahip olacağımız çocuklarımıza ne isim koyacağımızı konuşmuştuk. Sayfalar dolusu karalamalar yapmıştım: Bay ve Bayan Brett Landstrom. Brett ve Emma Landstrom, Brett Landstrom ve eşi Emma SullivanLandstrom. Landstromlar. Birlikte geçireceğimiz geleceği gözümde canlandırabiliyordum. Ve sonra bir gün, her şey altüst oldu. Nisan aymda, sıcak, bunaltıcı bir salı akşamıydı, Brett’le aynı eve taşınmamızın birinci yılı şerefine ona özel bir akşam yemeği hazırlamak erken çıkmıştım. Bahçe masa sını temizleyip canlı çiçekler alarak onun en sevdiği yemeği pişirdim: enginarlı ızgara tavuk, kuru domatesler ve el yapımı marinara soslu tel şehriyenin üstünde servis edilen keçi peyniri. “Mükemmel,” diye düşünerek kadehlerimize Chianti koydum. Saat altıda Brett, “Yemek güzel görünüyor,” diyerek sürgülü kapılardan geçip ağır ağır bahçeye çıktı. Dışan adımını atarken kravatını gevşetip gömleğinin ilk düğmesini açtı ki bu, onu ister istemez, normalden daha seksi gösteriyordu. Brett’i, onunla tanıştığım günkü kadar çekici bulmam iyiye işaret, diye düşündüm. Ona gözlerimin içi gülerek bakıp, “Yıldönümümüz kutlu olsun,” dedim. Şrett şaşkın görünüyordu. “Yıldönümü mü?” Siyah, dal galı saçlarının arasından elini geçirdi. “Neyin yıldönümü? Gülümsemem biraz söndü. “Birlikte yaşamaya başlamamızın,” dedim. “Ah.” Boğazını temizledi. “Ee, o zaman kutlu olsun.” Bir seksen beşlik boyuyla sürgülü kapıya en yakın koltuğa iki büklüm oturup şarabından bir yudum aldı, içkiyi damağında gezdirip beğeniyle onaylayarak yuttu. Gülümseyerek karşısma oturdum ve ona doğranmış marul, zeytin, pepperoncini’ , domates, taze sıkılmış limon suyu ve feta~ peyniriyle dolu salata kâsesini uzattım. Tabağma birkaç kaşık koymadan önce mest halde kâseyi kokladı. “Yunan usulü,” derken ela gözlerinin kenarları kırıştı. Gülümseyerek “Evet,” dedim. “En sevdiğin.” Evlendikten sonra yemek pişirmek, temizlik yapmak ve ev işleri tanrıçası olmak konusunda kendimi daha da geliştirmeye kararlıydım. Bre 11’in (çalışmayıp bir de üstüne üstlük hem aşçı hem de hizmetçi çalıştıran) annesi, bana yüzünde gergin bir gülümsemeyle, oğlunun işten eve döndüğünde masada yemeğin hazır bulunmasına ve derli toplu, pırıl pırıl görünen bir eve alıştığını defalarca hatırlatmıştı. Altta yatan mesaj, benim bunlara yetecek düzeyde olmadığımdı. Anlaşılan hem tam zamanlı bir hizmetçi hem de tam zamanlı bir aşçı olup aynı zamanda da tam zamanlı işimi dengede tutmam gerekiyordu. Aramızdaki birkaç dakikalık kopukluktan sonra, “Peki,” dedim. Brett, yemeye başlamıştı bile, çiğnerken de mmmmmm sesleri çıkarıyordu. Bir an ne diyeceğimi bilemedim. “Davet listemizle uğraşmaya fırsatın oldu mu?” Brett’in yapmasına ihtiyacım olan tek şey, davet etmeyi arzuladığı aile fertlerinin isimleriyle adreslerinin listesiydi * ** Bir tür acı biber, (ç.n.)* Yunanistan’a özgü bir peynir, (ç.n.) ve bunu ondan dört kere istemiştim. Bir şeyler planlamaktan nefret ettiğini ve düğün hazırlığımıza bir yük gözüyle baktığını biliyordum ama papazla müzik grubunu benim ayarladığımı, yemek şirketlerinde yiyeceklerin tadına bakmaya benim gittiğimi, düğün planlayıcısıyla beş kere buluşup davetiyeleri kendi başıma aldığımı göz önünde bulundurunca, o kadar da talepkâr değildim bence.
Kristin Harmel – Fransız Öpücüğü
PDF Kitap İndir |