Ahmet Hamdi Tanpınar – Aydaki Kadın

“Aydaki Kadın diye bundan (Saatleri Ayarlama Enstitüsü) çok ayrı, çok başka, daha derin ve ferdî meseleleri ele alan bir romanım var. Fakat ne zaman bitireceğimi bilmiyorum.” (EdebiyatÜzerine Makaleler, 1969, s.555) “Yazarın ölümüyle yarım kalan bu romanın taslakları, 1974’te Tanpınar’ın Iǚstanbul Türkiyat Enstitüsü’ne verilen diğer evrakı arasında karışık bir biçimde numaralanmış olarak bulunmaktaydı. Aydaki Kadın’ı kitap haline getirebilmek için önce, yaklaşık dört bin sayfayı bulan evraktan ayırmak gerekti. Daha sonra birden fazla taslağı bulunan ve sayfalarının çoğu numaralandırılmış olan roman, yazarın plan ve notlarına dayanılarak, kendi içinde bir düzene sokuldu.” Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962) şiir, roman, öykü, deneme, inceleme alanlarında verdiği yapıtlarla çok yönlübir sanat adamı olarak Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatında kendine seçkin bir yer sağlamıştır. Yaklaşık üçte ikisi yazılan Aydaki Kadın’ın bir planında, yazılmamış bölümlerle ilgili ve romanın tasarlanan sonunu belirleyen şu satırlar yer alıyor: “Dördüncü Movement: Kayıklar. Mehtapta alaturka musiki. Burada herkes kendi solosunu söyleyecektir. Son konuşma birbirlerine cevap verir gibi Leylâile Selim’in konuşmaları olacaktır. Selim romana dönecektir. Belki Marie ile yatacaktır. Demokrat Parti mahkûmdur. Odžlüler dirilmez. Binaenaleyh Leylâ’yı rahat bırakacaktır. Gündüz’ün akıbeti meçhuldür. Adrienne intihar edecektir. Leylâ, Nevzat, Şifa, hepsi birbiriyle birleşiyor. Hatta Marie bile…Bu halita, bu acayip halita… Bütün bu değişmeler… Ve karışık bir hayalde uyuklayacak. (Bu hayale çocukluğu, Anadolu peyzajı, bütün tanıdıkları girecek. Sonra yavaş yavaş hepsinin yerini mehtaplı su, onun çiçek açmış meyve dalı manzarası, küçük bir ağaç alacaktır.)” Romanın taslak sayısındaki farklılık yüzünden ve tek taslaklı bölümler iki ya da üç taslaklı bölümlere göre daha az işlenmiş olduğundan metnin bütününde olay örgüsü, kişi adları, dil vb bakımlardan yer yer dengesizliklerin, tutarsızlıkların ve tekrarların görülmesi kaçınılmazdır. Tanpınar yaşasaydı, romanın bu biçimiyle yayımlanmasına katlanamazdı sanırım. Ama durum farklı. Bizler bu yapıttan ya bütünüyle yoksun kalmak ya da bize kalanla yetinmek zorundayız. Ve yine sanıyorum ki Tanpınar bizim yerimizde olsaydı o da Ikǚ incisini seçerdi. Yarım kalmışlığı içinde de olsa Aydaki Kadın’ın, Tanpınar’ı sevenleri sevindireceğini düşünüyorum.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir