Georges Perec – Yaşam Kullanma Klavuzu

Yapboz sanatı ilk bakışta küçük, öyle pek fazla önemli olmayan bir sanat, Gestalt kuramının basit bir öğretisi gibidir: bakışlarımızı yönelttiğimiz ya da ilgilendiğimiz şey – algısal bir edim, öğrenme, bir psikoloji sistemi ya da ilgi alanımızdaki ağaçtan bir yapbozönce ayrıştınlıp sonra incelenecek bir parçalar toplamı değildir, bir bütündür, yani bir biçim, bir yapıdır: Parça bütünden önce var olmamıştır, ne daha dolaysız ne daha eskidir ondan, parçalar bütünü belirlemez, bütün parçaları belirler: eksiksiz olanın ve kurallarının, bütünün ve yapısının bilinmesi, bunları oluşturan parçalann ayrı ayrı bilinmesine indirgenemez; bu şu demektir: bir yapboz parçasına üç gün bakıp, onun görünüşü ve rengiyle ilgili tüm bilgilere sahip olduğunuzu sanırsınız, oysa bir milim ilerleme kaydetmemişsinizdir bu alanda: bu parçayla öteki parçalar arasında ilinti kurmaktır söz konusu olan ve bu anlamda yapboz sanatıyla go sanatı arasında bir ortak nokta vardır; yalnızca bir araya getirilmiş parçalar bir anlam ve okunabilirlik niteliği kazanacaktır: yapboz parçalarını tek tek ele almanın hiçbir anlamı yoktur; bu, olanaksız bir sorudan başka bir şey değildir, donuk, saydamsız bir meydan okumadır; ama dakikalar sonra ve birçok hatadan sonra ya da güçlü bir esinle yarım dakikalık bir süre içinde, parçalardan biriyle yanıbaşındaki arasında bir bağ kurdunuz mu, parça kaybolur ve artık bir parça olarak varlığım sürdürmez: bu ilişkiden önce gelen büyük zorluk, galiba: yapboz -muammasözcüğünün Ingilizce’de yalnızca, “artık varlık nedeni olmayan” değil, bir açıklık ve gerçeklik durumunu kazandıkça “hiçbir zaman var olmamış” anlamına gelmiş olması sihirli bir biçimde birleştirilen iki parça hem bir teklik olmuştur hem de hata, duraksama, bunalım ve bekleyiş kaynağı… Yapbezeunun işlevini tanımlamak zordur. Çoğu durumda özellikle bütün karton yapbozlar için -yapbozlar makinede üretilirler ve kesimleri hiçbir gerekliliğe dayalı değildir: hiç değişmeyen bir resme göre ayarlanmış bir kesme makinesi karton tabakalarını hep aynı biçimde keser; gerçek yapbozcu bu parçalan istemez; nedeni de ağaç yerine kartondan olmalan ve bir ambalaj kutusu modeline göre üretilmiş olmaları değildir yalnızca; bu tür bir kesim yapbozun gerçek özgünlüğünü ortadan kaldırdığı için istemez bunları; bu durumda, insanların kafasında değişmez biçimde yer etmiş olan, ilk resmin kolay (sözgelimi Vermeer üslubu bir tablo ya da bir Avusturya şatosunun renkli fotoğrafı) ya da zor (bir jackson Pollock, bir Pissaro ya da -basit bir paradoksbeyaz bir yapboz) tanınabilecek bir resim olmasının pek bir önemi yoktur; yapbozun güçlüğü tablonun konusundan ya da ressamın tekniğinden değil, kesimin inceliğinden kaynaklanır ve rastlantısal bir kesim zorunlu olarak kenarlar. ayrıntılar, ışık lekeleri, belirgin biçimde çevrelenmiş şeyler, çizgiler, geçişler için aşırı bir kolaylıkla, geri kalanlar için can sıkıcı bir güçlük arasında gidip gelen rastlantısal bir güçlük doğuracaktır: bulutsuz gökyüzü, kum, çimenlik, sürülmüş toprak, gölgeli alanlar vb.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir