Göran Therborn – Dünya Bir Kılavuz

Çoğumuz yeryüzüne acemiyiz. Kendi ülkelerimize; Afrika olsun Avrupa olsun, Latin Amerika olsun Kuzey Amerika ya da Asya’nın bir bölümü olsun kendi bölgemize daha aşinayız; ama kıtaların tamamına aşina olmamız ender rastlanan bir durum. Hepimiz 21. yüzyılın, en azından bir tek şey vaat eden, geçen yüzyıldan çok farklı olacağını ileri süren bir yüzyılın da acemileriyiz. O yüzden de bu kitap acemilere hitap eden; bu dünyayı merak edenlerimiz, bilmek istediğimiz her şeyi bilmeyenlerimiz; kötülük, iyilik ve bu dünyanın kurtarılması hakkında her şeyi bilmeyenlerimiz için yazılmış bir rehber. Genel geçer bilgiler sunmuyor; yarım asır boyunca sosyal araştırmalar yürütmüş, insanların özgürlüğüne ve eşitliğine, ampirik kanıtlara duyduğu şahsi tutkularla ilerlemiş bir akademisyenin bakışını yansıtıyor. Bu kitapta dünyanın sosyokültürel jeolojik haritasını, insan toplumunun temel itkilerinin pusula niteliğindeki ana hatlarını ve bunların bugün dünyada nasıl işlediğine dair özel değerlendirmeleri, bugünkü dünya sahnesinin başlıca aktörleriyle bir tablosunu bulacaksınız. Dünya çapında, insanın, doğumdan başlayıp ölümden sonraki hayata uzanan bir ömürlük yolculuğuna davet edileceksiniz. Bir anlamda bu kitap bir başlangıç rehberi, Cambridge’teki derslerim dışında daha önce gösterilmemiş, ama insan araştırması ve deneyiminin engin arşivlerinden derlenmiş karelerden oluşan bir rehber. Bu kitap “küreselleşme”nin tozunun dumanının yatışmasından sonra, küresel görüş mesafesi açıldığı sırada dünyayı gösteren bir rehberdir. Karşımızda açılan manzara, yeni bir sosyal tahayyül uzamıdır, yalnızca ulusal olmayan, yalnızca Kuzey Atlantik bölgesinin “evren” yerine büyük harflerle yazılması anlamına gelmeyen; birinci ya da ikinci, katı ya da akışkan bir modernliği ya da postmodernliği ifade etmeyen bir uzam. Bu yeni uzam, muazzam bir çeşitlilik gösteren, karşılıklı bağımlılık ve iletişim içinde sonlu bir gezegendir. Bu yeni dünya, dünün Kuzey Atlantik liderlerinin medeniyetimizi onu tehdit eden barbarların karşısına diktiği iki kutuplu dünya değil, her biri kendi canlı tarihine sahip birçok medeniyetin bulunduğu bir dünyadır. Doğmakta olan güçlerin, yeniden doğmakta olan kültürlerin dünyasıdır; salt küresel piyasaların değil, alternatif olasılıkların ve farklı ömürlerin dünyasıdır. Entelektüel açıdan bağlar kadar çeşitliliğe ve sınırlamalara duyarlılık gösteren, politika vazetmekten kaçınan küresel bir sosyolojinin vakti gelmiş olabilir.


Ben yarım asır önce siyaset ve ekonomi öğrenimi görme düşüncesiyle İsveç’in Lund kentinde üniversiteye girdim, ama öğrenimim sırasında evrensel bir hakikatten ziyade yerel koşulları yansıtabilecek daha bilimsel bir yaklaşım olarak sosyolojiyle tanıştım. Daha sonra Hollanda’da siyaset bilimi kürsüsü başkanı oldum, ekonomi-politik de her zaman zihnimde öncelikli bir yere sahip oldu; fakat en sevdiğim akademik yazarların çoğu tarihçilerdi, benim için bilgelik modelleriydiler. Yine de sosyolojinin, geçmişi ve bugünüyle bir bütün olarak dünyayı anlamak için en iyi kalkış noktasını sunduğu kanısındayım. Sosyoloji farklı uzmanlık dallarına ve disiplinlere çok açıktır, çoğulcudur, sınırsız ve paradigmatik olmayan bir merakın, olabildiğince fazla kanıtı ve insan deneyimini bir araya toplama hevesinin güdümündedir. Fakat nihayetinde akademik disiplinler yalnızca akademinin küçük yerleşkelerinde önemlidir, bu kitap ise dışarıdaki dünyayla ilgilidir. Dünya yurttaşları için akademisyen bir yurttaş tarafından kaleme alınmıştır. Bizler, olduğumuz başka her şeyin yanı sıra gezegen sakinleri, insanlık mensupları haline de geliverdik. Son olarak, bir teşekkür. Ben zanaatkâr bir sosyoloğum; masabaşı kuramcısı da değilim, araştırma yöneticisi de. Bu kitaptaki ampirik verilerin çoğu, kendi ellerimle kazıp çıkardığım, kurumsal veriler toplayanların yanı sıra birçok disiplinden akademisyen meslektaşlarımdan açgözlülük ve minnetle derlediğim meyvelere dayanmaktadır. Kültürel değişim programıyla gelen öğrencim Maruta Herding’e yardımları için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca sundukları o çok zorlu ve teşvik edici öğretim deneyimi, sağladıkları kültürler arası öğrenim ortamı için Cambridge’teki bütün öğrencilerime de teşekkür ederim. Editörüm ve meslektaşım Profesör John Thompson da cömert desteğinin yanı sıra eleştirel zekâsıyla da alacaklılarım arasında bulunuyor.

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir