Etiket: Haruki Murakami

Haruki Murakami – Zemberekkuşu’nun Güncesi

O kadın telefon ettiğinde mutfakta kendime makarna pişiriyor, bir yandan da Rossini’nin radyoda çalan Hırsız Saksağan uvertürüne eşlik ediyordum, ki makarna pişirmek için bu kadar uygun bir müzik olamaz. Önce telefon sesine aldırış etmeyip makarnamı pişirmeyi sürdürmek geldi içimden. Neredeyse hazırdı zaten. Claudio Abbado yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası, kendini müziğin coşkusuna kaptırmış, sesini iyice yükseltiyordu. […]

Haruki Murakami – Yaban Koyununun İzinde

Sabah baskısında, tek paragraflık bir haberdi. Bir arkadaşım bana telefon edip, haberi okudu. Bir özelliği yok. Liseyi yeni bitirmiş acemi bir muhabirin yalnızca alıştırma olsun diye yazabileceği bir haber. Tarih; bir sokak köşesi, bir kamyon sürücüsü, bir yaya, bir kaza, bir ihmalin araştırılması. Bir derginin iç kapağındaki o şiirler gibi geliyordu kulağa. “Cenazesi nereden kalkıyormuş?” […]

Haruki Murakami – Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında

4 ocak 1951 benim doğum günüm. Yirminci yüzyılın ikinci yarısının ilk senesinin ilk ayının ilk haftası. Annemle babam bana Hacime –Japonca’da “başlangıç” anlamında– ismini verdiklerine göre, kutlanacak bir şey olmalıydı. Üstelik yüzde yüzlük bir doğum artışı varken. Babam büyük bir borsa kuruluşunda çalışıyordu, annemse tipik bir ev kadınıydı. Savaş sırasında, babam daha öğrenciyken askere çağrılmış […]

Haruki Murakami – Sahilde Kafka

“Öyleyse, para meselesi bir şekilde halloldu?” diyor Karga adlı delikanlı, o her zamanki sakin konuşma tarzıyla. Sanki derin bir uykudan yeni uyanmış da, çene kaslarını henüz tam olarak hareket ettiremiyormuş gibi. Aslında mahsus öyle yapıyor; gayet uyanık olduğu kesin. Her zamanki gibi. Başımı sallayarak onaylıyorum. “Ne kadar?” Bir kez daha içimden hesapladıktan sonra yanıtlıyorum: “Nakit […]

Haruki Murakami – Koşmasaydım Yazamazdım

Gerçek bir centilmen ayrıldığı kadından da, ödediği vergiden de konuşmaz diye bir söz vardır. Aslında bu kuyruklu bir yalan. Bunu az evvel ben öylesine uydurdum. Kusuruma bakmayın. Fakat böylesi bir söz gerçekten var olsaydı, nasıl sağlıklı kaldığını anlatmamak da centilmenliğin kurallarından biri olabilirdi. Evet, gerçek centilmenler kendi sağlıklı kalma yöntemlerini insanların karşısında yerli yersiz anlatmazlar […]

Haruki Murakami – İmkânsızın şarkısı

Otuz yedi yaşındaydım ve bir Boeing 707’deydim. Kocaman uçak, yağmur yüklü bulutların arasından inişe geçmiş, Hamburg Havaalanı’na inmeye hazırlanıyordu. Soğuk kasım yağmuru, toprağı karartıyor ve her şey, ama her şey, yağmurluklarını giymiş teknik personelden, BMW’nin reklam panolarından tutun da, havalimanı binasının üstünde gevşek gevşek dalgalanan bayraklara varıncaya değin, her şey Flaman tablolarına özgü o hüzün […]

Haruki Murakami – Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu

Asansör bir hayli ağır bir hızla yükselmeye devam ediyordu. Yalnız yukarı çıktığını sanmış da olabilirim. Ancak, kesin olarak bilemiyorum. Hızın o kadar yavaş olması yüzünden yön algılamam da yitip gitmişti neredeyse. Hatta, asansör aşağıya iniyor olabileceği gibi, olduğu yerde duruyor da olabilirdi. Fakat, oraya gelene kadarki koşulları düşününce, işime öyle geldiği için asansörün yukarı çıktığı […]

Haruki Murakami – 1Q84

Taksinin radyosunda FM’den klasik müzik programı yayınlanıyordu. Çalan parça, Janáček’in “Sinfonietta” adlı eseriydi. Tıkanmış trafiğin ortasında kalakalmış bir takside dinlemek için uygun bir müzik olduğu söylenemezdi. Orta yaşlı şoför, sanki pruvada durmuş, kaygı verici dalgaları okumaya çalışan usta bir balıkçı gibi, ön tarafta kesintisiz uzayan araba kuyruğunu sessizce izliyordu sadece. Arka koltuğa iyice gömülen Aomame […]

Haruki Murakami – Uyku

Uyuyamıyorum. Tam on yedi gün oldu. Uyuyamama hastalığından söz ediyor değilim. Uyuyamama hastalığının ne olduğunu az çok biliyorum. Üniversitede öğrenciyken, bir ara uyuyamama hastalığı gibi bir şey yaşamıştım. “Gibi bir şey” diye vurgulamamın nedeni, o sıralarda yaşadığım durumun insanların genelde “uyuyamama hastalığı” dedikleri şeyle örtüşüp örtüşmediğinden emin olamamam. Eğer bir doktora görünmüş olsaydım, benimki uyuyamama […]

Haruki Murakami – Kadinsiz Erkekler

Kafuku bugüne değin defalarca kadın sürücülerin arabalarına binmişti ve onun gözünde kadınların araba kullanma tarzları kabaca ikiye ayrılıyordu: Ya aşırı gözükara ya da fazlasıyla dikkatli. İkinci gruptakiler, ilkine göre –bu duruma şükretmek lazım gerçi– daha çoktu. Genelde kadın sürücülerin daha özenli ve dikkatli araba kullandıkları söylenebilir. Özenli ve dikkatli araba kullanıyor olmalarından şikâyet etmek akıldışı […]