Mobbing olgusunun temel bileşeni, hedef alınan kişinin duygusal ve fiziksel sağlığını derinden etkilemek ve onu saf dışı etmektir. İş kazaları, istifa ve intihar gibi eylemler, çoğunlukla bu tacizin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu olumsuzluklardan kurtulmanın tek çaresi, erken teşhis ve zamanında eyleme geçebilmektir. Almanya, Fransa gibi pek çok Avrupa ülkesinde mobbing davranışının cezai müeyyidesi bulunmaktadır. ABD’de kişinin itibarına saldırmak ve kişinin sağlığını tehdit etmek davranışlarının tümü, 50 eyalette yasaklanmıştır. Ülkemizde tanınmayan ve üzerinde ciddi hiçbir çalışma yapılmamış olan, hedefi bir işyerindeki kişi veya kişiler üzerinde sistematik baskı yaratarak, ahlak dışı yaklaşımlarla çalışanın iş performansını ve dayanma gücünü yok ederek, erken emeklilik, psikosomatik rahatsızlıklar ve intihar gibi istenmeyen sonuçlara yol açan mobbing konusu, umarım siz okurlarımın ilgisini çekecektir. Yaptığım kişisel araştırma sonuçlarına göre, ülkemizdeki mobbing kurbanlarının oranı %20’lerin üzerindedir. Ülkemizde bu konuyu ilk araştıranlardan birisi de bendeniz oldum. Mobbing sözcüğünü ilk olarak ABD’de A-M Üniversite’sinde 1983’te verilen bir konferans sırasında duymuştum. O günden beri konu üzerinde bulduğum yazıları biriktirmekte ve işyerlerinde mobbing travmasına yakalanan kişilerle ilgili notlar tutmaktayım. İlk olarak, internet ortamında “İşyerinde Duygusal Saldırı” başlığı ile geniş bir makale yazdım. Bu makaleye çok olumlu karşılıklar aldım. Kısa sürede konu basının ilgi odağı haline geldi. Cumhuriyet, Sabah, İstanbul gibi basın organları benimle röportajlar yaptılar ve konuya sayfalarında geniş yer verdiler. TRT 1 ve TV 8’de programlar yaptım.
Bu programların ardından, bankacılık, sağlık, eğitim gibi sektörlerden mobbing kurbanı pek çok insandan telefonlar aldım. Yazılarımı kendilerine ileterek yardımcı olmaya çalıştım. Şu an bile, günde 5–6 telefon alıyorum. Konunun önemini bilen bir insan olarak, çeşitli işçi ve işveren sendikalarına, bakanlıklara incelemelerimin özetini göndermeme rağmen önemli bir reaksiyon alamadım. Bu konunun görsel, yazılı ve işitsel medyada da tam olarak yer aldığını sanmıyorum. Konunun iş dünyasına ve halkımıza yansıtılarak kısa sürede bir bilinçlenme ve bilinçlendirme kampanyasına dönüştürülebilmesi hususunda, devlet kurumlarımıza, işçi ve işveren sendikalarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza ve özellikle de basınımıza büyük sorumluluklar düştüğü inancındayım. Avrupa Birliği’ne girme çabalarımızın yoğunlaştığı bugünlerde, geniş insani ve etik boyutları olan mobbing konusunun ülkemizin gündemine alınmasında isabet olacağını düşünüyorum. Kitabımızın ilk bölümlerinde mobbingin tanımını ve önemini, ilerleyen bölümlerde de ortaya çıkış nedenlerini ve tipolojisini yani değişik mobbing türlerini, daha sonraki bölümlerde bireysel ve kurumsal olarak alınabilecek tedbirleri, ülkemizde yaşanan sektörel bazda mobbing saldırılarını, mobbing ve etik ilişkisini ayrıca hukuk ve mobbing konularını inceledim. Son bölümünde ise, mobbing sendromuna karşı iletişim ve müzakere teknikleri gibi donanımları kullanarak, nasıl karşı koyabileceğimizi ele aldım. Mobbing sendromunun ülkemizdeki seyrini tanımlayabilmek amacıyla, kitabımızın sonuna, mobbingle ilgili bir de anket koydu. İlgili bölümleri inceleyerek, mobbing sendromunun yapısını kavradıktan sonra, verilen bu anketi doldurarak gerek elektronik haberleşme, gerekse normal posta yoluyla aşağıda verdiğimiz adreslerden bize ulaştırabilirseniz, çalışmalarımıza sizlerin de değerli katkıları olacaktır. Okuyucularımız, anketimize ek olarak, yaşamış oldukları acı-tatlı deneyimleri de kaleme alarak bize ulaştırabilirler. Arzu ederlerse, aşağıdaki telefonlardan bizi arayarak yaşadıklarını ve düşüncelerini paylaşabilirler. Bir kez daha ifade etmekte yarar görüyorum. Ülkemizde “mobbing” olgusunun gerçek boyutları tam olarak bilinmemektedir.
Elde ettiğimiz bulgular, sadece buzdağının su üzerinde kalan kısmını yansıtmaktadır. Bu bakımdan kitabımızı inceleyen okurlarımızın, anketimizi doldurarak, araştırmalarımıza yardımcı olmalarını oldukça değerli bir katkı olarak görüyorum. Mobbing konusu ile ilgili olarak, ek bilgi almak isteyen okuyucularımız www.mobbingturkiye.com adresinden sitemizi ziyaret edebilir, bu kanaldan da anketimizi cevaplandırabilir ve ilgili bağlantılar yoluyla yaşadıkları duygusal saldırı olaylarını bize ulaştırabilirler. Okuyucularımız sorularını ve/veya değerlendirmelerini sabancobanoglu@hotmail.com adresinden de iletebilirler. Ülkemizde henüz çok yeni olan, ama büyük bir hızla işletmelerimizi, kurumlarımızı ve insan kaynaklarımızı tahrip eden duygusal linç ve saldırılar karşısında okuru, yazarı, çalışanı, patronu, sivil toplum örgütleri ve devletiyle hep birlikte oluşturacağımız savaşa, siz de bilgi ve deneyim paylaşımlarınızla önemli katkılarda bulunabilirsiniz. İlgili kuruluşlarımızın veya mobbing kurbanlarının, işyerinde psikolojik terör ve bu terörün önlenmesi konusunda herhangi bir bilgi, tanıtım, araştırma ve eğitim talebi duymaları halinde, her türlü yardım, işbirliği ve öneriye hazır olduğumu saygılarımla ifade etmek istiyorum.