Ord. Prof. Fuad Köprülü’nün, 2. baskısı, 1966’da Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılmış olan Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eserinin 3. baskısı da yine ayni Başkanlıkça yayımlanmış bulunmaktadır. Bu yeni basımın dört beş yıllık bir geçmişi vardır, önce Millî Eğitim Bakanbğınca “ 1000 Temel Eser” arasında çıkarılması düşünülen İlk Mutasavvıfların, bu seri durdurulunca, Başbakanlık Kültür Müsteşarlığı tarafından Kültür yayınları arasında neşrine karar verilmişti. Bu karar üzerine bu yeni baskının tarafımızdan hazırlanması istenmiş ve karşılıklı şartlarda bir anlaşmaya varılması üzerine, 1973 sonlarında eser, baskıya verilecek bir bâle gelmişti. İşte bu sıralarda Diyanet işlerinin bir yandan bana bir yandan da Başbakanlık Kültür Müsteşarlığına yaptığı ısrarlı başvurmalar karşısında, taraflar arasında varılan mutabakat sonunda 3. basımın da Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılması kararlaştırılmıştı. İlk Mutasavvıfların 2. basımının hazırhklanna, merhum babamın sağlığında başlanmış ise de, geçirdiği bir trafik kazası neticesinde, kendisinin vakitsiz ölümü yüzünden, 2. basımın son tashihleri sayın Fevziye Abdullah Tansel tarafından yürütüldüğü gibi, bu basımın başındaki önsöz de yine Tansel’in kaleminden çıkmıştır.
- A. Tansel, bu yeni basıma da aynen aldığımız önsöz’ünde İlk Mutasavvıflarım 1918’de hangi şartlar altında yazıldığını, eserin o zaman Avrupa’da gördüğü büyük alâkayı ve Köprülü’nün çeşitli sahalarda yaptığı çalışmalarının1 husûsiyetlerini gereği gibi belirttiği, ayrıca 2. basımda, tutulan yolu da açıkladığı cihetle biz fazla bir şey söylemeği lüzumsuz buluyoruz.
Biz burada sâdece İlk Mutasavvıfları 3. basıma hazırlarken göz önünde tuttuğumuz hususları belirtmeğe çalışacağız. Sayın Tansel’in 2. baskıda tuttuğu yolu, esas itibariyle, benimsemekle beraber, onun 2. basımın dilinde yaptığı sâdeleştirmeği biraz daha ileri götürerek, bu seviyedeki bir eser ne kadarına elverişli ise o kadar sadeleştirdik. Meselâ bugünün gençlerince anlaşdması güç olan müsteşrik kelimesi yerine, mânâsı hiç olmazsa karineyle çözülebilecek, şarkiyatçı kelimesini tercih ettik. Muakkip sözü yerine takipçi demeği uygun bulduk. Şark ve garp demiyerek doğu ve batıyı kullandık. 3. basımda dil bakımından yaptığımız değişikliklerin hemen hepsini bugün sağ olsaydı babam da kolayca benimserdi. Bu baskıyı 2. basımdan ayıran farklardan birisi de Tansel’in yabancı eser ve makale adlarını orijinal şekilleriyle yazmak için gösterdiği gayreti daha ileriye götürmemiz olmuştur. Nitekim 2. basımda yazılışları türkçe olarak bırakılmış birtakım yabancı kitap ve makale isimlerini, bâzı istisnalar dışında, kabil olduğu kadar yazddığı lisanda vermeğe çahştık. İslâm Ansiklopedisi’nin Leyden ve İstanbul basımlarını birbirinden ayırdedebilmek için Leyden basımını Encyclopedie de l’İslam şek:inde yazdık. 2. basım hazırlanırken, merhum babamın 1919’dan sonraki yazılarından sâdece bir kaç tanesi eski notlara ilâve edilmişti2. İlk Mutasavvıflar’i 3. baskıya hazırlarken daha bir çok nota yeni ilâveler yaptık. Böylece İlk Mutasavvıflar’m bu yeni baskısı, sınırlı da olsa, ileriye doğru atılmış bir adım mâhiyetini aldı. Notlara yaptığımız ilâvelerde başlıca iki husus göz önünde tutulmuştur, ilk olarak, Prof. Köprülü’ nün İlk Mutasavvıflar’m birinci basımından sonraki çalışmalarından, notlarla alâkalı kısımların neticelerini buraya aktardık ki, hayatta olsaydı, tabiatiyle çok geniş bir ölçüde olmak üzere, kendisi de, böyle hareket ederdi. Ayrıca kitabın notlarıyla alâkalı olup, başkaları tarafından yapdan çalışmaları da imkânlarımız dahilinde notların gerekli yerlerine yerleştirdik.