Karl Marx – Kapital, Cilt 2

SERMAYENİN dairesel hareketi 32 üç aşamada yer alır ve birinci ciltteki sunuma göre aşağıdaki dizileri oluşturur. Birinci aşama: Kapitalist, meta ve emek pazarında alıcı olarak ortaya çıkar; parası metalara dönüşür, ya da P–M dolaşımından geçer. İkinci aşama: Satın alınan metaların kapitalist tarafından üretken tüketimi. Burada, o, kapitalist meta üreticisi olarak hareket eder; sermayesi üretim sürecinden geçer. Sonuç, üretimine giren öğelerden daha fazla değer taşıyan bir metadır. Üçüncü aşama: Kapitalist, pazara satıcı olarak geri döner; metaları paraya dönüşür, ya da bunlar M–P dolaşımı hareketinden geçer. Bu duruma göre para-sermayenin dolaşım formülü şöyledir: P–M … R 33 … M’–P’; burada noktalar, dolaşım sürecinin kesintiye uğradığını, M’ ve P’ ise, M ve P’nin, artı-değer ile artmış (sayfa 35) bulunduğunu belirtiyor. Birinci ve üçüncü aşamalar, birinci ciltte, yalnızca, ikinci aşamanın, yani sermayenin üretim sürecinin anlaşılması için gerektiği ölçüde ele alınmıştı. Bu nedenle, sermayenin farklı aşamalarında aldığı ve dolaşımının yinelenmesi sırasında bazan büründüğü bazan sıyrıldığı çeşitli biçimler incelenmemişti. Oysa şimdi bu biçimler incelememizin doğrudan doğruya konusudur. Bu biçimleri saf halleri içerisinde kavramak için, her şeyden önce, bu biçimlerin değişmesi ve oluşması ile ilgisi bulunmayan bütün etmenlerin bir yana bırakılması gerekir. İşte bunun için burada metaların yalnız değerleri üzerinden satıldıkları değil, aynı zamanda bunun daima aynı koşullar altında yer aldığı kabul edilmiştir. Aynı şekilde, dolaşım hareketi sırasında ortaya çıkabilecek değer değişiklikleri de dikkate alınmamıştır. I. BİRİNCİ AŞAMA.


P–M 34 P–M, bir para tutarının bir meta tutarına çevrilmesini temsil ediyor; alıcı parasını metalara, satıcılar metalarını paraya çeviriyor. Metaların bu genel dolaşım hareketini aynı zamanda bireysel bir sermayenin bağımsız dolaşımında işlevsel bakımdan belirli bir kesit haline getiren şey, esas olarak, hareketin biçimi değil onun maddi içeriği, yani para ile yer değiştiren metaların özgül kullanım niteliğidir. Bu metalar bir yandan üretim araçlarıdır, öte yandan, kendilerine özgü nitelikleri, imal edilecek özel türden mallara doğal olarak uyma zorunda bulunan metaların üretiminde kullanılan emek-gücü, malzeme ve personel gibi etmenlerdir. Eğer biz, emek-gücüne E, üretim araçlarına ÜA dersek, satın alınacak metaların toplamı M, E + ÜA’ya eşit olur, ya da kısacası M< olur. Bu nedenle, özü bakımından düşünüldüğünde P–M, P–M< formülü ile temsil edilir. Yani P–M, P–E ile P– ÜA’nın bileşiminden ibarettir. Para miktarı, P, iki kısma ayrılmıştır; bunlardan biri emekgücünü, diğeri üretim araçlarını satınalmaktadır. Bu iki dizi satınalma, birbirinden tamamıyla farklı pazarlara aittir; birisi gerçek anlamıyla meta pazarına, diğeri ise emek pazarına. P’nin kendilerine dönüştüğü metaların nitel bakımdan böylece bölünmeleri dışında, P– M< formülü, ayrıca çok (sayfa 36) karakteristik bir nicel ilişkiyi de temsil eder. Bildiğimiz gibi, emek-gücünün değeri ya da fiyatı, onu bir meta olarak satışa arzeden sahibine ücret şeklinde, yani artı-emeği içeren emek miktarının fiyatı olarak ödenir. Sözgelişi, eğer emek-gücünün günlük değeri beş saatlik emeğin üç şilin değerindeki ürününe eşit ise, bu miktar, alıcı ile satıcı arasındaki sözleşmede, diyelim on saatlik emeğin fiyatı ya da ücreti olarak yer alır. Eğer böyle bir sözleşme örneğin 50 işçi ile yapılmış ise, bunlar, alıcı için günde toplam 500 saat çalışacaklar demektir; bu zamanın yarısı ya da herbiri 10 saatlik 25 işgününe eşit 250 saati, yalnızca artı-emeği temsil eder. Satınalınacak üretim aracı miktar ve hacminin, bu emek kitlesinin kullanımına yeterli olması gerekir. Demek oluyor ki, P–M< formülü, yalnızca belli bir miktar paranın, diyelim 422 sterlinin, buna tekabül eden miktarda üretim aracı ve emek-gücü ile değişildiği şeklinde bir nitel ilişkiyi belirtmekle kalmıyor, aynı zamanda E, yani paranın emek-gücü için harcanan kısmı ile, ÜA, yani paranın üretim araçları için harcanan kısmı arasındaki nicel bir ilişkiyi de belirtmiş oluyor. Bu ilişki başlangıçta fazla emek miktarı ile, belli sayıda emekçinin harcadığı artı-emek miktarı ile belirlenir.

Eğer örneğin bir iplik fabrikasında 50 emekçinin haftalık ücreti 50 sterlin tutuyorsa, eğer haftalık 3.000 saatlik bir emeğin 1.500 saati artı-emek ipliğe dönüşen değer ise, bu 3.000 saatteki üretim araçlarının değeri için 372 sterlin harcanması gerekir. Çeşitli sanayi kollarında ek emek kullanılmak suretiyle, üretim araçları biçiminde ne kadar ek değere gereksinme duyulacağını burada ele almanın yeri yoktur. Önemli olan nokta, paranın, üretim araçları için harcanan kısmının -P–ÜA ile satın alınan üretim araçlarının- mutlaka yeterli miktarda olması, yani başlangıçta ona göre hesaplanmış olması, uygun oranda saptanmış bulunmasıdır. Başka bir deyişle, üretim araçları miktarının, kendisini ürüne dönüştürecek emek miktarını emmeye yetecek kadar olması gerekir. Eğer eldeki üretim aracı yeterli değilse, satın alanın tasarrufundaki emek fazlası kullanılamayacak ve emek üzerindeki tasarruf hakkı boşa gidecektir. Yok eğer, üretim aracı miktarı elde bulunan emekten fazla ise, bunlar, emek ile doymuş hale getirilemeyecek, ürüne dönüştürülemeyecektir. P–M < tamamlanır tamamlanmaz, alıcının tasarrufunda bazı yararlı nesnelerin üretimi için gerekli üretim araçları ile (sayfa 37) emek-gücünden daha fazlası bulunur. Emekgücünü akıcı hale getirmekte daha büyük olanağa ya da bu emek-gücünün değerinin yerine konulması için gerekli olandan daha büyük bir emek miktarına sahiptir; aynı zamanda, bu miktardaki emeğin gerçekleşmesi ya da maddeleşmesi için gerekli üretim araçlarına da sahiptir. Bir başka deyişle, onun tasarrufu altında, şimdi, üretimin öğelerinden daha büyük değerde nesnelerin üretimini gerçekleştirecek etmenler, yani artı-değeri içeren bir meta kitlesinin üretimi için gerekli etmenler vardır. Para şeklinde yatırdığı değer, şimdi, (metalar halinde) artı-değer yaratan bir değer olarak, maddi bir biçime bürünmüştür. Kısacası, değer, burada, değer ve artı-değer yaratma gücüne sahip üretken sermaye durumunda ya da biçiminde bir varlık halindedir. Bu biçimdeki sermayeye biz R diyelim.

Şimdi R’nin değeri, E + ÜA’ya eşittir ve bu da E ve ÜA ile değişilen P’ye eşittir. P, R’nin aynı sermaye-değerindedir, ancak farklı bir varoluş biçimine sahiptir; o, para durumunda ya da biçiminde sermaye-değerdir, yani para-sermayedir. P–M< ya da genel biçimiyle P–M, bir miktar meta satın alınması, genel meta dolaşımındaki bu hareket, demek ki, aynı zamanda -sermayenin bağımsız dolaşımında bir aşama olarak- sermaye-değerin kendi para-biçiminden, üretken biçimine dönüşmesi oluyor. Daha kısacası, para-sermayenin, üretken sermayeye dönüşmesi oluyor. Burada irdelediğimiz dolaşım diyagramında para, sermaye-değerin ilk taşıyıcısı olarak görünüyor ve para-sermaye, bu nedenle, sermayenin yatırıldığı biçimi temsil ediyor. Para-sermaye biçimindeki sermaye, para işlevini görebilecek bir durumdadır, ve bu durumuyla, evrensel satınalma ve evrensel ödeme aracı işlevlerini yerine getirir. (Son sözü edilen ödemede, emek-gücü, ilkönce satın alındığı halde, karşılığı, faal duruma geçirilmeden ödenmez. Üretim araçlarının pazarda hazır bulunmaması, önceden sipariş edilme zorunda kalınması ölçüsünde, P–ÜA biçimindeki para, aynı şekilde ödeme aracı olarak iş görür.) Bu olanak, para-sermayenin sermaye oluşundan değil, para oluşundan ileri gelir. Öte yandan, para biçimindeki sermaye-değer, para işlevleri dışında herhangi bir işlevi yerine getiremez. Para işlevini sermayenin işlevine çeviren şey, bunların sermaye hareketinde oynadığı belirli roldür, ve bu nedenle, aynı zamanda, bu işlevlerin (sayfa 38) iş gördükleri aşama ile sermaye dolaşımının diğer aşamaları arasındaki iç bağıntıdır. Örneğin burada ele aldığımız durumda para, bir araya geldiklerinde üretken sermayenin maddi biçimini temsil eden metalara dönüşmüştür, ve bu biçim, zaten gizil ve potansiyel olarak kapitalist üretim sürecinin sonucunu içerir. P–M< ifadesinde, para-sermaye işlevini yerine getiren paranın bir kısmı, bu dolaşım hareketini tamamlamak suretiyle sermaye niteliğini yitirdiği, ama para özelliğini koruduğu bir işlevi üstlenmiş olur. ara-sermaye P’nin dolaşımı, P–ÜA ve P–E’ye, yani üretim araçları satın alınması ve emek-gücü satınalınmasına bölünmüştür. Bu sözü edilen sürecin kendisini inceleyelim.

P–E, emek-gücünün kapitalist tarafından satın alınmasıdır. Bu, aynı zamanda, emek-gücünün -ücret biçimi kabul edildiğine göre, biz, buna, burada emeğin diyebiliriz- sahibi bulunan emekçi tarafından satılmasıdır. Burada alıcı için P–M (= P–E) ne ise, diğer bütün satınalmalarda olduğu gibi, E–P (=M–P) satıcı (emekçi) için odur. Onun emek-gücünü satmasıdır. Bu, dolaşımın ilk aşaması, ya da metaın ilk başkalaşımıdır. (Buch I, Kap. III, 2a.) 35 Bu, emek satıcısı için, metaının para-biçime dönüşmesidir. Emekçi, böylece elde ettiği parayı gereksinmelerini gidermek için, tüketim nesneleri için, gerekli metalara yavaş yavaş harcar. Bu yüzden emekçinin metaının dolaşımının bütünü, E–P–M olarak ortaya çıkar; yani önce E–P (= M–P) ve sonra P–M şeklinde, metaların basit dolaşımı genel biçimi içersinde, M–P–M olarak kendini gösterir. Bu durumda para yalnızca geçici bir dolaşım aracı, bir metaın bir diğeri ile değişiminde ancak bir araçtır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir