Salı Toplantıları 2001-2002 – Dante’den McLuhan’a 24 Başyapıt Üzerine Konuşmalar

Gutenberg altı yüz yıl önce doğduğunda, yalnızca milyonlarca kitaptan oluşan bir galaksinin babası olacağını değil, insanların dünyayı algılayış ve dünya hakkında düşünüş biçimlerinin de bu kitaplar aracılığıyla kökten değişeceğini öngörmek herhalde olanaksızdı. Gutenberg matbaasının ilk İncil’i basmasının üzerinden neredeyse 550 yıl geçti – bu süre içinde öyle kitaplar ortaya çıktı ki, tarihin akışına yön verdiler, İnsanlığın Birikimi adını verebileceğimiz bir toplama çok önemli birer katkı oldular. Salı Toplantıları 2000-2001’in bir ayağı, bu galaksiyi kuşbakışı ele almayı, elli yıllık dönemler içinde yayımlanan en önemli kitaplardan ikisini öne çıkararak kitabın toplumsal yaşam, bilim, felsefe, edebiyat gibi alanlardaki etkisini tartışmaya açmayı amaçladı. Seçilen kitaplar, elbette bir o kadar önemli başka kitapları liste dışı bıraktı zaman zaman; ancak Toplantı konuşmacıları her ne kadar listedeki kitapları çıkış noktası olarak kullandıysa da, kendilerini bunlarla sınırlı kalmak zorunda hissetmediler. Toplantılar şu kitaplara odaklandı: 1450-1500: Gutenberg İncili, Dante – İlahi Komedya; 1500-1550: Machiavelli – Hükümdar, Copernicus – Göksel Kürelerin Dönüşü Üzerine Altı Kitap; 1550-1600: Montaigne – Denemeler, Bodin -Toplum Esenliği Üzerine Altı Kitap; 1600-1650: Cervantes -Don Quijote, Descartes – Düşünceler; 1650-1700: Newton – Matematik İlkeleri, Hobbes – Leviathan; 1700-1750: Defoe – Robinson Crusoe, Diderot&d’ Alambert – Ansiklopedi; 1750-1800: Rousseau – Toplumsal Sözleşme, Goethe – Faust; 1800-1850: Hegel – Hak Felsefesi, Balzac – İnsanlık Komedyası; 1850- 1900: Marx – Kapital, Dostoyevski – Karamazof Kardeşler; 1900-1950: Einstein – Görelilik Kuramı, Joyce – Ulysses; 1950-2000: Samuel Beckett – Godot’yu Beklerken, Lyotard – Postmodern Durum. Gutenberg Galaksisine Gezi, deyimi bulan McLuhan’ın kitabının ve Levinson’dan yola çıkarak internet çağının tartışılmasıyla son buldu. “gutenberg incili” “dante-ilahi komedya” 13 Şubat 2001 KONUŞMACILAR: İLBER ORTAYLI, REKİN TEKSOY Zeynep Hanım- İyi akşamlar. Salı toplantıları, 2001 yılı toplantılarının ilk akşamı bu GUTENBERG GALAKSİSİNE GEZİ. İlber Ortaylı ve Rekin Teksoy bu akşamki konuklarımız. Gutenberg İncili ve İlahi Komedya ile birlikte o dönemi bize anlatacaklar. Cep telefonlarınız kapalı olur ve konuşmalar esnasında bir problem olmazsa çok seviniriz. İlber Ortaylı- Teşekkür ederim, bunun ilk konuşmasını, bu serinin, galiba ben yapıyormuşum. Gutenberg Galaksisine Seyahat programını benim açmam benim için bir şeref oluyor. Fakat maalesef böyle bir başlıkla çok mutabık bir tarihçi anlayışım olmadığını arzetmek durumundayım; çünkü benim için matbaanın icadı, çarpıcı bir değişiklik sayılmıyor insanlık tarihinde. Yani, ben bizlere okullarda öğretilen mütearifeyi, sloganı benimseyenlerden değilim ve benimsettirmek de istemiyorum.


Çünkü beşeriyetin kültür tarihinde aslında bir duraksama ya da patlama dönemi söz konusu değil. Belirgin bir şekilde, eski dünyanın yani ürbanize 1 olmuş toplumların tarihinin, kültürünün, yazılı kültürünün yazıya dökülmesi yani özlü kültürün yazıya dökülmesi çarpıcı bir gelişme. Bu şüphesiz ki, ne Rönesansın ne de 15. asrın bir işi. Ve beşeriyetin sözlü kültürünün yazılı kültüre dökülmesinden sonraki dönemin hiçbir çarpıcı değişikliğinden söz edemeyiz. 19. ve 20. yüzyıldaki büyük şehirleşme hareketleri ve büyük şehirleşme hareketlerine paralel giden eğitim inkılapları -bu reform değil, inkılaptır- dolayısıyla kitlelerin bir nevi bilince ulaşması denen bir çağ söz konusudur, bu yeni bir tarihselleşmedir. Bunun kendine göre problemleri vardır. Kendine göre olumlu devinimler yaratmıştır, ama kendine göre de çarpıklıkları vardır. O dönemi tabii biz eğrileri doğrularıyla birlikte mütalaa ederek değerlendirmek durumundayız, onun üzerinde ısrarla duralım. Dolayısıyla matbaa bizim için çok önemli bir olaydır, son derece önemli bir olaydır, birtakım komünikasyonun hiç şüphesiz ki yayılması ve hızlanması demektir; ama matbaanın icadıyla bu hızlanma bir yeni ivme kazanmaz; matbaanın icadından evvelki bazı gelişmeler vardır ve dolayısıyla bunu çok çarpıcı bir tarihi dönüm noktası olarak alamayız. Bu maalesef Türkiye’deki okullarda böyle öğretilmektedir, son derecede yanlıştır bu, son derece de yanlıştır, üzerinde ısrarla duruyorum. Çünkü bir toplumda kitap okumak kuşkusuz ki belirgin katkıları olan bir gelişmedir ama kitap okumakla da bir toplum bir yerden bir yere gelmez. Size şunu arzedeyim: Bütün Ortadoğu’da 150 yıldır, en çarpıcı devrimleri gösteren toplum Türklerdir.

Ve Türkler bütün Ortadoğu toplumları içinde en az olanlardır. Bunu istatistikler ispat etmektedir. En az kitap basandır, en az tercüme yapandır ve o tercümelerin kalitesi tabii istatistiklerde görünmüyor, ama biz biliyoruz en korkunç olanıdır. Yani eğer iş kitap okuma, kitap çevirme, iyi kitap çevirme ve iyi kitap yazma gibi birtakım kriterlere bağlı olsaydı hiç şüphesiz ki İran’ın, Lübnan’ın ve Mısır’ın bizim çok önümüzde gitmesi gerekirdi. Oysaki durum böyle değil. Yani bu toplum birtakım hareketlerde, sizin uygarlık, medeniyet, kalkınma diye tarif ettiğiniz hareketlerin hepsinin çok çok önünde gidiyor, buna demokrasi de dahildir, yani demokratik gelişmeler de dahildir. Fakat arzettiğim gibi bütün Ortadoğu’nun en az yazan, çeviren ve kötü çeviren toplumu olma vasfını, toplumumuz muhafaza etmektedir. Şimdi bunun üzerinde şöyle duralım. Bu 15. asır neymiş? Mesela 1437 yılında Kral I. Jacob İskco şiirlerini Latince olarak ve İskoç diline çevirterek yayımlıyor. Bu çok önemli bir şey, ulusallaşma.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir