Ann Mahony – Karekter Analizi

Hatırlayabildiğim kadarıyla uzun bir . süredir, insanları neyin harekete geçirdiğini anlamaya çalışmaktayım. Daha küçük bir çocukken, kendimi rahatsız hissettiği m durumlarda, bazı çocukların neden kendilerine güvenli gözüktüklerini merak ederdin::ı. Blöf mü yapıyorlardı? Yoksa kazanmak onların özelliği miydi? Yıllar sonra, kendime bu insanların nerede olduklarını, neler yaptıklarını sordum. Acaba iş görüşmelerinde ya da aşk ilişkilerinde aynı yaklaşımla davranabilecekler miydi? Neden bazı günler kendimizi güçlü hissederek uyanıyoruz da diğer günlerde bu duyguyu yaşaIİllyoruz? Hepimiz her şeyin yolunda gittiği, bazen de hiçbir şeyi doğru yapamadığımız anlar yaşamışızdır. Kendim de bu iniş ve çıkışları yaşadım. Sürekli açmazlarla dolu o zor günlerde, nasıl başan elQe ettiğime ilişkin hiçbir ipucu ·bulamadım. Her zaman dorukla kalanların bu başarıyı nasıl elde ettiklerini merak edip, başarı sırlarından birkaçını elde edebilir miyim umuduyla onları çok yakından inceledim. Bu incelernemden iki sonuç çıkardım: Herkesin iyi ve kötü günleri oluyor. Ancak bazıları kötü günlerini daha kolay geçiştirebiliyorlar. İkincisi; kendi önyargılarımla yorumladığım insanlar. En çok benim gibi görünenlerden etkilendim (doğaldır ki doğru yoldaydım). Bazı istisnaları da göz ardı etmeden, bunlann sürekli başarılarını yalnızca bir rastlantı olarak göz önüne aldım. Onların bu şansıyla kesinlikle savaşarnazdım. Benimle aynı dalga boyunda olmayanlara yönelmedim; çünkü onları anlayamıyordum.


Buna karşın, sonraları bir şeyleri kaçırıyor muyum kaygısına kapılmaya başladım. 11 Niçin olduğumuz yerdeyiz, niçin bunlan böyle yapıyoruz sorularının süregelen araştırmalarında ruhsal dalgalanmaları, hatta fizilesel başarı ve başarısızlıkları bile hemen anında kaydeden, olağanüstü büyüleyici bir aracı, yani ‘yazıbilim’i keşfettim. Bu konuyu tutkuyla inceleineme karşın, başkalarının bu ‘gizemli’ bilimle ilgilenmeyeceklerini ya da h�l� araştırdığım soruların yanıtlarını çoktan öğrenmiş olabileceklerini varsayar.ak, bu yeni kazanılmı� bilgiyi kendime sakladım. Daha sonra bu bilgilerimi arkadaşlarımla paylaşarak, yeni bir sınıf açmaya hazır olduğumu anladım. Şurası kesindi ki, yüzlerce insan, başkalarını daha iyi anlama düzeyine ulaşabilmek için, tıpkı benim gibi, bazı yöntemler araştırıyorlardı. Eğitilmiş bir davranış psikoloğunun becerilerine pek azımıı sahibiz. Hepimiz, günlük yaşantımızda değişik insanlarla iyi geçinmek zorundayız. Toplantının tam ortasında, müşterimizden yirmi dakikalık bir süre isteyerneyiz. Hayat bu şekilde sürmez. Hemen, burada ve şimdi bile herkes için çok önemli ve eşsizdir. EI yazısı da, anlayışın anahtarı olduğu için çok önemlidir. Gerçekte, el yazısı öğrenimime biraz çapraşık yollardan başladım. Başlangıçta profesyonel grafik tasarımcısı oldum. Paket düzenlemeleri,’ müze sergileri, şirket kimlik programlarında çalıştım.

CinciruıatiÜniversitesi’ndeyken İsviçre, Basel Tasarçizim Okulu’ndan gelen profesörlerle birlikte, harf kalıpları üzerine çalıştım. Yalnızca psikolojiyle yetinmeyip, toplumu inandırmada kul�antlan pazarlama teknikleriyle de aşırı derecede ilgilendim. Pazarlama profe�yonelleriyle çalıştığım sırada, tüketicilerin bazı paket tasarçizimlerine tepkilerini gözlemlerken kendimi sık sık iki yüzlü aynanın gizli yanında hissediyordum. Grafik şekil ve formların, tüketicilerin satın alma isteği üzerindeki azımsanmayacak etkilerini çok çabuk öğrendim. Tüketicilerin el yazılarını; formları doldururlarken inceled\m. Sürekli birbirine benzer örneklerin ortaya çıktığını şaşırarak fark ettim. Bu bir rastlantı değildi. Bu konuya san12 ki saplanmıştım. Bildiklerimden daha fazlasını öğrenmek zorundaydım. Denver’daki profesyonel eğitimime çok seçkin yazıbilimci Gwen Simpson ile başladım. El yazısıyla ortaya çıkan psikolojik değişimleri ve hastalıkları sınıflayan ‘Gwen’in olağanüstü arşivinde, otuz üç yıllık bir do�tor olarak yaptığı tüm araştırmalar da bu– lunuyordu. Ülkenin her yanında bulabileceğim’ her s1Illfl araştırmaya gittim. Bu konuda yayımlanmış her kitabı inceledim. New York’ta, Nazi gardiyanların el yazılarını diğer tutuklu arkadaşlarıyla paylaşbğı yiyecek’ karşılığında’ inceleyerek, II. Dünya Savaşl’nda Nazi toplama kamplarından sağ olarak kurtulan AlmanYahudisi Felix KIein ile tanıştım.

Felix, Avrupa el yazısı araştırmalarından edindiği bilgileri benimle paylaşma alçakgönüllülüğünde bulundu. Avrupa’daki pek çok şirketin, el yazılar1İl1 incelemeden önce insanları işe almadıklarını da ekledi. Çalışmalarım günümüzde de sürdü. Çünkü dünyadaki yazıbilimcilerin yeni ça-‘ lışmalarına ilişkin bilgileri bir an önce edinmek istedim. El yazısı, dünyadaki tek evrensel dildir. El yazısı eğitimim hem yaşantımı yalınlaşbrdı, hem de yeni bir derinlik ve anlamla zenginleştirdi. Yalınlaştırdı, çünkü bir sözcük söyleyerneden başkalarının duygularını, hangi duygularm davranışlarını etkilediğini, büyük ölçüde onlardan çok önce anlayabi�iyorum. Zenginleştirdi, çünkü tıpkı renkli camın üst üste gel� miş katmanları gibi kaygıların ya da eleştirilerin biraz örtülmesini hemen bir bakışta anlıyorum. Tıpkı saydammış gibi. Bir daha kesinlikle başkalannın kişiliğinin kökenini çözümlemeden, haklarında önceden yargı yürütmeyeceğim. Bir işverenin öfkeyle bağırması, yalnızca korlemuş bir çocuğun ağlaması olabilir. Anne Morrow Lindherg, bir keresinde, üzüntüyle şöyle bir olayı gözlemledi: “Çoğu kez, büyük kentlerde arkadaşlarımla el sıkışmak, bana hiç bitmeyecek bir boşluk gibi geliyor.” Bu boşluğu hepimiz zaman zaman hissetmedik mi? Bu geniş uçurumu her zaman arkadaşlarımla aramızda hissetqıeyiz, Aynı duyguları sık sık 13 içimizde de yaşarız. Lindberg aynı zamanda, ‘birini etkileyemeyen bir kişinin, başkalarını hiç etkileyemeyeceği’ kanısına vardı. Bunu bir düşünün.

Yazıbilim, kişilik saptamasında da çok değerli bir araçtır. çünkü, sizi haklı çıkarmaya çalışan bilinçli aklınızdan çok, kendiniz ve başkalarına ilişkin bilinçaltı duygularınızı kaydeder. Bir şey hakkında sık sık duygulanırken, aynı sözleri yinelediğinizi fark ederseniz, belki de el yazınıza biraz daha yakından bakmanızın zamanı gelmiştir. EI yazısı çözümlemeleri. bilimi, uzay araştırmaları kadar yeni olmakla birlikte, tarihsel açıdan çok eskilere dayanır. Bu konuda, 1622’den bu yana, el yazısı çözümlemelerinin yapıldığına ilişkin veriler bulunmaktadır. Ancak, bu bilim dalı, günümüzde yeniden keşfedilerek gündeme gelmiştir. Dr. Alfred Binet, yazıbilimi ünlü zeka testinde kuııandı. Dr. Albert Schweitzer, Paris’teki Yazıbilim Derne�i’nin üyesiydi. Harvardlı psikiyatristler Gordon Aııport ve P. E. Vernon, birlikte kaleme kaldıkları Studies in Expressive Movement (Anlamlı Hareket Çalışmaları) adlı kitapta, el yazısının insan karakterini yansıttığı kurarnını desteklemişlerdir. Freud’un da aynı görüşte olduğu gibi ,-IIHiç kuşku yok ki, insanlar karakterlerini el yazısıyla dışa vururlar.

” Yazıbilim eğitimine katkıda bulunan diğer ünlüler; Emile Zola, Elizabeth Barret, Robert Browning,· Sir Walter Raleigh, George Sand, Charles Baudelaire ve Thomas Mann’dır. Gainsborough, portreleri boyarken, resim sehpasına portresini yaptığı kişilerin el yazısından küçük bir örnek koymasıyla tanınırdı. Bu yazılar portrelerin ruhsal karakterlerini yansıtıyordu. Yazıbilim yürümek ya da koşmak kadar basit ve onlar kadar karmaşıktır. Bu kitap ne bir hızlı başvuru, ne de bir ansiklopedidir. El yazısını analiz etmeye hemen başlamanız için gereken kolay bir el kitabıdır.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir