Karacay Malkar – Nart Destanları

Kafkasya coğrafyasında yaşayan halkların ortak kültür ürünlerinden biri olan Nart destanları, Karaçay-Malkar Türklerinin halk edebiyatında da önemli bir yer teşkil etmektedir. KaraçayMalkar Türkleri dışında; Çerkes, Abhaz-Abaza, Oset, Çeçen-İnguş ve Kumuk Türklerinin folklorunda da yer alan Nart destanları birçok yönden birbirlerine benzemekle birlikte bu destanların her birinin kendisine has birtakım millî vasıfları barındırdığı ve aralarında bazı farklılıkların olduğu dikkat çekmektedir. Çerkes ve Abhaz-Abazaların Nart destanları eski Yunan mitolojisiyle benzerlikler gösterirken, Karaçay-Malkar Türklerinin Nart destanları ise eski Türk mitolojisiyle yakınlık göstermektedir (Adiloğlu, 1997:577). Karaçay-Malkar Nart destanlarında, tarih öncesine ait birtakım olağanüstü olaylar ve kahramanlar anlatılmaktadır. Destanların dokusunda gerçek ile hayal iç içedir. Bütün Türk boylarının sözlü geleneğinde olduğu gibi, Karaçay-Malkar Nart destanlarının büyük bir kısmı “cır” (destan) şeklinde ve belli bir makamla söylenmektedir (Adiloğlu, 1993/4:7-9). Karaçay-Malkar Nart destanları hakkında ilk bilgileri veren P. Ostryakov notlarında şöyle söylemektedir: * Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Adilhan ADİLOĞLU 197 Sıbızgı (kaval) adı verilen müzik aletiyle ve küçük tahta parçalarının belli bir tempoyla birbirine vurularak ortaya çıkarılan armoni eşliğinde halk ozanları destanlar söylemektedir. Halk ozanlarının çevresine toplanan kimseler de büyük bir dikkat ve hayranlıkla onları dinlerler. Destanların her birinin kendisine ait farklı bir makamı vardır.” (Ostryakov, 1879:700). G.N. Potanin, Kafkas Nart destanlarının kökenini Altaylı kavimlere yani Türk-Moğol kültürüne bağlamaktadır. Ona göre, Türk-Moğol destanlarıyla büyük benzerlikler gösteren Kafkas Nart destanlarının teşekkülünde Altaylı göçebe kavimlerin büyük rolü vardır (Potanin, 1899:1-4, 384-508, 841-856).


A.N. Dyaçkov-Tarasov Nart destanları için şöyle söylemektedir: “Orta Asya’dan Avrupa’ya gerçekleşen büyük göç sırasında Kafkasya bölgesi yol güzergahı üzerindeydi. KaraçayMalkar Nart destanlarında bu büyük göçün izleri çok açık bir şekilde görülmektedir. Nart hikayelerinde iyilik ile kötülüğün, karanlık ile aydınlığın savaşması, yer altı ve yer üstündeki birtakım yaratıklar ve devler ile Nart kahramanlarının mücadeleleri anlatılmaktadır. Bu konuların tamamı bütün göçebe halkların destanlarında da görülmektedir.” (Dyaçkov-Tarasov:1898:72). M.V. Rklitskiy ise diğer Kafkas Nart destanlarındaki başı sonu belli olmayan ve bazı anlaşılmaz karmaşık bölümlerin KaraçayMalkar Nart destanlarında açıklığa kavuştuğunu söylemektedir (Rklitskiy, 1927:28). “Nart” Kelimesinin Anlamı ve Kökeni Karaçay-Malkar Türkçesinde ve Kafkas dillerinde kullanılan “nart” kelimesinin anlam olarak Türkçedeki tam karşılığı “alp” kelimesidir. Yani “nart” kelimesi; “yiğit, cesur, mert, kahraman” ve benzeri birçok kelimenin anlamını bünyesinde toplayan bir kelimedir. Nart” kelimesinin anlamı hakkında en güzel tarifi SafarAliy Orusbiy yapmıştır: “Karaçay-Malkar Türklerinde bir kimseyi övmek için söylenebilecek en güzel söz ‘Nart gibi güzel endamlı ve her bakımdan mükemmel vasıflara sahip kişi’ şeklindedir. Karaçay-Malkar Türkleri bir kimsenin herhangi bir davranışını çok beğendiği zaman o kimseyi takdir etmek için ‘Nartça’ (Nart gibi) yakıştırmasını yapar. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, Karaçay-Malkar Türklerindeki ‘nart’ kelimesi ‘her bakımdan mükemmel vasıflara haiz kimse’ anlamına gelmektedir.

Halktan Turkish Studies Volume 2 /1 Winter 2007 198 Karaçay-Malkar Nart Destanları derlediğim malzemeye göre Nartlar uzun boylu, iri yapılı, güçlü, dayanıklı, sert duruşlu, zor işlerin kolayca üstesinden gelebilen kahraman özelliklerine sahip kimselerdir. Nartlar hayatın zorluklarıyla karşılaşmaktan ve bu zorluklarla mücadele etmekten zevk almaktadırlar. Nartlar bir sefere çıktıkları zaman birtakım zorluklarla ve engellerle karşılaşmayı arzu ederler. Böylece onlar kendi yiğitliklerini sınamış olacaklardır. Karaçay-Malkar Türkleri, Nartları işte bu şekilde anlatırlar.” (Urusbiyev, 1881:II). “Nart” kelimesinin kökeni hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. İlk olarak, Şora B. Noghumuka, “nart” kelimesinin “nar” (göz) + “ant” (Ant kavmi) şeklinde iki ayrı kelimeden teşekkül ettiğini ve bunun da Adige (Çerkes) dilinde “Ant’ın gözü” anlamına geldiğini söylemektedir. Ş. B. Noghumuka’ya göre “nart” (< nar + ant) kelimesi Çerkeslerin ataları olan Antlarla ilişkilidir (Noghumuka, 1974:16). Fakat, Çerkes dilinde “göz” kelimesinin karşılığı “nar” değil “ne”dir. Ayrıca, tarihte “Ant” adıyla anılan bu kavim; Slav, Alan ve Türk kabilelerinden müteşekkil bir kavimdir. Dolayısıyla bu kavmin Çerkeslerle bir ilgisi yoktur.

Asker M. Hadagatl da, Ş.B. Noghumuka gibi, “nart” kelimesinin Adige (Çerkes) dilinde “nar” (göz) + “te~ten~tın” (vermek) şeklinde iki ayrı kelimeden teşekkül ettiğini ve bunun da “göz vermek”, “gözünü budaktan sakınmamak” anlamlarına geldiğini söylemektedir (Gadagatl, 1967:206). B.H. Balkarov ise /t/ sesinin Adige ve Abhaz dillerinde çokluk anlamı veren bir ek olduğunu fakat kelimenin kökü olan “nar” kelimesiyle birlikte hiçbir anlam ifade etmediğini söylemektedir (Balkarov, 1965:55-56). Çerkes dilinde “nar” şeklinde bir kelime olmadığı gibi, bu dildeki çokluk eki “-t” değil, “-khe”dir. M. S. Tuganov, “nart” kelimesini Oset diliyle açıklamaya çalışmaktadır. Ona göre bu kelime “na” + “art” şeklinde iki ayrı kelimeden teşekkül etmekte ve “bizim ateşimiz”, “bizim ocağımız” anlamlarına gelmektedir (Tuganov, 1977:127-148). Şalva D. İnal-İpa, “nart” kelimesinin Abhaz dilinde “annenin ailesi” veya “annenin çocukları” şeklinde açıklanabileceğini söylemektedir (İnal-İpa, 1949:111-116). L.

G. Lopatinskiy, “nart” kelimesi ile Farsça “merd” (alp, yiğit, cesur), Ermenice “mard” (insan) ve Gürcü-Svanca “mar” (insan) kelimelerini karşılaştırmakta ve “nart” kelimesinin kaynağını bu kelimelerde aramaktadır (Bayramukov, 1998:37). “Nart” kelimesi ile Farsça “merd” kelimesi arasında morfolojik ve semantik bakımdan Turkish Studies Volume 2 /1 Winter 2007 Adilhan ADİLOĞLU 199 bir ilişki olduğu düşünebilir. Ancak, iki kelime arasındaki /m/ > /n/ ses değişikliğinin Farsça’nın dil hususiyetleri göz önüne alınarak bilimsel bir şekilde açıklanması gerekir. Georges Dumezil ise “nart” kelimesiyle ilgili iki farklı görüş ileri sürmüştür. İlk olarak bu sözün eski Hint-İran dilinde “nrit” (dans etmek) kelimesinden türemiş olacağını; ikinci olarak da bu kelimenin kaynağını yine eski Hint-İran dilinde “nar” (erkek) kelimesinden almış olabileceğini söylemektedir. G. Dumezil, Kafkas Nart destanlarının kökenini, Hint-Avrupa dil ailesine mensup olan Osetlerin Nart destanlarına bağlamaktadır (Dumezil, 1976:19; Dumezil, 2000:72-73). Vladimir İ. Abayev, “nart” kelimesinin Moğolca olduğunu ileri sürmekte ve bu kelimeyi “nar” (güneş) + “t” (çokluk veya soy bildiren ek) şeklinde tahlil ederek bu kelimenin “Güneşin Çocukları” ve “Kurdun Çocukları” şeklinde iki farklı anlama geldiğini söylemektedir. V.İ. Abayev’e göre “nart” kelimesi M.S. 13-14.

yüzyılda ortaya çıkmıştır. Destanlarda anlatılan Nart kahramanları Alanlardır. Yani, Moğollar Alanlara “Nart” adını vermişlerdir. Alanlar ise bugünkü Osetlerin atalarıdır. Sonuç olarak Kafkas Nart destanlarının ana kaynağı Oset Nart destanlarıdır (Abayev, 1978:28- 29, 35; Abayev vd., 1999:15). Umar Bayramuk ise “nart” kelimesinin kökeni hakkında V.İ. Abayev’in etimolojisine aynen katıldığını, fakat “nart” kelimesinin çok eski tarihlerden beri Orta Asya bozkırlarında kullanıldığını, Cengiz Han’ın Kafkasya’yı istila etmesiyle birlikte bu kelimenin Kafkasya’ya geldiğini söylemektedir. U. Bayramuk’a göre Moğollar “nart” kelimesini “güneşin çocukları” anlamında Hunlar için; “kurdun çocukları” anlamında ise Kök-Türkler için kullanmışlardır (Bayramuklanı, 1982:249-257; Bayramukov, 1993:56-79; Bayramukov, 1998:37-39). Magomet Habiç, “nart” kelimesinin Moğolca “nert” (meşhur, ünlü, tanınmış, önemli) kelimesinden kaynaklandığını ileri sürmektedir. Ona göre Moğolcadaki “nert” kelimesi; Buryatça “nertey” (nam salmış adam), Kalmukça “nerte” (nam salmış adam), Marice “nar-edem” (güçlü, kuvvetli adam); Karaçay-Malkar Türkçesinde “nart” (alp, kahraman), Kumuk Türkçesinde “nart” (alp, kahraman), Karakalpak Türkçesinde “nart” (alp, kahraman), Sagay Türkçesinde “nart” (alp, kahraman), Saha (Yakut) Türkçesinde “nar” (becerikli, vasıflı insan), Çuvaş Türkçesinde “nar” (koyu kırmızı, kızıl yüzlü, güzel endamlı) kelimelerine kaynaklık etmiştir (Habiçlanı, 1973:217-219; Habiçev, 1998:33-36). Turkish Studies Volume 2 /1 Winter 2007 200 Karaçay-Malkar Nart Destanları Murat Karaköt, Şor ve Sagay Türklerinde kahramanlık hikaye ve destanları için “nart-pak” kelimesinin kullanıldığını söylemekte ve bu kelimenin kavimler göçüyle paralel olarak Sibirya bölgesinden Kafkasya’ya geldiğini ileri sürmektedir (Karaketov, 1995:55). M.

Habiç’in “nart” kelimesinin Sagay Türkçesinde “kahraman, cesur” anlamına geldiği şeklindeki görüşü ile M. Karaköt’ün Şor ve Sagay Türklerinde kahramanlık hikaye ve destanları için “nart-pak” kelimesinin kullanıldığı şeklindeki görüşü dikkat çekmektir. Hakikaten, Sagay Türkleri ile Mras ırmağının yukarı kısımlarında yaşayan Şor Türkleri kahramanlık hikayesi (bogatırskaya skazka) için “nartpak” kelimesini kullanmakta ve bu hikayeleri anlatan kimseleri de “nartpakçı” şeklinde adlandırmaktadırlar (Dırenkova, 1940:IX-X). Ben de buradan hareketle, başka bir yazımda, Sagay Türkçesindeki “nartpak” kelimesi ile Karaçay-Malkar Türkçesi ve Kafkas dillerinde kullanılan “nart” kelimesinin aynı kelimeler olduğunu, “nartpak” kelimesinin Türk kavimlerinin Orta Asya’dan batıya doğru göçleri sırasında Kafkasya’ya taşındığını, daha sonra değişime uğrayarak “nart” şeklini aldığını ileri sürmüş ve sonuçta bu kelimenin Türkçe bir kelime olduğunu söylemiştim (Adiloğlu, 1997:587). Ancak, Prof. Dr. İsa Özkan’ın Türk boylarının sözlü edebiyatında “destan, efsane, masal, bilmece” anlamında kullanılan “nımah~comok~cumbak~yomak~comak” kelimeleri hakkında yaptığı etimoloji çalışmasından; Sagay Türkçesindeki “nartpak” kelimesinin, “nart” (kahraman) + “pak” (hikaye) şeklinde iki ayrı kelimenin birleşmesinden meydana gelmiş bir kelime değil, yapı bakımından fiilden türemiş tek bir kelime olduğu anlaşılmaktadır. İ. Özkan’ın söz konusu bu kelimeler üzerine yaptığı etimolojiye göre “yumak” kelimesi, “kapamak, örtmek” anlamına gelen “yu-” fiilinden türemiştir (Özkan, 1998:370). “Yumak” kelimesinin ikinci hecesi “- mak”ın fiilden isim yapım eki olduğu açıktır. “Yumak” kelimesi, Hakas Türkçesinde “nımak~nımah” şeklindedir. Hakas Türkçesinde orta hecede /m/, /n/, /ñ/ gibi sesler taşıyan kelimelerin başındaki /y/ ünsüzü gerileyici benzeşmeye uğrayarak /n/ sesine dönüşmektedir. Bu sebeple “yumak” kelimesi Hakas Türkçesinde “nımah” şekline girmiştir (Özkan, 1997:30).

.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir