Lutfi Kacan – Ahid Sandigi

Herhangi bir nesne kutsalı açığa çıkartırken, kendi olmaya son vermeksizin başka bir şey haline gelmektedir. Çünkü etrafındaki kozmik ortama katılmaya devam etmektedir. Kutsal bir taş, taş olarak kalmaktadır. Görünüşte -daha kesin olarak, din dışı bir bakış açısından-hiçbir şey onu diğer taşlardan farklılaştırmamaktadır. Bir taşın kutsal olarak göründüğü ki şiler için, onun hemen o andaki gerçeği, yukarıdakinin tersine olarak, doğa üstü bir gerçek haline dönüşmektedir. Başka terimlerle ifade edersek; dinsel bir deneyimi olanlar için doğanın tümü kendini kozmik kutsallık olarak açığa çıkarma yeteneğine sahiptir. Evrenin tümü, bütünü itibariyle bir kutsalın tezahürü haline dönüşebilir. Ahid Sandığı da kutsalın tezahürünü ortaya çıkaran, bu yönüyle yahudi inancını derinden etkileyen, insanların doğa üstü dünyaya iştirakını sağlayan dini bir semboldür. Kısaca o dönemin insanları, anlık tecrübeleriyle tanıyamadığı bir boyutun ifşasına bu sembol aracılığıyla ulaşabilmişlerdir. Ahid Sandığı konusunu ele alırken karşılaştığımız en önemli problem, konuya ilişkin müstakil bir çalışma olmaması, umumiyetle ansiklopedik mahiyette malumatla konunun ele alınarak etkilerinin geniş bir şekilde izah edilmemesi ve söz konusu hususa ilşkin atifların genelde yüzeysel kabilinden olm:ısıdır. Ahid Sandığını ele aldığımız çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Sandığın yahudi inancındaki yeri 8 • Ahid Sandığı incelenmiş; Sandığın ortaya çıkış süreci ve özellikleri, ıçıne konulan nesneler, Sandığın akıbeti hakkındaki gelişmeler; Sandığın kutsallık kazanmasının nedenleri, Sandığın sosyolojik etkisi; Sandığın siyasi ve manevi hayat üzerindeki etkileri ve son bölümde ise, Sandığın günümüzdeki yahudilerin mesih inancı üzerindeki etkileri üzerinde durulmuştur. ikinci bölümde, inceleme konumuzu Ahid Sandığının lsldm geleneğindeki yeri teşkil etmektedir. Bu bölümde, Tdbilt’unl Sandığın etimolojik anlamı ve özellikleri; Sandığın kökeni hakkındaki farklı yorumlar; sandıkla gelen sekine ve bakiyye kavramları; sandık ve içindekiler hakkında yapılan batıni yorumlar ele alınmaya çalışılmıştır. Araştırma konumuzun seçimi ve hazırlanmasında yakın alaka ve tavsiyelerini esirgemeyen hocam Yrd.


Doç. Dr. Fuad Aydın Bey’e şükranlarımı sunmayı bir borç bilirim. KISALTMALAR A.g.e. : Adı geçen eser A.g.m. : Adı geçen makale A.Ü.1.F.D. : Ankara Üniversitesi tlfilliyat Fakültesi Dergisi BBD : The New Black Bible Dictionary c.

: Cild Çev. : Çeviren DB. : A Dictionary of the Bible Der. : Derleyen DlA. : Türkiye Diyanet Vakfı lslfun Ansiklopedisi EJd. : Encyclopedia Judaica ER. : The Encyclopedia of Religion G.Edi. : Genel Editör lA. : İslam Ansiklopedisi JE. : The Jewish Encylopedia M.Ü.S.B.E : Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitüsü MD : Mustrated Bible Dictionary NBD : The New Bible Dictionary NMBD : The New Mustroted Bible Dictionary 0.

Ü.1.F.D : Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi · Dergisi Sa. : Sayı s. : Sayfa Trc. : Tercüme TTKB : Türk Tarih Kurumu Basımevi vd. : Ve diğerleri YA. : Yahu dilik Ansiklopedisi ZBD. : The Zendeven Pictorial Bible Dictionary .{}iriş A. Konunun Seçimi ve Önemi Hayatın manevi yüzü yalnız maddi tezahürlerle açıklanabilir. Nitekim rüzgarın varlığı çayırların titremesiyle anlaşıldığı gibi, yaratılıştaki güzellik ve hikmetin tefekkürü yaratıcıya götürür. Tarih boyunca bütün toplumlarda ilahi hakikatın anlaşılması, mutlakın tecrübesi, görünen nesnelere bakarken uyanır. Bir anlamda Tanrı, kendini zahiri varlıklar vasıtasıyla tanıtmak ve sevdirmek istemiştir.

Mutlakın tecrübesi hadisesi toplumlarda farklı şekillerde tezahür etmiştir. Mesela Putperestlikteki put objesi olan taş, ağaç, vs. gibi nesnelerin kutsallığı, kendilerinden değil, içlerinde barındırdıklarına inanılan tanrısal ruh veya güçten kaynaklanıyordu. Tarihte taşa taş, ağaca ağaç olarak tapan hiçbir topluluk olmamıştır. tlahi bir din olan Y ahudilik’te Kutsal’ın merkezi Tanrı Yehova’ dır. Yehova’yla ilişkisi oranında nesneler kutsallık kazanmıştır. Yahudi tarihinde Tanrı Yehova ile ilişkisi en fazla olan nesnelerin başında Ahid Sandığı geldiğinden, Sandık kutsal nesnelerin merkezinde yer almıştır. Sandık Y ehova’nın eliyle yazılmış iki adet taş levhaların konulmasıyla bir yandan Rabbin Sina Dağı‘nda lsrailoğullan ile yaptığı ahdin fizik şahitliğini yapıyor, diğer taraftanda Rabbin yardım ve merhametini celp ediyordu. Zamanla lsrailoğullan Yeho1 2 • Ahid Sandığı va’ dan bekledikleri bir çok şeyi Sandığın efsaneleşmiş bünyesinde görmeye başlanuşlardır. Örneğin Sandık savaş meydanlarında İsrailoğullan’na zaferi getiren ilahi bir güç merkezi, hastalara şifa veren bir merkez, Peygamberleriyle buluştuğu ve konuştuğu bir irtibat yeri, belkide en önemliside Tann Yehova’nın mesken tuttuğu bir yer olarak inanılmaya başlannuştır. Kur’an-ı Kerim’ de ise Sandıktan bir yerde Tabfit olarak bahsedilmesine rağmen, müfessirler bu tabiri Yahudilerin Tarihi sürecini dikkate alarak, genelde Yahudi kaynaklarındaki telakkiler doğrultusunda zahiri olarak yorumlamışlardır. Bununla beraber Tabut teriminin Batıni yönünü dikkate alan bir kısım müfessirler ise tarihi gerçeklerle örtüşen daha isabetli yorumlar yapnuşlardır. Bu çalışmayı yaparken amacımız, spekülasyonlara girmeden, Sandığın Yahudi inancının içindeki önemini ortaya koymak ve aynı zamanda hadisenin İslam geleneğindeki gerçek konumunu tesbit etmektir. Ayrıca kutsal nesnelerin, dinlerin ve toplumların yaşanılan üzerindeki yerlerini ve etkilerini ortaya koymaktır. B.

Metod Yukarıda belirtilen bakış açısının ortaya konması için araştırmada Sandık etrafında oluşan inanç hakkında mümkün olduğu kadar yargılayıcı yaklaşımdan uzak durularak objektif bir bakış açısıyla anlatılmaya çalışılmıştır. Çünkü Kutsalın kutsallığını olduğu kadar, kendisine atfedilen anlatıların otantikliğini sorgulamakta abesle iştigaldir. Ayrıca Sandığa basit bir obje olarak bakılmanuş, onu dinler tarihinin önemli bir yöntemi kabul edilen, Fenomenolojik bakışla da açıklama yoluna gidilmiş, bunun için zaman zaman Sandığın taşıdığı sembolik anlamların yahudi toplumunun inaçlan üzerindeki etkileri, hermenötik teknikle açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışma iki ana bölümden oluşmakta birinci bölüm Sandığın Yahudi geleneğindeki yeri, ikinci bölüm ise Sandığın İslam geleAhid Sandığı • 13 neğindeki yerini oluşturmaktadır. Birinci bölüm beş ana başlıktan oluşmaktadır. Birinci başlığı Sandığın yapılma emriyle beraber, başlayan sürecin onun ortadan kaybolması ve Sandığı bulmaya yönelik çalışmalar oluşturmaktadır. İkinci başlıkta Sandığın kutsal kabul edilmesinin nedenleri izaha çalışılmıştır. Üçüncü başlık Sandığın lsrailoğulları‘nın siyasi ve sosyal hayatlarındaki fonksiyonları işlenmiştir. Dördüncü başlıkta ise Sandığın, İsrailo ğulları‘nın Allah inancı ve ibadetleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Son başlıkta ise Sandığın Yahudi inancında önemli bir yeri teşkil eden Mesih inancıyla bağlantısı, Kitabı-ı Mukaddes ışığında tahlil edilmiştir. Araştırmanın ikinci bölümünde Sandığın İslam geleneğindeki yeri incelenmiştir. Bu bölüm dört ana başlıktan oluşmaktadır. Birinci başlıkta Sandığın etimolojik tahlili ve Sandık konusunun kaynaklardaki gelişimi üzerinde durulmuştur. İkinci başlıkta, Sandığın özellikleri ve tarihi gelişimi üzerinde durulmuştur. Üçüncü başlıkta, Sandığın içindeki nesneler üzerinde durulmuştur.

Son bölümde ise Sandığı ifade eden Tabfit teriminin batını yorumu üzerinde durulmuştur. C. Araştırmanın Kaynakları Bu çalışmada yararlandığımız kaynakları genel olarak ilk elden ve ikincil kaynaklar olmak üzere iki gruba ayırabiliriz. İlk elden kullandığımız kaynak Eski Ahid’i oluşturan kitaplar oluşturmaktadır. Bunun için Kitab-ı Mukaddes Şirketi’nin tercümesinden faydalanılmıştır. İkinci kaynaklar ise genelde Yeni Ahid Sözlükleri ve bunların dışında, özellikle Gözlem Y ayınevi’nin hazırladığı Yahu dilik Ansiklopedisi olmuştur. Aynı zamanda Encyclopedia Judaica, sıkça başvurduğumuz eserlerdendir. Bunların dışında özellikle Zaman Gazetesi’nin Kudüs temsilcisi ve aynı zamanda İbrani Üniversitesi’nde akademik çalışmaları olan Kerim Balcı‘nın gazetede 14 • Ahid Sandığı Ahid Sandığı üzerine yayınlanan yazılan, bizim için önemli bir referans kaynağı olmuştur. İslami gelenekte ise bu konu hakkında baş vurduğumuz ilk kaynak Kur’an-ı Kerim olmuştur. Bunun dışında ilk dönem klasik tefsir çalışmalarına başvurulmuş aynı zamanda günümüzde hazırlanmış tefsir çalışmalarına da başvurulmuştur. Tefsir çalışmalarının dışında özellikle Michel Valsın ın, “İslam Maneviyatı ve Batı” çalışması sıkça başvurduğumuz bir diğer değerli kaynak olmuştur. Çalışmamız içerisinde kullandığımız ikincil kaynaklar arasında çeşitli intemet web sitelerinide sayabiliriz. Bu konu hakkında Türkiye’de yeterli bir çalışma olmadığı, sadece tefsirlerdeki izahlarla yetinildiği göze çarpmaktadır. Bu sebeple bu çalışmamızda Ahid Sandığının ortaya çıkışından itibaren tarihi seyrini ve sandığın yahudi geleneğindeki önemini ele almaya bununla beraber Sandığın İslam geleneğindeki yerini tesbit etmeye çalıştık. Çalışmamız bundan sonra yapılacak daha detaylı çalışmalara ışık tutarsa amacımız gerçekleşmiş olacaktır.

1. YAHUDİ GELENEGİNE GÖRE AHİD SANDIGININ TARİHİ 1.1. Ahid Sandığının Oluşumu 1.1.1 Ahid Sandığının Etimolojisi Kutsalın fizik varlığının ortadan kalkması, meftunlan arasında birbiriyle bağlantılı iki reaksiyonun doğmasına yol açar. Birincisinin kutsala atfedilen inanış ve hikayelerin, meftunun havsalasında yer yer güçlenerek varlıklannı korumasıdır ki, Kudüs buna bir örnektir. İkinci reaksiyon ise kutsalın aslında ölmediği veya yok olmadığı, göğe veya gayb alemine çekildiği ve bir altın devirde geri dönmek üzere gizlendiği inanışının yayılmasıdır. Hangile- · rinin hakikat, hangilerinin insan kurgusu olduğu yönünde spekülasyona girmeksizin Hz. lsa’nın göğe çekilişi, Şiilerdeki kayıp imam inanışı, kayıp şehir Atlantis’in ahir zamanda yeıyüzüne çıkacağı inanışı, Beni lsrail’in on kayıp kavminin Mesih geldiğinde ortaya çıkacağı inanışı ve daha birçok “gitmedi-gelecek” şeklinde ifade edilen dogmalan bu sınıfa koyabiliriz. Ahd-i Atik Sandukası‘nın hikayesi bu inanışlar arasında tarihi seyri en iyi takip edilebilenlerden biridir. 16 • Ahid Sandığı İbraniler Mısır’ dan çıkışlarından önce bir millet olarak yaşama deneyimleri hiç oluşmadığı ve on iki kavimin işlerini düzenleyecek belli kanunlara sahip olmadıklan için, bağımsız ve kendilerine yeter yaşamaya alışkın değildiler. O nedenle putperest bir yönetim altında geçirdikleri tutsaklık döneminden, teokratik bir yapının egemen olacağı yeni bir düzene geçiş aşamalarında, toplumlarına yön verecek belli bir temel yapıya ve kanunlar dizisine ihtiyaç duymakta idiler. lsrailoğulları her ne kadar yeni bir millet yapısı oluşturmaya çalışsalar da, yeni yaşam tarzlarında, inançlarının oluşumunda 430 yıll kaldıkları köklü Mısır kültür ve medeniyetinin izlerini de devam ettirmişlerdir.2 Buna en bariz örnek, kökleri Mısır’a kadar ulaşan Sandık kültürüdür.

Ahid Sandığı lsrailoğulları‘na has bir obje olarak görünse de aslında Sandığın benzerlerine Grek ve Mısır kültürlerinde de şahid oluyoruz.3 Eski Mısırlılar’ın da seyyar tapınak gibi telakki olunan bir mukaddes kayıkları vardı. Mısırlılar bunlarda litürjik eserleri muhafaza ederlerdi. Resmi günlerde Mısır tannsı bu kayığa bindirilerek törenle Nil’in bir kıyısından öbür kıyısına götürülür ve bu büyük törenlere neden olurdu. lsrailoğulları Ahid Sandığını kendi inançlarına uygun olarak kullansalar da bu geleneği Mısır’daki bu törenlerin bir devamı olarak görenler de olmuştur.4 lsrailoğullan Mısır’dan çıkışlarının üçünçü ayının birinde Sina Çölü‘ne gelerek orada bulunan Sina Dağı‘nın eteklerinde konaklarlar. 5 Burada lsrailoğullan için son derece önemli olan Tann’yla ahitleşme olayı gerçekleşir. Ahd-i ı�tik’e göre Musa burada üç defa Tann’yla buluşur.6 Birinci buluşmada On Emir7 ve bazı dini hükümleriS alarak kavmine bildirir ve kavmi bunları kabul eder.9 Tann Musa’yı şeriati yazması için tekrar Sina Dağı‘na çağınr.ıo Musa burada kırk gün kırk geceıı kaldıktan sonra Tann’nın eliyle yazılmış on emri içeren iki taş levhayı alarak aşağı iner. Kavminin yanına gelince onları kardeşi Harun’la birlikte altından yaptıkları buzağıya tapınırken bulmuş, öfkesinden elindeki levhaAhid Sandığı • 1 7 lan yere atarak dağın eteğinde onları kırmıştır.12 Tanrı kavmini cezalandırmış ve Musa onları affetmesi için Rab Y ehova’ya yalvarmıştır.13 Bu olay lsrailoğullan’nın hfila pagan dinlerinin etkisi altında olduğunun bir işaretiydi. Aynı zamanda Sina Dağı‘nda verilen on emir İsrailoğullan’nın o zamanki ahlak durumunu yansıtmakla beraber, Musa’nın ne kadar müşkül bir işe girmiş olduğunu da göstermektedir.

14 Bu altın buzağı olayından sonra Rab Y ehova Musa’ya evvelkiler gibi iki taş levha hazırlamasını ve tekrar Sina Dağı‘na gelmesini emretmiştir. Musa da hazırlığını yaparak Sina’ya çıkmış hiçbir şey yemeden içmeden kırk gün kırk gece kaldıktan sonra Tanrı, Yahudiliğin temel ilkelerini oluşturan on emiri iki levhaya yazılmış halde Musa’ya verir. Bu levhalarda, tek tanrıcılığın temel ilkeleri ile genel ahlak ilkeleri yer almaktaydı.15 Böylece On emir, lsrailoğullan’nın din ile ahlakını birleştiren bir anayasa yapısına sahip ilk yapıtlanydı.16 On emir getirdiği yükümlülüklerle, sürü halindeki lsrailoğullan’nı bir disiplin altına almaya yetecek maddeler ihtiva ediyordu. Birden dörde kadar Tanrı ile insan arasındaki ilişkileri, beşinci kural, kişinin aile ile ilişkisini, altıdan ona kadarki kurallar da, insanın toplum ile ilişkisini düzenlemekteydi.17 Bütün bu kurallar İsrailoğullan’nın ahlaki, politik ve sosyal hayatının tüm alanlarını düzenlemeye yetiyordu.18 On emir Tanrı Y ahweh ile İsrail oğullan arasında Hz. Musa aracılığıyla yapılan ahdin, lsrailoğullan tarafından yerine getirilecek bölümünü sembolize ediyordu. Buna mukabil, Tanrı Y ahweh de bu emirlerini yerine getiren Yahudileri, kendine millet olarak seçecek, onların Tanrısı olacak ve onları diğer milletlerden üstün ve semereli kılacak, bal ve şerbet akan Kenan Diyarı‘nı onlara miras olarak verecekti.19 Eski Ahit’in Tevrat bölümünde iki defa anlatılmış olan sandık, kapağının üzerinde bulunan iki adet kerubim (melekler) heykeli haricinde hiçbir olağan dışılık içermiyordu Sina Da18 • Ahid Sandığı ğı‘nın eteklerinde içine, üzerlerinde Rabbin kalemiyle yazılmış Tora (Kanun, Tevrat)‘nın bulunduğu taş levhalar konulduğunda20 3000 yıllık Yahudilik geleneğinin merkezi öğesi haline geldi. Sanduka bir yandan Rabbin Sina Dağı‘nda israiloğulları ile yaptığı ahdin fizik şahitliğini yapıyor, diğer yandan da Rabbin yardım ve merhametini celp ediyordu. Çünkü her ne kadar sandık levhaların muhafazası için yapılmışsa da zamanla Israiloğulları arasında ilahi varlığın Sandığın içinde meskun inancı hakim olmaya başladı.21 İbranice’de sandık “Tebah” ve “Aron” kelimeleriyle ifade edilmektedir. Her iki kelimenin de manası, “kutu-sandık” veya “banka-sandık” tır.

22 Ahid Sandığı şeklinde bir tamlama olarak İbraranice’de “Aron ha Berit”23 veya “Aron ha Kodeş“24 olarak bilinir. Sandık sözcüğü çeşitli ibarelerle değişik ve sayısız isimlerle de kullanılmıştır. Mesela “Yahweh’in Sandığı, “Yehova’nın Sandı ğı”,25 “Dünyanın Rabbi Yehova’nın Sandığı,26 “Rab Yehova’nın Sandığı,27 “Allah’ın Sandığı“28 “Allah’ımız Yahweeh’in Sandığı“29, Israil’in Allah’ı‘nın Sandığı“30 “Kutsal Sandık.“31 En önemlisi Sandığın dini ve tarihi önemini ima eden terimlerdir. Mesela; Levhaları muhafaza etmesi hasebiyle “Aron ha-Edut” (Şehadet Sandı ğı),32 “Aron ha-Berit” (Ahid Sandığı),33 Aron Berit ha-Şem”(Yahvweh’in Ahit Sandığı)34 “Allah’ın Ahid Sandığı”,35 “Bütün Dünyanın Rabbinin Ahid Sandığı”,36 gibi değişik isimlerle anılmaktadır. 37 1. 1.2. Ahid Sandığının Yapılma Emri Sandığın kaynağı hakkında çeşitli görüşler olsa da,38 Sandı ğın kesin olarak Musa zamanında yapıldığına dair refaranslar bulunmaktadır. 39 lsrailoğulları Mısır’dan çıkışlarının üçüncü ayında Sina Çölü‘ne varırlar ve orada Sina Dağı‘nın karşısında konaklarlar. Daha sonra Musa Tann’yla buluşmak üzere Sina Dağı‘na çıkar.40 Musa birinci çıkışında Tann Yahwe’den bazı nasihatler alarak halkının Ahid Sandığı • 19 yanına döner.41 Bu görüşmeden üç gün sonra Musa tekrar Sina Dağı‘na çıkar ve kırk gün kırk gece orada kalır ve Tanrı‘nın bazı lütuflarına mazhar olur. Musa bu ikinci Sina tecrübesinde on emirin yazılı olduğu iki truş tableti42 ve bunun dışında da Ahid Sandı ğı ve toplanma çadırının yapımı ile ilgili bazı hükümler de almıştır. 43 Böylece Tanrı Yahwe, Sina Dağı‘nda Musa’ya levhaların koyulacağı bir sandık yapılmasını bizzat kendisi emreder: “Ve akasya ağacından bir sandık yapacaklar, uzunluğu iki buçuk arşın ve eni bir buçuk arşın ve yüksekliği bir buçuk arşın olacak.

… ve sana vereceğim şehadeti Sandığın içine koyacaksın.“44 “O Vakit Rab bana dedi: Kendin için evvelkiler gibi iki truş levha yont, ve dağa yanıma çık, ve kendin için ağaçtan bir sandık yap. Ve parçaladı ğın evvelki levhalar üzerinde olan sözleri bu levhalar üzeıine yazacağım ve onları sandığa koyacaksın. Ve akasya ağacından sandık yaptım.“45 Böylece Musa Yahve’nin emri gereği on emrin yazılı olduğu iki truş levhayı koymak için akasya ağacından bir sandık yaprmş ve on emirin yazılı olduğu iki truş tableti Sandığın içine koymuştur.46 1.1.3. Ahid Sandığının Planı Kitabı mukaddese göre Ahid Sandığının şekli ve ölçüleri Sina Dağı‘nda bizzat Tanrı tarafından bildirilmiştir:47 “Ve akasya ağacından bir sandık yapacaklar; uzunluğu iki buçuk arşın ve eni bir buçuk arşın ve yüksekliği bir buçuk arşın olacak Ve onu halis altınla kaplıyacaksın, onu içinden ve dışından kaplıyacaksın, ve onun üzerinde etrafına altın pervaz yapacaksın. Ve onun için dört altın halka dökeceksin ve onları dört ayağına takacaksın, ve iki halka onun bir yanında ve iki halka öbür yanda olacak.Ve akasya ağacından kollar yapacaksın, ve onları altınla kaplıyacaksın. Ve Sandığı truşımak için kolları Sandığın yanlarındaki halkalara geçireceksin. Kollar Sandığın halkalarında kalacaklar, ondan ayrılma20 • Ahid Sandığı yacaklar.“48 Bu sınklann hiç bir zaman yüzüklerden ayrılmaması bu Sandığın taşınabilir bir tapınak olduğunu gösterir.49 “Ve halis altından bir kefaret örtüsü yapacaksın onun uzunluğu iki buçuk arşın, eni bir buçuk arşın olacak Ve altından iki kerubi yapacaksın, onları dövmeci işi olarak kefaret örtüsünün iki ucunda yapacaksın.

Ve bir uçta bir kerubi diğer uçta bir kerubi yap, iki ucunda kerubileri kefaret örtüsü ile bir parça olarak yapacaksınız. Ve kerubiler, yüzleri birbirine karşı, kanatlan ile kefaret örtüsünü örterek, kanatlarını yukarı doğru açacaklar; kerubilerin yüzleri kefaret örtüsüne doğru olacaklar. Ve kefaret örtüsünü Sandığın üstü üzerine koyacaksın ve sana vereceğim şahadeti Sandığın içine koyacaksın. “50 Ahid Sandığının kapağı, merhamet sandelyesi ya da Tann’nın tahtı (Mercy Seat) olarak adlandırılırdı. Ve tek parça som altından yapılmıştı ve sandığa tam oturacak şekildeydi. Böylece ta şıma sırasında merhamet sandalyesi kaymadan taşınıyordu.5ı Söz konusu merhamet sandelyesinin her bir ucunda saf “dövülmüş” altından yapılma melekler bulunmaktaydı. Bu melekler, yüzleri merhamet sandalyesine doğru gelecek şekilde ve kanatlan da merhamet sandalyesini kaplayacak biçimde52 ve ona selam verir gibi dururlardıf>3 Kanatlan açılmış iki altın kerubi aynı zamanda İsrailoğullan’na tanrısal varlığın ortalarında hazır bulunduğunu anımsatırdı. 54 1.1.4. Ahid Sandığının Yapıldığı Maddeler “Ve akasya ağacından bir sandık yapacaklar. “55 Bu emir doğrultusunda sandık akasya ağacından yapılmıştır. Fakat sandık akasya ağacından yapılmasına rağmen, içi ve dışı pervazları taşınması için dört halkası emir· gereği altınla kaplatılmıştır. “Ve onu halis altınla kaplayacaksın onu içinden ve dışından kaplıyacaksın ve onun üzerinde etrafına altı.

1 pervaz yapacaksın. Ve onun için dört altın halka dökeceksin …. ve akasya ağacında kollar yapacakAhid Sandığı • 2 1 sın ve onları altınla kaplayacaksın.56 Aynca Sandığın kapağı ve üzerine tasvir edilecek kerubiler de saf altından yapılmıştır.57 1.1.5. Ahid Sandığını Yapan Ustalar Tann Ahid Sandığının yapımı için “Allah’ın gölgesınae, ışı ğın oğlu”58 anlamına gelen Zanaatkar Bezalel’i görevlendirmiştir. 59 Bir midraşa (Tefsir) göre Bezalel bu işle görevlendirildiğinde henüz on iki yaşında idi. Fakat Tann’nın ilhamıyla bu işi yapma kabiliyetini kazanmıştır. 00 “Ve Rab Musa’ ya söyleyip dedi: Bak Yahuda sıptından, Hur oğlu, Uri oğlu Betsalel’i adı ile çağırdım; onu hikmette, anlayışta, bilgide ve her çeşit sanatta, Allah’ın ruhu ile doldurdum; Ta ki hünerli işleri düşünsün, altında ve gümüşte ve tunçta işlesin, ve kakılacak taşlan oymakla ve ağaç oymakta her çeşit sanatta işlesin. Ve işte ben Dan sıptından Ahisaak oğlu Oholiab’ı onun yanına koydum ve yüreği hikmetli olanların hepsinin yüreğine hikmet koydum, ta ki sana emrettiğim bütün şeyleri, toplanma çadırını, Şehadet Sandığını ve onun üzerinde olan kefaret örtüsünü … sana emrettiğim gibi yapsınlar.“61 Zanaatkar Bezalel Tann’nın emirleri doğrultusunda Ahid Sandığını yapmıştır. “Ve Betsalel Sandığı akasya ağacından yaptı, uzunluğu iki buçuk arşın ve eni bir buçuk arşın ve yüksekliği bir buçuk arşın idi.“62 1.

1.6. Muhafaza Edildiği Yerler Ahid Sandığı yapıldığı günden kaybolduğu güne kadar farklı kutsal mekanlarda muhafaza edilmiştir. Çünkü İsrailoğullan’nın mukeddesatının bir timsali olduğundan milletin daima en emin karargahında buludurulmuştur.63 Sandığın ilk muhafaza edildiği yer, Musa’ya ikinci Sina tecrübesinde hem şeklini hem de maddelerini bizzat Tann’nın bildirdi ği çadır mabeddir.64 “Ve aralarında oturayım diye benim için mak22 • Ahid Sandığı dis yapsınlar. Meskenin örneğine ve bütün takımların örneğine, sana göstermekte olduğum her şeye göre yapacaksın”.65 “Bak ve dağda sana gösterilen örneklerine göre yap”66 Israiloğulları Yahve’nin bu isteğini duyduktan sonra çadır mabed için altın, gümüş, bakır, yün, keten, keçi kılı, şitim tahtaları, hayvan derileri hibe ederler.67 Çadırla beraber kutsal eşyaların yapımını da Yehuda kabilesinden Uri’nin oğlu Betsalel ve Dan kabilesinden Ahısamağ’ın oğlu Oholiab Tanrı tarafından görevlendirilmiştir. Bu iki insan her çeşit marifetli sanatta işlemek için Tanrı‘nın ruhu ile doldurulmuş önemli insanlardı. 68 Tanrı Y ahve’nin emirleri doğrultusunda yapılan ve Y ahve’nin kullarıyla burada karşılaştığı ve konuştuğu için burası ‘toplanma çadır‘69 ‘çadır’, çadır mabed -ohel moed-70, cemaat çadırı veya ta şınabilir mabed ya da tapınak gibi anlamlara gelen mesken (İbranice’ de Mishkan) olarak adlandınldı.71 Çadır Mısır’ dan çıkışın ikinci yılın birinci ayın birinci gününde kurulur72. Deri ile kaplı kıymetli bir kumaştan yapılmış olan çadır iki kısımd?n oluşuyordu73. 1-Kutsal Yer: Burası 10 m. uzunlu ğunda, 5 m.

genişliğinde ve 5 m. yüksekliğinde dikdörtgen bir odaydı.74 Burada buhurun yakıldığı mihrap,75 yedi kollu şamdan (menora),76 kutsal altın masa (şulhan) bulunurdu.77 2-Kutsalların Kutsalı: En kutsal yer olarak adlandırılan ikinci ya da iç oda, her bir yanda 10 kübit (5 metre) idi.78 Burası kutsal yerden beş tahta direk üzerine asılmış bir örtü ile ayrılmıştı. 79 Mabedin en kutsal yeri olan bu bölümün üç tarafı altınla kaplanmıştır. Gümüş yuvaların içerisindeki saf altınla kaplı, shittim ahşabından yapılma dört kolonun üzerinde asılı bulunan, altın melek figürleriyle süslü, zengin bir şekilde işlenmiş mavi, mor ve kızıl renkli ince dokunmuş ketenden mamül ‘Peçe’, doğuda bulunan tek girişi tanımlamakta idi.80 Tüm bu muhteşem, dörtgen, harika alanın üzerinde, altın meleklerle zengin bir şekilde bezenmiş mavi, mor ve kızıl bir perde asılıydı. Bu açıklığın içerisinde sadece tek bir eşya ve bunun içindekiler mevcut idi. Buda, şehadeti içeren Ahid Sandığı idi. sı SanAhid Sandığı • 23 dık buraya bizzat Musa tarafından konulmuştur: “Musa meskeni kurdu, ve tabanlarını koydu ve çerçevelerini dikti, ve merteklerini taktı, ve direklerini dikti. Çadırı mesken üzerine gerdi ve çadırın örtüsünü üst taraftan onun üzerine koydu; Rabbin Musa’ya emrettiği gibi yapıldı. Şehadeti alıp Sandığın içine koydu ve kolları sandığa taktı ve kefaret örtüsünü üst taraftan Sandığın üzerine koydu, ve Sandığı meskenin içine getirdi, ve bölme perdesini astı, ve Şehadet Sandığını gizledi. Rabbin Musa’ya emrettiği gibi yapıldı“82 Sandık, Süleyman mabedine yerleştirilene kadar çadır mabedde muhafaza edilmiştir. 83 lsrailoğulları göçebelikten kurtulup yerleşik hayata geçince yeni ibadet yerleri edinmişlerdir.

Bunlardan biri de Saul’ün taç giydiği ‘Taşlarla çevrili avlu’ demek olan Gilgal’dir.84 İsrailoğulları Yeşu önderliğinde Ürdün’ü geçip ilk yerleştikleri bu yere Ürdün’ den hatıra olarak getirdikleri 12 taşı dikerek kutsal bir mekan oluşturmuşlardır. Daha sonrada Sandığı çadır mabetle beraber getirip oraya yerleştirmişlerdir.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir