Ahmet Şerif İzgören – Hıdır Kişisel Gelişiyor

Hava biraz kapalıydı, neredeyse yağmak üzereydi. Hıdır Azgören, 42 yaşında bir devlet memuruydu. Bakanlığa baktığınızda onun kadar düzenli, disiplinli, işini mevzuatına göre yapan başka bir memur göremezdiniz. Beş takım elbisesi her zaman jilet gibi ütülüydü. Hafta içi her gün birisini giyerdi; günleri de belliydi. Dördü koyu renk lacivert ve siyaha yakın renkteyken, tek kahverengi takımını cuma günleri giyerdi. Kıyafetlerinin hepsi markasızdı ve hepsini eniştesi Zinnur Barışık’ın, Barışık Mefruşat mağazasından, maliyet fiyatına taksitle almıştı. Disiplini ve mevzuata hâkimiyeti bakanlıkta herkesçe bilinmesine rağmen, 42 yaşında hâlâ sıradan bir görevdeydi. Oysa devlet mevzuatından hiç anlamayan sürüyle adam, daire başkanı, müsteşar, genel müdür yardımcısı, şef gibi görevlere gelmişlerdi. Aslında bu görevlere gelenler genelde iki-üç yıl görevde kalıyor, sonra hükümet değiştiğinde görevden alınıyor, yeni gelen hükümet yanlıları bu makamları dolduruyordu. Hıdır Azgören’in hiç politik görüşü olmamıştı. Tek bir beklentisi vardı, en azından şef olabilmek. Bir gün eve “Ben şef oldum!” diyerek girmek için yapamayacağı yoktu doğrusu. Bu yüzden dil öğrenmek için çok çaba gösteriyordu. KPDS’ye her sene hazırlanıyor, hep baraja yakın bir puanda kalıyordu.


En son 66 almıştı. Bu sene dört puan daha alırsa gelsin dil tazminatı, gelsin şeflik. Bugüne kadarki tek başarısı, Milliyet Pazarlama’dan dört yıl taksitle aldığı, 91 model beyaz Şahin arabaydı.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir