Sinan Yağmur – Aşkın Gözyaşları #3 Kimya Hatun

Hz. Peygamberimiz için Hz. Fatma ne ise, Hz. Mevlana’nın Fatma’sı da Kimya Hatun’dur. Hz. Mevlana Şemsine yoldaş olması dileğiyle Kimya’yı yolladı. Bu Allah güzelinin işi zordu. Bir taraftan Mevlana Muhammed olan babası ,diğer yanında Şems lakabıyla Muhammed olan mürşidi vardı. Kimya Hatun da biliyordu ki hepsi Hz. Muhammed’e varisti. Ama biri Efendi adıyla varis olmuştu, […]

Sinan Yağmur – Aşkın Gözyaşları #2 Hz. Mevlana

Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları akmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de… Gözyaşı kadar ılık olsun sözlerim. Gözyaşı kadar yanık… Gözyaşı kadar berrak. Aksın gözyaşlarınız! Fırat kadar hoyrat, Nil kadar pak… Yoksa ağlayışınıza bir sebep, söyleyin kuruyan damarlarınıza Mevlâna adına Şems için çağlasın. Gözyaşı rahmettir, rağbettir, sadakattir. Gelin gözyaşlarında tutuşsun yetim yüreklerimiz. Mevlâna’nın bizlere getirdiği ses, […]

Sinan Yağmur – Aşkın Gözyaşları #1 Tebrizli Şems

Şems: Beni bugüne kadar doğru yazmayan kalemlere sesleniyorum! Bugünün kalemleri, sözü kendilerinden önce yaşamış hakiki kalemlerden ödünç almadan yazamıyorlar. Ancak o zaman okunabilir sanıyorlar yazdıklarını. Ay gibi onlar. Kendi ışıkları yok… Güneşleri, (Şems’leri)! Asıl kaynakla ilişkiye girmekten nedense korkuyorlar bu yansıtıcı kalemler. Ya çarpılırsak o ışıktan. Gözlerimiz kamaşırsa. Bugüne kadar bildiğimizi sandığımız her şey doğru […]

Sinan Meydan – El-Cevap

Öncelikle bu kitabın yazarı olarak ben, her türlü yokluğa ve yoksulluğa karşı önce emperyalizmi, sonra bağnazlığı yenerek Türkiye Cumhuriyetini kuran Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla Kurtuluş Savaşı ve Türk Devrimi şehitlerine çok şey borçlu olduğumu düşünüyorum. Bu nedenle uzmanlık alanım olan Cumhuriyet tarihi ve Atatürk konusunda gerçekleri yazmaya ve gerçekleri çarpıtanlara, her kim olursa […]

altKitap – Derleme – O Yaz – 2013 Yazına Kurmaca Bir Katkı

Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan direnişte yaşamını yitirenleri, ruhen ve bedenen yaralananları hiç unutmamak için. ‘O Yaz’ın ilk günlerinde Gezi Parkı’nda başlayan ve ardından tüm Türkiye’ye yayılan özgürlük mücadelesi, belki de Cumhuriyet tarihinin en geniş kapsamlı sivil itaatsizlik eylemlerinden biri. Toplumun, kategorilere ayrılmayı reddederek, kendi rengiyle ve duruşuyla, özgür olmak istediğini haykırdığı anlamlı, […]

altKitap – Derleme – Farkındalık altKitap 2013 Öykü Seçkisi

Okuldan geldiğimde annem ve babam salondaki üçlü koltukta oturuyordu. Bu saatte ikisi de evde olmazdı, şaşırdım. Babam beni görünce ayağa kalktı, “Gel bakalım Arda, annenle beraber seninle konuşmak istiyoruz,” dedi. Yıllardır beklediğim şey oluyordu galiba. İşte, dedim içimden, boşanıyorlar. Bir anda şimşek çaktı kafamda ve kenarda köşede biriktirdiğim hayallerim bir an görünür oldu. İkisinden ayrı […]

Alphonse de Lamartine – Graziella

Ailem beni, kocasının işleri gereği Toskana’ya gitmek zorunda olan bir akrabamıza emanet ettiğinde on sekiz yaşındaydım. Bu yolculuğum, baba ocağından ve sosyal etkinlik olmamasından dolayı ruhumun gençlik tutkularını körelten bu taşra kentlerinin aylaklığından kendimi sıyırmam için bir fırsattı. Doğanın ve hayatın göz kamaştırıcı sahne perdelerinin açılışını görecek olan bir çocuğun tutkusuyla yola çıktım. Çocukluğumdan beri […]

Alphonse Daudet – Pazartesi Öyküleri II

Adam, ayağını sokağa atar atmaz: – Brrr… Bu ne sis! dedi. Hemen yakasını kaldırdı, boyun atkısıyla ağzını kapadı, elleri arka ceplerinde, başını eğerek, ıslık çala çala, dairenin yolunututtu. Gerçekten ortalığı öyle bir sis basmıştı ki, sokaklarda pek belli olmuyordu. Büyük kentlerin göbeğinde sis, kardan çok kalmaz. Sisi çatılar parçalar, duvarlar emer. Kapılar açıldıkça evlere girip […]

Alphonse Daudet – Pazartesi Öyküleri I

O sabah okula pek geç kalmıştım, azarlanacağım diye de ödüm kopuyordu. Çünkü M.Hamel bizi participe’lerden sözlüye çekeceğini söylemişti. Ben bu konunun daha ilk sözcüğünü bile bilmiyordum. Bir an, okulu asıp dağ tepe dolaşmak aklıma esti. Hava da öyle sıcak, öyle açıktı ki! Ormanın bitiminde karatavukların ötüştüğü duyuluyordu, bıçkıevinin arkasındakiRippert çayından eğitim yapan Prusyalıların sesi geliyordu. […]

Alphonse Daudet – Değirmenimden Mektuplar

Fin-de-siècle (yüzyıl sonu) edebiyatına daha önceki önsözlerimizde yeri geldikçe değinmiştik. 1888’de ilk defa Micard’ın Jouvenot ve Cohen adlı oyununda kullanılan bu tanım, aslında çok daha önce şatafatlı, debdebeli, süslü, gözalıcı olanı tanımlayan estetik bir kavramdı; Baudelaire’den[*1] sonra dekadans (yozluk, çürümüşlük) kavramını salt politik bir kategori olmaktan çıkartıp farklı anlamlarda kullanmış olan edebiyatçılar, kendilerini seve seve […]

Alper Görmüş – İmaj ve Hakikat

2003-2005 ARASINDA TÜRK SİLAHLI Kuvvetleri’nde Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapan Oramiral Özden Örnek’in binlerce sayfadan oluşan “anılar”ı genel yayın yönetmeni olduğum Nokta dergisine 2007 Şubat’ının ilk haftasında ulaştı. İlk satırları Örnek’in askeri lise yıllarına (1957) uzanan ve binlerce sayfadan oluşan bu çok parçalı metni “hızlı okuma tekniği”yle gözden geçirdiğimde, bunların dergiye hangi yönüyle yansıtılması […]

Alper Canıgüz – Tatlı Rüyalar

Zeki Müren’in Zeki Müren rolünde olduğu filmlerde canlandırdığı karakterlerin gerçek Zeki Müren ile ilgisi ne kadarsa, bu kitapta sözü edilen kişi ve olayların gerçekle ilgisi o kadardır. HAYATIMI SATIYORUM! 25 yaşında, iyi eğitimli, iki yabancı dil bilen sağlıklı genç, geri kalanını temin edebilmek amacıyla hayatının bir bölümünü satıyor. İlgilenenler aşağıdaki telefon numarasına başvurarak randevu alabilir […]

Alper Canıgüz – Oğullar ve Rencide Ruhlar

Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar. Ben Alper Kamu, birkaç ay önce beş yaşına bastım. Doğum günüm yaklaşırken vaktimin büyük kısmını pencerenin önünde, dışarıdaki insanları izleyerek geçiriyordum. Hızlanarak, yavaşlayarak, türlü sesler çıkararak ve bir yerlere bakarak yaşayıp gidiyorlardı. Bir gün onlardan biri haline geleceğimi düşünmek beni hasta ediyordu. Ne yazık ki bundan […]

Alper Canıgüz – Gizliajans

Borges ile Kemalettin Tuğcu’nun aynı kişi olduğunu öğrendiğimde, hayatta bundan daha korkunç bir gerçekle karşılaşamayacağımı düşünmüştüm. Heyhat, ne kadar da yanılmışım. Dünyanın şahsıma karşı kurulmuş bir komplo olduğuna dair inancımın en güçlü dönemleriydi. İşsizdim, güçsüzdüm, çok fazla içki tüketiyordum ve galiba yapayalnızdım. Yine de birileri vardı tabii hâlâ. Mesela Şaban. O vardı. İlk önce asker […]

Alper Canıgüz – Alper Kamu Cehennem Çiçeği

Bilirsiniz, insanlar doğar, ölür ve sonra büyür. Ben de beş yaşımın baharında, payıma düşen ölümlerden nasiplenerekten yaşayıp gitmekteydim işte. Aylardan hep kasım, günlerden hep perşembe olan ve saatin hep öğleden sonra üçü gösterdiği kasvetli dünyamda, yemek masasının altına büzüşmüş harakiri yapmanın inceliklerine dair resimli bir kitabın sayfalarını çevirirken, sevgili validem her zamanki gibi çamaşır yıkıyor […]

Alpay Kabacalı – Kültürümüzden İnsan Adaları

Bu kitap, geniş ölçüde 21 Kasım 1988-22 Ekim 1990 arasında Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan portre-röportajlardan oluşuyor. Edebiyattan resim ve heykele, seramiğe, tiyatroya, felsefeye, müziğe, toplum bilimlerine, hatta matematiğe uzanan çok geniş bir alanda kültür ve sanatımıza katkıda bulunmuş bu kişiler, doğum tarihlerine göre sıralandı: 1902 doğumlu Orhan Şaik Gökyay’dan 1930 doğumlulara… En gençleri bugün 65 yaşında […]