Arthur C. Clarke – Safak Projesi

PİLOT, «Uzaya ilk çıkışın mı?» diye sordu ve öne-arkaya sallanan koltuğuna tembelce yaslandı. Yanındaki yolcuyu umursamazcasına ellerini ensesinde kenetledi. — Evet, dedi Martin Gibson. Bunu söylerken gözlerini bir an olsun kronometreden ayırmamıştı. — Ben de öyle düşünmüştüm. Çünkü yazdığın öykülerde anlattıklarının pek doğru olduğu söylenemez, ivme nedeniyle insanların bayılması gibi saçmalıklar örneğin. Böyle saçma sapan şeylere ne gerek var? Bunu yapmak zorunda mısın?. — Özür dilerim ama, herhalde ilk yazdığım öykülerden söz ediyorsun. O zamanlar uzay yolculukları henüz başlamamıştı ki. Ben onları yazarken yalnızca hayâl gücümü kullandım. Başvurabileceğim hiç bir veri yoktu. — Olabilir, dedi pilot isteksizce. Bu sırada makinelerle hiç ilgilenmiyordu. Oysa kalkışa iki dakika kadar bir zaman kalmıştı.


«Bu konuda pek çok şeyler yazan biri olarak bu yolculuk size sanırım, çok eğlenceli gelecek.» diye söylendi. Gibson o an içinde bulunduğu durumu tanımlayabilecek sıfatı bulmakta güçlük çekiyordu. Onun düzinelerle öykü kahramanları, sonsuza gitmek üzere ayarlanmış roketlerde kalkışı beklerlerken, kronometrenin saniye ibresini büyük bir heyecanla izlemişlerdi. Ve şimdi -uzun bir bekleyişten sonrahayalleri gerçek olmak üzereydi. Doksan saniye gibi kısa bir süre sonra onun yeni geleceği başlıyordu. Evet çok garipti. Kaderin kaçınılmaz sonucu olarak adalet yerini bulmuştu.,

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir