Frank Herbert – Dune #5 Dunenin Kafirleri

… kitabın başarısı ya da başarısızlığıyla ilgili hiçbir düşünce yoktu kafamda. Yazmayı düşünüyordum sadece. Altı yıllık bir araştırmadan sonra öyküyü toparlamak için oturdum; bir sürü konu katmanını plânladığım şeklide iç içe dokuyabilmem için, daha önce hiç yaşamadığım derecede yoğunlaşmam gerekiyordu. Mesih mitini irdeleyen bir öykü olacaktı bu. Bu öyküde, insanların işgal ettiği gezegeni bir enerji makinesi gibi gören yeni bir bakışın yaratılışı olacaktı. Siyasetin ve ekonominin birbirine bağlı işlevlerine giriş olacaktı. Kesin tahminde bulunmanın ve bunun yaratacağı tuzakların sınavından geçiş olacaktı. Bu kitapta bir “her şeyin farkında olma” ilacını bulmak ve böyle bir şeye bağımlı olunursa neler olacağını görmek olacaktı. İçme suyu, petrolün ve her gün kıtlaşan suyun bir analogu olacaktı. Bu hem ekolojik bir roman olmalı hem de insanlarla ve onların insan değerleri hakkındaki insanca düşünceleriyle ilgili bir öykü anlatmalıydı ve bu katmanların her birini kitabın her aşamasında gözetmeliydim. Bunlardan daha fazla bir düşünceye yer yoktu kafamda. İlk kitabın ilk baskısının ardından, yayıncıların raporları çok yavaş geldi ve geldiğinde de doğruluktan uzaktı. Eleştirmenler kitabın iler tutar yerini bırakmadılar. On ikiden fazla yay ıncı bu kitabı baştan reddetti. Reklamı yoktu.


Ama bir şeyler oluyordu yine de. İki yıl sonra, kitapçılar ve okurların kitabı bulamadıkları yönündeki şikâyetleri karşısında zor durumda kaldım. Bütün Dünya Katalog’u kitabı övdü. Yeni bir kült mü yarattığımı soran telefonlar alıyordum insanlardan. Yanıt: “Vallahi hayır! ” Anlatmak istediğim şey, başarının yavaş yavaş farkına varılmasıdır. İlk üç Dune kitabı bittiğinde bunun popüler bir kitapbana dendiğine göre, dünya çapında satılan on milyon baskıyla yayın tarihinin en popüler kitaplarından biri olduğundan pek kuşku kalmamıştı artık. Şimdi insanların en çok sorduğuysa “Bu başarı sizce neyi gösteriyor? ” sorusu. Bu beni şaşırtıyor. Ba şarısız olacağımı da beklemiyordum gerçi. Ama bu bir işti ve ben de yaptım. “Dune Mesihi’yle “Dune’un Çocuklarının bazı bölümleri Dune bitmeden önce yazılmıştı. Yazarken daha da geliştiler, ama esas öykü de ğişmedi. Ben bir yazardım ve yazıyordum. Başarı, yazmaya daha çok zaman ayırabileceğim anlamına geliyordu sadece. Dönüp de bu kitaba baktığımda, içgüdülerimle davranıp doğru bir şey ürettiğimi görüyorum.

Başarı için yazılmaz. Böyle bir tavır sizin dikkatinizin bir bölümünü çekip yazma işleminden uzaklaştırır. Gerçek anlamda yazmak istiyorsanız yapacağınız tek bir şey var: Yazmak. Sizinle okuyucu arasında, yazılı olmayan bir sözleşme vardır. Birisi kitapç ıya gider de zorlukla kazandığı parasını (yani enerjisini) sizin kitabınız için verirse, o kişiye, onun hoşça vakit geçirmesini sağlamak için verebileceğiniz her şeyi vermekle yükümlüsünüzdür. Gerçekten de, başından beri benim amacım hep buydu.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir