Eric Ambler – İzmirli Dimitrios’a Bir Tabut

CHARLES LATİMER, İngiltere’de siyasalekonomi profesörü göreviyle çalışırken, otuz beş yaşına vardığında, bir yığın ders notundan başka, üç tane de kitap yazmıştı, Rosenberg’in Nasyonal-Sosyalist fikirleriyle dolu bir kitabı incelerken, sıkıntı çökmüştü üstüne. Bu sıkıntıyı dağıtabilmek için bir polis romanı yazdı. «Kanlı Kürek» yayınlandıktan kısa bir süre sonra büyük başarı kazandı. Bunu «Bir De Ve Uç» ile «KaƟlin Kolları» adlı romanları izledi. Birçok profesör boş zamanlarında polis romanı yazar. Fakat LaƟmer, bu işten kazanç sağlamayı başaran seyrek kişilerden biri oluverdi. Üniversite yöneƟcileriyle zaten pek iyi değildi arası. Günün birinde akademik çevreden büsbütün vazgeçerek, bastı istifayı ve yeni romanım tamamlamak üzere geziye çıktı. Türkiye’ye geldiğinde alƨncı kitabını da biƟrmişƟ. Daha önce bir yıl kadar Yunanistan’da kalmış, iyice dinlenmiş, sonra da bir dostunun övgüsü üzerine İstanbul’un yolunu tutmuştu. «Dimitrios» denilen müthiş adı, ilk olarak İstanbul’da Albay Hakkı’dan işitti. İstanbul’a vardığında Bayan Chavez’den bir çağrı mektubu aldı. Boğaziçi’nde, kadının köşkünde verilecek dört günlük bir partiye çağrılıyordu.


Bayan Chavez, çok zengin bir ArjanƟnli tüccardan boşanmışƨ. Bu sayede eline geçen parayla Boğaz’da saƨn aldığı şahane köşkte oturuyordu. Köşkün bulunduğu yüksek tepeye çıkmak LaƟmer’i çok yorduğu halde, göz kamaşƨran nefis Boğaz görüntüsü her şeyi unuƩurdu. LaƟmer, içki faslına pek yüz vermeden terasa kurulup, doğanın güzelliklerini seyretmeye koyuldu. Öteki konuklar, Marsilyalı bir karı-koca, üç İtalyan, iki Türk deniz subayı ile eşlerini ve sevgililerini de birlikte geƟrmiş olan İstanbullu birkaç işadamıydı. Hepsi de durmadan Hanımefendinin özel içkilerinden içip dans ediyorlardı. LaƟmer, parƟnin son günü terasta sessizlik içinde otururken, aşağı yoldan köşke doğru büyük bir otomobilin geldiğini gördü. Otomobil köşkün kapısına varmca, uzun boylu, atleƟk yapılı, kır saçlı bir adam, şoförün kapıyı açmasına fırsat vermeden dışarı atladı. Dar alnı, inceuzun burnu, keskin dudakları ile yırƨcı bir kuşa benziyordu yeni gelen. Elli yaşlarında vardı, iyi dikilmiş bir subay elbisesi ve parlak çizmeler giymişti. Albay Hakkı, kibar davranışlarıyla parƟdekileri hemen etkilemişƟ. Erkekleri selâmlarken topuklarını vuruyor, kadınların ellerini öperek ilƟfat ediyor, bir yandan da Bayan Chavez’in konukseverliğini övüyordu. Albayın, topluluklarla kaynaşma yeteneğini ilgiyle seyreden LaƟmer, tanışƨrılma sırası kendisine geldiği anda büsbütün şaşırıp kaldı. Albay, sağ eliyle LaƟmer’le tokalaşırken, sol eliyle de omzuna vuruyor: — Sizinle tanıştığıma çok sevindim, dostum, diyordu. Bayan Chavez açıkladı: — Sayın Albay İngilizceyi çok güzel konuşur. Albay: — Eh işte, birkaç kelime., diye alçak gönüllülükle ekledi.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir