George Orwell – Daralma

Bu düşünce aklıma yeni takma dişlerimi aldığım gün geldi aslında. O sabahı gayet iyi hatırlıyorum. Sekize çeyrek kala gibi kalkarak çocuklardan önce kendimi banyoya attım. Göğün kirli sarı boz bir renk aldığı, o berbat ocak sabahlarıdan biriydi. Banyonun küçük penceresinden aşağı bakıldığında, arka bahçe dediğimiz -eğer buna bahçe denilebilirse- etrafı kurtbağrı çitle çevrili, on yardaya 1(914 metreye eşit uzunluk ölçüsü, (ç.n.)) beş yarda, ortası kelleşmiş çim bir alan görünüyordu. Ellesmere Sokağı’ndaki tüm evlerin aynı kurtbağrı çit ve çimenlikten oluşan arka bahçeleri vardır. Bunların arasındaki tek fark, çocuksuz evlerde ortadaki kelleşmiş alanın olmayışıdır. Küvet suyla dolarken körelmiş bir jiletle tıraş olmaya çalışıyordum. Yüzüm aynadan bana bakıyordu; altta, lavabonun üzerindeki küçük rafta, bir su bardağı içinde duran, bu yüze uygun takma dişler de. Bunlar Warner , in -kendisi dişçim olur- yenisi yapılana kadar bana verdiği geçici dişlerdi. Aslında suratım o kadar da fena değildir. Hani şu kırmızı suratlardan; donuk sarı saçlar, çipil mavi gözler. Saçlarım ağarmadığı gibi dökülmedi de -Tanrı’ya şükür- ve muhtemelen şu yeni dişleri taktığımda gerçek yaşımdan -ki kırk beş yaşındayım- daha genç göstereceğim.


Yeni bir jilet almam gerektiğini kafama yazarak banyoya girdim ve sabunlanmaya başladım. Önce kollarımı sabunladım, kısa, kalın ve çilli kollarımı; daha sonra sırtımı yıkadım ve normalde ulaşamadığım kürek kemiklerimi sabunlamak üzere uzun saplı fırçayı aldım. Bu çok sinir bozucu, fakat bu aralar vücudumda ulaşamadığım bazı bölgeler var! Gerçek şu ki, biraz kilolu sayılırım… Doksan kiloyu azıcık geçiyorum ve en son ölçüldüğümde bel çevrem 122 veya 124 santim kadardı, yanlış hatırlamıyorsam. Yok, aşırı şişmanlardan değilim, hani o göbeği dizlerine inenlerden. Biraz iri yapılıyım, hepsi bu; yani biraz, hani varil tip derler ya, öyle. Hani şişman, sevimli, hareketli tipler vardır, partilerin gözbebeğidirler, işte onlardan. “Şişko” derler bana, Şişko Bowling; esas adım ise George Bowling’dir. Fakat o anda kendimi hiç de partinin gözbebeği gibi hissetmiyordum. Aniden, bugünlerde sabahları ne kadar keyifsiz olduğumun farkına vardım, oysa uykumu alıyordum, iştahım da yerindeydi. Aslında bunun sebebini biliyordum: şu lanet olası takma dişler. Kaptaki suyun içinde daha da irileşmiş gözüken ve bana sanki bir kafatasından sırıtıyormuş gibi sırıtan dişler. Sanki ekşi bir elmayı ısırmışsınız da, diş etleriniz çekilmiş gibi bir duyguydu. Ayrıca, ne derseniz deyin, eğer takma diş aşamasına geldiyseniz, kendinize bir Hollywood şeyhi olduğunuz esprisini artık yapamazsınız. Ben de hem şişmandım, hem de kırk beş yaşında. Bacak aralarımı sabunlamak üzere ayağa kalktığımda kendime tekrar bakmak zorunda kaldım.

Şişman adamların ayaklarını göremedikleri palavradır, ama şöyle bir gerçek var ki, ben ayağa kalktığımda benimkilerin ancak ön kısımlarını görebiliyorum. Göbeğimi sabunlarken artık hiçbir kadının dönüp de bana bakmayacağını düşündüm -karşılığında para alanlar hariç. Aslında o anda herhangi bir kadının dönüp bana bakmasını özellikle istiyor da değildim.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir