Şiirin çevrilmez olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu da şiirin hemen hemen kendisi demek olan biçiminden gelir. Biçimse, gerçekten, çevrilir §ey değildir. Nedeni de, biçimin sait onun yaratıcısı olan ozana özgü olmasıdır. Böyle bir şiir, kendi ilkelerini kendi getirdiği için, kendi dışına aktarılamaz. Aktarılan, çoğun, anlamdır. Anlamsa şiiri açmtya, özünü ortaya koymaya yarar. Şiirin yapısına bir şey eklemez. Kısaca, yapıcı bir öğe değildir. öte yandan, anlam bir şiiri çevirirken tutulacak ilk doğru yoldur. Hattâ anlama bağlanıldığı ölçüde iyi bir çeviriye gidilir. Anlamdan uzaklaşmak hiçbir çeviriyi başarıya ulaştırmaz. Ama hepsi o kadar. Çünkü anlam, ya^ ratmanın kendisi değildir. Şiir çevirisinde güçlük bunun için doğrudan doğruya bir yapı kurmaya gelip dayanıyor. Şiir çevirisine önce bu gözle bakmak gerekiyor. öyle sanıyorum ki başarılı çeviriye çevirmen, çevirdiği şiirin yapısına yaklaştığı ölçüde ulaşır. Yapabileceği sanırım budur. Genellikle de bu yapılıyor. Buna, Höldernlin’in, Sophokles; Gerard de Nerval’in, Henri Heine; Mallarmğ’nin, Baudelaire’in Edgar Poe çevirileri örnek olarak gösteriliyor. Kimi çevirmenler, ozanlar (Esra Pound, İtdbert LoweU) yapımn çevrîlmezliğinden hareket ederek, aslına yalüaşîk yapıyı kurmaktan da vazgeçerek özü alıp kendi yapılarım koyma yoluna gidiyorlar. Bunun için olacak, çevirilerine kendi şiirleriymiş gibi bakabiliyorlar. Haklan da yok değil, Şiiri yapan anlam değildir çünkü. Ben bu çevirilerde birinci yolu, şiirlerin kendi yapılarına en yaklaşık yapıları koyma yolunu seçtim. Bu bana daha doğru göründü. Bunun için şiirlerin asıllannın da karşılıklı olarak basılmasını isterdim. Bunu okuyucunun karşılaştırmasını sağlamak için olduğu kadar, o şiirlere girme olanağını kazanması için de isterdim. Anlamlan dışında kalanlar için bile, görünsel de olsa, bir yararlığı vardır bunun.
İlhan Berk – Dünya Edebiyatından Aşk Şiirleri
PDF Kitap İndir |