Gülse Birsel – Yolculuk Nereye Kardeşim

Başbakanın davetindeydim, inanır mısınız? Topkapı Sarayı’nda veriliyor Tayyip’in partisi! Ayy, yani George’u da günahım kadar sevmem ama, ne yapayım. Fazla bir şey de söyleyemiyorum. Sonuçta işte böyle davetlerde, partilerde karşılaşıyoruz, yani aynı çevrenin insanı-yıZ- Yüz yüze baktığım adam bir yerde, ilişkileri belli bir medeniyet çerçevesinde tutmak lazım. Nihahahahıhahohoh. Geçtiğimiz hafta arkadaşlarla aramda şöyle tuhaf konuşmalar geçti. -Akşam ne yapıyorsun? Yollar da kapalı. Yürüyerek gidip bir balık mı yesek? -Aa, yok ya, bir arkadaşın partisi var, ona gideceğim. -NATO zirvesinin ortasında parti mi veriyor? Kim bu ya? -Arkadaş değil de, ahbap diyelim. -Biz tanıyor muyuz? -Muhtemelen tanırsınız. Tayyip Erdoğan! Aslında gelenleri de tanırsınız, işte George Bush, Tony Blair, jacques Chi-rac, Condoleezza Rice, Colin Powell falan. Ehihihihehehi. Arkadaşları sinirlendirme festivalim dur durak bilmiyor. Eh, görmemiş gazeteci kırk yılda bir, o da “ve eşi” kontenjanından, başbakanın davetine çağırılırsa, olacağı budur. Uzattıkça uzatıyorum: “Topkapı Sarayı’nda veriliyor parti. Ayy, yani George’u da günahım kadar sevmem ama, ne yapayım.


Fazla bir şey de söyleyemiyorum. Sonuçta işte böyle davetlerde, partilerde karşılaşıyoruz, yani aynı çevrenin insanıyız. Yüz ı0 yüze baktığım adam bir yerde, ilişkileri belli bir medeniyet çerçevesinde tutmak lazım. Nihahahahıhahohoh.” “SAYIN BAŞBAKAN” MI, “TAYYIP BEY” MI? Arkadaşlar, durumu ve bütün esprileri kesinlikle anladıklarını ifade edip, “Tamam biz akşam balık yemeye gidiyoruz, orada sıkılırsanız gelin” deyip, benimle olan dostluklarım tekrar gözden geçirmek için telefonu kapatıyorlar! Evet efendim. NATO zirvesi için Topkapı Sarayı’nda verilen davette ben de vardım. Şimdi, bu önemli toplantıyla ilgili anılarımı ve dünya barışına yaptığım katkıyı okuyacaksınız! “Başbakan daveti” deyince, insan bir durup düşünüyor. Ne giymeli, nasıl oturmalı kalkmalı. Olur da Başbakanla, Cum-hurbaşkanı’yla tanışırsan nasıl hitap etmeli. “Sayın Başbakanım” fazla resmi, azıcık da yalaka mı ne? “Tayyip Bey” desen, o da Başbakan’a değil, apartman yöneticisine hitap eder gibi, hafif laubali. Bırak onu, George Bush gelip sohbet etmek isterse, terbiyesizleşmeden nasıl iki tane laf sokmalı? Hayır zevkle terbiyesizleşilir de, davetliyiz, o da bir yerde misafir, ayıptır. Elbette bütün bunları düşünmek için çok geç, çünkü zarif eşim, yılın en önemli davetine gideceğimizi bana aynı gecenin sabahında haber verdiği için, kıyafetti, saçtı baştı, fazla seçeneğim yok.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir