Amargi dergisini düşündüğümde, aklıma ilk gelen sözcük polemik oluyor. Belki İnternet’in yarattığı şımarık ve küstah iletişim kültürünün oluşumundan çok önceleri yayınlanmış olmasındandır, ben bu polemikleri ve tartışmaları oldukça faydalı ve olumlu bulmuşumdur hep. Ateşli, kimi zaman saldırgan ve ironik ve biraz küstah ve ukala, kimi zaman şevkatli bir ton barındıran bu tartışmalar, bana sorarsanız, bugün dahi sahip olmadığımız bir tartışma kültürüne sahipti. Bu seçkide polemikler yaratan makaleleri okuyabileceğiz. Amargi’nin bana anımsattığı ikinci kavramsa pasifizmdir. Yazarların pasifizm tartışmalarını, geleneksel anarşizmin bile ancak bir iki kitaptan öğrenilebildiği yıllarda sürdürmesi, nostalji yapıyorsam bağışlayın, duygusal bir saygıyla zihnime ve politik birikimime kazıdığım enerjilerdendir. Radikal ve militan pasifizmin anarşizmle ilintilendirilmesi, Amargi sayfalarında kendini belli etmektedir. Bu bir tesadüf değil. Amargi ve ekibinin, o yıllarda ziyadesiyle etkin olan Savaş Karşıtları Derneği ve çevresiyle olan organik bağı, hem kuramsal hem de toplumbilimsel açıdan önemlidir. Gerek o yılların politik gündeminin sıcak çatışmalar ekseninde oluşması, gerek anarşist hareketlerin, bugünün aksine, o reel gündeme müdahale etme hakkını kendilerinde görmesi, Amargi dergisini okurken aklımıza gelen kimi gözlemler. Ayrıca, Amargi, bir otonom tarafından yayınlanan ilk anarşist dergilerdendir. Otonomculuğun zorlukları, aşamaları da bu minvalde, derginin sayfalarından takip edilebilir. Amargi, reel politikaya olan aktif müdahalesi manasında, bana kalırsa, diğer ön-dönem anarşist dergilerden ayrılıyor. Propaganda Yayınları olarak, bu seçkide KaraKızıl Kolektifi’nin redaksiyonundan ve dizgisinden faydalandık. Kapak tasarımımız da yine, İç Mihrak tarafından yapıldı. Propaganda Yayınları olarak, huzurlarınıza, yirminci yaş gününde bir Amargi dergisi seçkisini takdim ediyoruz.
Can Başkent – Türkiye’de Anarşist Düşünce Tarihi -4- Amargi Dergisi Seçkisi
PDF Kitap İndir |