Etiket: Erich Maria Remarque

Erich Maria Remarque – Zafer Abidesi

Kadın, hızlı ve sendeleyen adımlarla yürüyordu. Bununla beraber Ravic, kendisiyle bir hizaya gelinceye kadar onu görememişti. Solgun rengi, çıkık elmacık kemikleri birbirinden ayrık gözlerle, çehresi âdeta, yere düşse paramparça olabilecek sert bir maskeyi andırıyor ve sokak lâmbasından vuran ışık gözlerine donuk, boş bir ifade veriyordu. Kadın o kadar yakınından geçmişti ki, az daha kendisine çarpacaktı. […]

Erich Maria Remarque – Yaşamak Zamanı Ölmek Zamanı

Afrika’dakinden başka türlü kokuyordu Rusya’daki ölüm. Afrika’da da ölüler ağır İngiliz ateşi altında cepheler arasında çoğu kez uzun süre gömülmeden kalmıştı, ama güneş çabuk tutmuştu elini. Geceleri esen rüzgâr, o iç bayıltıcı, leş gibi ve ağır kokuyu da birlikte taşımıştı hep. İçleri gaz dolan ölüler sessiz, tüm umutlarını yitirmiş ve her biri kendi başının çaresine […]

Erich Maria Remarque – Tanrı’nın Gözdesi Yok

Clerfayt arabasını bir benzin istasyonunda durdurdu, kornaya bastı; istasyonun önündeki kar temizlenmişti. Kargalar telefon direklerinin çevresinde çirkin sesler çıkarıyorlardı, arka taraftaki küçük atölyeden çekiç sesleri geliyordu. Ses kesildi, on altı yaşlarında bir çocuk dışarı çıktı, kırmızı bir kazak giymişti, metal çerçeveli gözlüğü vardı. Clerfayt, “Depoyu doldur, ” dedi ve arabadan indi. “Süper mi? ” “Evet. […]

Erich Maria Remarque – Ölesiye Yaşamak

“Şöyle bir kez eski günlerden söz edecek olursam kınamayın beni. Dünya yeniden kıyamet gününün donuk ışığı içine düştü; yeniden kan kokusu duyuluyor. Oysa son yıkımın daha tozları bile uçup gitmiş değil. Laboratuarlar ve fabrikalar bütün dünyayı bir anda havaya uçurabilecek silahları ortaya çıkarmak için yeniden var güçleriyle çalışmaya koyulmuş bulunuyorlar. Bunu da barışı sağlamak için […]

Erich Maria Remarque – Hayat Kıvılcımı

Bir iskeletten farksız 509 numara, kafasını yavaş yavaş kaldırdı ve gözlerini açtı. Bir baygınlık mı geçirdiğini, yoksa uyuya mı kalmış olduğunu kestiremiyordu. Zaten bu iki hal arasında pek fazla fark var denilemezdi; epeydir süren açlık ve yorgunluk onu bu hale sokmuştu. Her iki hal de, yosunlu derinliklere doğru ve suyun üzerine bir daha çıkmak ümidi […]

Erich Maria Remarque – Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok

Bu kitap; ne bir şikayettir, ne de bir itiraf. Harbin yumruğunu yemiş, mermilerinden kurtulmuş olsa bile, tahriplerinden kurtulamamış bir nesli anlatmak isteyen bir deneme, sadece. Cepheden dokuz kilometre gerideyiz. Bizi dün değiştirdiler; şimdi karnımız kuru fasulye ve sığır eti dolu; tok ve memnunuz. Hepimizin aş kablarımızda akşam yemeği de hazır; üstelik çift porsiyon sucuğumuz, ekmeğimiz […]