Aleksandr Sergeyeviç Puşkin – Büyük Petro’nun Arabı

Bu yapıttaki bütün oyunlar bir tür düel o’ya dayalı, Sovyet şair Anna Akhmatova, 1958’de yayımlanan bir yazısında Taştan Konuk’taki özyaşam öğelere dikkati çekmiş. Veba ile kolera koşutluğunu düşünürsek, Puşkin’in bu oyunlarda özyaşamını bolca kul andığını varsayabiliriz. F.F. Seeley, şöyle bir yorum getiriyor. “O dönemde Puşkin —evliliğin eşiğindeyken— bir öcden korkmaktadır: Kendisi o ana kadar Don Juan rolünü üstlenmiştir, ama bundan böyle Don Alvaro rolüne girmek, yani genç ve güzel karısının onurunu, onun deneyimsizliğine ve karşısına çıkabilecek Don Juanlara, karşı savunmak zorundadır. Karısı Natalya, tıpkı Dona Anna gibi, annesinin isteğiyle sevmediği bir erkekle evlenmiştir. “Bu tragedyada kendini cezalandırmaktadır Puşkin.” Gerçek yaşamda yaptığı gibi. Bir öngörü bu, acı bir öngörü, I937’de Çar’ın bir komplosu sonucu, karısının onurunu korumak adına öldürülen Puşkin, bir gün öldürüleceğini mi seziyordu, yoksa düel oda öldürülebilir kişiliklerin — yaşamlarını dürüstlük, cesaret ve ataklığa dayandıranların— yazgılarını paylaşmak mıydı isteği? Shakespeare’in kahramanları gibi farklı “bir tek zaaflarından ötürü tragedyalarına sürüklenen kişiler bulmayacaksınız bu yapıtta. Yazarları gibi onların da tek zaafları ortak: Erdemleri. Mozart’ın “Don Juan” operasını da düşünürsek… Bu acı öngörü çağımıza kadar uzanmıyor mu?

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir