Rauf Mutluay – 100 Soruda Çağdaş Türk Edebiyatı (1908-1972)

«100 Soruda» dizisinde, daha önce, «Türk Edebiyatı», «XIX. Yüzyıl Türk Edebiyatı» ve «Edebiyat Bilgileri» adlı kitaplarını sunduğumuz Rauf Mutluay, 1925’te Eskişehir’de doğmuş, Kütahya’ da başladığı ilk ve orta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesinde bitirerek (1942) Yüksek Öğretmen Okulu’na girmiştir. İstanbul Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümünü tamamladığı yıldan beri (1947), liselerde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışmaktadır (Antalya, Kastamonu, Edirne, İstanbul). / «Çağdaş Türk Edebiyatı», «XIX. Yüzyıl Türk Edebiyatının devamıdır; 1908’den günümüze kadar, «Yüzyılın Başında», «ikinci Meşrutiyet Döneminde», «1885 Kuşağı ve Hececiler», «Yüzyılın Kapısında Doğanlar», «1915 Kuşağı ve Garipçiler», «1930 Kuşağı, Yarına Doğru» başlıklı bölümlerde edebiyatımızın bütün ürünlerini, kişilerini, sorunlarını konu edinen kitap, Rauf Mutluay’ın yıllarca süren sabırlı ve titiz çalışmasının, kişilere ve eserlerine nesnel bakışının yeni ve mükemmel bir örneğidir. «Çağdaş Türk Edebiyatı», bu konuya ilgi duyan herkes için, en geniş ve en sağlam bilgiyi veren bir kaynak kitaptır. Sora 1 : Çağ ve çağdaş sözlerinin bildirdiği kavramlar nelerdir? Çağdaş Türk Edebiyatı’nın zaman sınırları ne olacaktır? • Son yıllarda bütün anlamdaşlarının yerine geçen Türkçe çağ, başlıca şu anlamlara gelir: Zaman parçası (vakit); yaşamın çocukluk, gençlik gibi türlü kısımlarından her biri (yaş); başı ve sonu belli olup bir özellik taşıyan zaman parçası (devir); tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri (kurun); bir şeyin tam gelişme ve verim zamanı. Bu kökten türemiş olan çağcıl (çağa uygun; asri, m odern), çağdaş (1 — aynı çağda olanlardan her biri, hemasır 2 — çağımızda olan, muasır), çağdışı (askerliğe almabilme süresi dışında kalan), çağcıllık (m odernizm), çağdaşlaşmak (muasırlaşmak) sözleri, bin yıl boyunca dilimize giren zaman kavramıyla ilgili bütün yabancı kelimelerin yerine kullanılmaya başlamıştır (Bkz. Türkçe Sözlük, 5. basım 14?; Meydan-Larousss, cilt 3, 117-119; Okyanus – Türkçe Sözlük, cilt 1, 416; Ş. Recai Cin – Kavramlar Dizini, cilt 2, 903-905: zamane, dönem, yüzyıl, asır hemzaman, hemasır, eşinzaman, zamandaş, çağ açm ak…) # Çağdaş kelimesinin, yapıca ona benzeyen başkaları gibi bir kelimeye ortaklık, eşitlik, birlik anlamı katan -da, eş sözünün eklenmesiyle mi (Ç a ğ d a e ş ,; Yolda-[-eş: yoldaş; karında eş: karındaş kardaş; gönüldeş, arkadaş, zamandaş, meslektaş, addaş-adaş, vatandaş, yurttaş, ayaktaş, özdeş anlamdaş, sesteş, dindaş, evdeş…); az işlek bir ek olan -deş, -daş ile mi türetildiği – ikinci yola daha çok inanılmak üzere – tartışmalıdır (Bkz. Tahir Nejat Gencan, Dilbilgisi, 171-172). Yakın günlere kadar hemasır, hemzaman, asri, modern, muasır (Fr. Contemporain; 5 Ing. contemporary) sözleri yaşadığı halde çağdaş şimdi hepsinin yerini almış, herkesçe bilinir, sevilir olmuştur.


Bu kitapta çağdaş, «çağımızda olan» (m uasır); içinde bulunduğumuz yüzyılda geçen anlamlarına gelecektir, isterseniz 20. yy. Türk Edebiyatı da denebilir. Ne var ki bazı toplumsal olaylar o kadar öne geçer ki, bir yüzyılın başlangıç ve bitiş yılları az çok değişebilir. Örneğin çağdaş tarih, öğretimde 1789 Fransız devriminden bugüne kadar gelen dönemi kapsar. Bizim toplumumuz için de yirminci yüzyıl, 1901’de değil, yaşamımızdaki birçok değişimlerin başlangıcı olan II. Meşrutiyet’in ilânıyle, 1908’de gelecektir. • Gerçekten 31 ağustos 1876’da tahta çıkan II. Abdülhamit’- in yönetimi; toplumsal olaylar bakımından «1. Meşrutiyet ve istibdat devirleri» diye adlandırılır (Enver Ziya Karal – Osmanlı Tarihi VIII. cilt); 23 temmuz 1908’deki (10 temmuz 1324) «İlân-ı Hürriyet»i de içine alır. Bu yıllar arasında oluşan Tanzimat ve Servetifünun edebiyatları, toplumsal ortamın ve her şeye egemen olan saray gücünün etkisinde özellikler kazanmıştır. 100 Soruda dizisinin 21. kitabında (19. yy.

Türk Edebiyatı «Tanzimat ve Servetifünun») son soruyu karşılayan satırları olduğu gibi alıyorum : «Bu kitapta 19. yy., 1789-1908 arasındaki toplum ve edebiyat olaylarıyla özetlenmiş; ikinci meşrutiyet sonrasındaki bütün değişik atılımlar, yirminci yüzyılda da yaşamaya devam eden edebiyatçılarımızın o günden sonraki çalışma verimleri, konu dışında bırakılmıştır. Bu bakımdan bazı yargılar eksik ve yetersiz görünecek; bir edebiyatçıyı bütünlüğüyle incelemeye ve ölçmeye alışkın tutumlar, yarım bırakılmış konunun yadırgısmı duyacaklardır. Söz gelimi, yirm inci yüzyıldaki kısacık ömrüne karşın, 1908 sonrasında bambaşka bir Tevfik Fikret vardır. 1908, hem toplum hayatımız, hem edebiyatımızdaki bilinçlenme açısından çok kesin ve değişik bir dönemecin başlangıcını verir. Günümüze, yirm inci yüzyıl edebiyatımızın bütün görünümlerine yansıyan temel görüşler, ülküler, ilkeler… hep o günden başlar. Onun için 1908 sonrasındaki bütün eserler, düşünceler, etkiler, değerler, 100 Soruda dizisi içinde «Çağdaş Türk Edebiyatı» (Yirm inci Yüzyıl) konusunu işliyecek olan çalışmaya bırakılmıştır. Böylece bu kitapta adları geçen, 19. yy. içindeki başlangıç emeklerine bakılan bazı yazarlar; etkilerinin ve değerlerinin yaşaması varsa eğer, yirm inci yüzyıl edebiyatında yeniden ele alınacaklardır. Kitabın, soru ve cevaplarla sunulan özgün yapısı, 6 tarihimizin ve edebiyatımızın kesin değişimi de gözönüne alınarak, böyle bir bölünmeyi gerekli kılmıştır.» (234-235) • Böylece bu kitapta, 1908 sonrasında geçerliği olan bütün edebiyat eserleriyle yaratıcıları konu edinilecek, hangi toplumsal ortam ve değişim içinde geliştikleri izlenecektir. Çağdaş kelimesi her iki anlamıyla yürürlüktedir şimdi: Hem aynı çağda olanlar (hemasır) hem bizim çağımızda bulunanlar (muasır). A yrıca 19.

yy.dan ayrı olarak 20.yy.da edebiyatımızın çağdaşlaşmasını (modernleşmesini) da görebileceğiz.

.

PDF Kitap İndir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir