Mevlâna Celâleddin-i Rumi İslam Ezoterizmi’nin en önemli isimlerinden biridir. Ancak onun bâtıni yönü geniş kitlelerce hiçbir zaman anlaşılamamıştır. Onun bâtıni yönünü anlayabilmek için günümüze kadar gelen eserlerinin üstündeki örtünün kaldırılması şarttır. Aksi takdirde o büyük bâtıni öğretinin sırlarına nüfuz edilemez. Sözlerinin üstü örtülü olduğunu bizzat kendisi de kaleme aldığı eserlerinde özellikle vurgulamıştır. Halka bundan fazla söylemeye imkan yok… Akılların alacağı kadar aşağı mertebeden söylemekteyim. Kendisi bu şekilde davranmış ve müritlerine de yine aynı öğütte bulunmuştur: Mademki duyuyor düşünüyor, seziyorsun… Büyük hakikati bulmak için gönlünü ve idrakini yoracaksın… Duyduklarını ve bulduklarını söyleyeceksin… Sen söyleyemezsen, ruhunun vasıl olduğu sırları, şiirlere, sazlara, sema’lara söyleteceksin… Bütün bunları dahi söylenemeyecek ölçüde büyük sırlara erdiğin zaman ise… İşte o zaman susacaksın! Peygamberler men ediyorlar… Mevlâna gerçeklerin apaçık söylenmemesinin, aslında içinde bulunduğumuz çağın özelliğinden dolayı olduğunu da açıklamıştır. Ben bunu tamamıyla söyleyemiyorum çünkü peygamberler men ediyorlar. Peygamberlerin men ettiğini söylemesi son derece önemli ezoterik bir bilgidir. Gerçeklerin perdelenerek verildiği dinler devrinin karakteristik özelliğini burada dile getirmiştir. Çünkü tufandan sonra başlayan bizim devremiz insanlığı hızlı bir aşağıya iniş sürecinin içine girmiş ve bu süreç içinde kozmik bilgilerden de uzaklaşma kaderiyle başbaşa kalmıştır. Bu dönem içinde bizim devremiz insanlığı apaçık bilgilerle değil, üstü örtülmüş, bohçalanmış bilgilerle yaşamak zorunda kalmıştır. Dinler de bu zaruretten dolayı insanlara üstü örtülü bilgiler aktarmıştır. Aktaracakları ilâhi bilgileri sembollere büründürerek bizlere nakletmişlerdir. “Peygamberler men ediyorlar” demesinin nedeni budur. Zaten tasavvufi çalışmaların ortaya çıkışı da dinlerin bu özelliğinden kaynaklanmış ve yapılan özel çalışmalarla dinlerin aktarmak istedikleri gerçeklere ulaşılmaya çalışılmıştır. Dinlerin insanlara aktardığı sembolik bilgilerin apaçık hâli sadece özel inisiyatik çalışmalarda, bazı mabet ve dergahlarda o çalışmaya katılanlara belli bir disiplin içinde açıklanmıştır. Büyük bir çoğunluk tarafından bu bilgiler hiçbir zaman anlaşılamamıştır. Biz ezoterizmle uğraşanlar bile, bir zamanlar bu dergahlarda yaşanan gizemlerin tamamının ne olduğunu bilmiyoruz. Çünkü tam anlamıyla bu, büyük bir sır perdesi altında buralarda yaşananlar gizli tutulmuştur. Günümüzde hâlâ bu merkezlerde yaşananların neler olabileceği ile ilgili araştırmalar ezoterizmin ışığı altında sürdürülmektedir. İşte bu kitapta da böyle bir yol izlenmiş ve ezoterik bilgilerin ışığında Mevlâna’nın bâtıni yönüne küçük de olsa bir pencere açılmaya gayret edilmiştir. Ne yazık ki, günümüzde Mevlâna’nın bu yönü bilerek ya da bilmeyerek hep göz ardı edilmiş durumdadır. Geleneksel sünni inancının içinde O’nun bâtıni yönü neredeyse yok sayılmış, görmemezlikten gelinmiştir. Üç aşamalı inisiyasyon… Mevlâna Celâleddin-i Rumi’nin bâtıni öğretisi, diğer Sufi öğretilerinde olduğu gibi üç aşamadan oluşmuştu. Bu aşamalar Şeriat, Tarikat, Hakikat olarak isimlendirilmiştir. Şeriat, tarikat, hakikat arasındaki ilişkiyi mum örneğiyle açıklar: Şeriat muma benzer; insana yol gösterir. Fakat sadece mumu ele almakla yol aşılmaz. O mumun ışığında yola düştün mü, işte bu gidiş tarîktir. Yola çıkıştaki hedefine ve maksadına ulaştın mı, işte bu hakikattir. Mesnevi c. V Mevlâna bu sözleriyle Sufi Gizli Öğretisi’nin temelini özetlemiştir. Görünenden görünmeyene, bilinenden bilinmeyene doğru gidilen tarikat yolunun hedefini göstermiştir. Çok sayıda kişi bu Sufi Tarikatları’nda özel eğitimden geçirilmiş ve ilahi sırlara inisiye olmuşlardır. Bu makama eren kişinin aslı, ya göklerdendir. Yahut topraktır da topraklıktan tamamıyla çıkmıştır. Mesnevi c. III Dr. Bedri Ruhselman ekolünde yetişen ve uzun bir süredir Sınır Ötesi Yayınları araştırma ekibinde çalışmalarına devam eden Kevser Yeşiltaş ve Nilüfer Dinç tarafından kaleme alınan bu kitapta; hem Mevlâna’nın bâtıni öğretisinin temel prensipleri, hem de Mevlâna’nın yaşamı içinde kendisinin sergilemiş olduğu ve çevresinin şahit olduğu bazı mucizevi olaylar ele alınarak okuyucuya sunulmuştur. Bu mucizevi olaylar Parapsikoloji Bilimi’nin bulguları ışığında değerlendirilerek, bir zamanlar dergahlarda yaşanan bu sıradışı olaylara açıklık getirilmiştir.
Kevser Yeşiltaş & Nilüfer Dinç – Batıni Mevlana
PDF Kitap İndir |